Köşe Yazıları
Kadın Mahpusların Hakları, Cezaevi Uygulamaları, Hak İhlalleri ve Hakikat
Hatice Özbay 2 Aralık 2025
Hatice Özbay 2 Aralık 2025
Seher Yıldırım 24 Kasım 2025
24 Kasım Akşamı İstanbul Barosu’nda Tanıklık Ettiklerim 24 Kasım 2025 Pazartesi, saat 19.00’a doğru İstanbul Barosu’nun koridorlarından içeri adım attığımda bir etkinliğe değil; bir yüzleşmeye girdiğimi […]
Hatice Özbay 2 Aralık 2025
2025 yılında 403 kadın katledildi.Bu kadın cinayetlerinin yalnızca bir kısmı manşetlerde yer alıyor. Nadiren de olsa toplumsal infial yaratıyor ama yüzlerce kadının katledilişi gazetelerin satır aralarında, […]
Yağmur Özdamar 25 Kasım 2025
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, kadınların karşı karşıya kaldığı şiddetin yalnızca bireysel, aile içi ve fiziksel bir sorun olmadığını; aksine toplumsal, ekonomik […]
İlayda Cantaş 24 Kasım 2025
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, feminist mücadelenin tarihsel hafızasını bugüne taşıyan politik bir eşiktir. Mirabel Kardeşler’in bir diktatörlük tarafından katledilmesi, kadınlara yönelen […]
Seher Yıldırım 24 Kasım 2025
Herhangi bir kelimenin en ufak kıpırtısı bile karalanmaya, “görülmüştür” damgası altında ezilmeye gebedir. Bu yüzden hapishaneye mektup gönderen herkes bilir: Her kelimenin ardında görünmez farlar yanıp […]
Şilan Geçgel 23 Kasım 2025
25 Kasım Neden Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü? Kadınların hayatı boyunca süren sömürü, şiddet ve yok sayılma, tarih boyunca farklı biçimlerde karşımıza çıktı. Ancak her […]
Hatice Özbay 23 Kasım 2025
“Bir kadının bedenini savaş aygıtı haline getiren ülkemden utanıyorum. Cemile’ye şiş ve copla tecavüz eden askerler beni savunuyor olamaz. İşgali ve sömürgeciliği sürdürmek için ben Fransız vatandaşı olarak hiçbir postala yetki vermedim. Ben işkencecilerin yanında değilim, kız kardeşim Cemile ile birlikte Cezayirliyim.” Simone de Beauvoir Cezayirli Cemile, Barberousse Tutukevi'nin işkencehanesinde çırılçıplak boylu boyunca uzanıyordu. Meme uçlarına verilen elektrikten birkaç kez bayılmış olmalıydı. Son baygınlığından önce ilkokuldaydı. Hep bir ağızdan, kızlı erkekli müdürün söylediklerini tekrarlıyorlardı: “Paris başkentimiz, hepimizin annesi. Fransız Parlamentosu, bizim parlamentomuz, Vincent Auriol, bizim Başkanımız, Fransız bayrağı bizim bayrağımız.” Cezayir? Peki, Cezayir? Cezayir, şimdi elektrik verilen meme başlarından kalbine sızıyordu. Direniyordu meme uçlarında Cezayir. Cezayirli onlarca Cemilece, Cezayirli binlerce kadınca direniyordu, işkenceci lejyonerlerin aşağılamaya çalıştığı kadın bedeninde, direniş emperyalizme ve sömürüye başkaldırıyordu. Memelerinden vücuduna yayılan elektriğin acısı o kadar zulmediciydi ki, yakalanırken Fransız askerlerinin kurşun yağmuru ile omuzundan aldığı […]
Müjgan Tekin 12 Haziran 2025
Orta sınıf kadının ev işlerinin, yine bir kadın ama bu kez alt sınıftan bir kadın tarafından ücret karşılığı alınan bir dış hizmet olarak yerine getirilmesi, kadınların kendi aralarında sınıfsal farklardan doğan eşitsizlikleri meydana getirmektedir. Aynı zamanda bir güç savaşını doğurmaktadır. Bu savaşta ev işi-yuva işi ayrımı ve sınırları büyük önem taşımaktadır. Ancak ev işlerinin, ev hizmetlileri tarafından aynı zamanda bir bakım işi olarak algılanması sebebiyle sınırlarının belirlenmesini de güçleştirmektedir. Bu durumda da karşılığının sadece anlaşılan ücret üzerinden değerlendirilmemesi, fazlalık adı verilen hediyeler, harçlıklar vb. ile desteklenmesi beklenmektedir. Maddi desteklerin haricinde insani ilişkiler kurmak da ev hizmetlisi için “fazlalık” olarak algılanmaktayken, bu ilişki durumu materyalist ilişkilerde işveren için tatmin aracı, profesyonel ilişkiyi tercih eden işveren için ise çoğu zaman gereksiz ve yorucu bir yük olarak düşünülmektedir. Her ne kadar sınırları kesin çizgilerle çekilmemiş olsa da yuva işi sevgiye dayanan bakım […]
Nilgün Tutak 17 Ağustos 2024
*Sovyetler etkisinde açılan kreşlerden ilkokul ve liseye uzanan eğitim hayatını Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nde geçiren annemin hikâyelerini dinleyerek büyüdüm. Bu yüzden, yazının görseli olarak Sovyetler’de bir kreşte “çiş zamanı”nı gösteren bu fotoğrafı seçmek istedim; çünkü annemin anlattıkları, belleğimde yalnızca birer nostaljik hatıra değil, aynı zamanda günümüz somut sosyalist feminist politikalarını tasavvur etmede bir kanıt niteliğinde. Giriş Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi, yalnızca kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal haklarına erişimini sağlamayı değil, aynı zamanda toplumsal yeniden üretim süreçlerini dönüştürmeyi de içerir; hatta içermek ile yükümlüdür. Buradan hareketle kadınların çalışma yaşamına katılımını kolaylaştıran ve toplumsal cinsiyet rollerini yeniden şekillendiren kreş, gündüz bakım evi gibi hizmetlerin kamusallaştırılması, feminist politikalar geliştirmek açısından önem arz ediyor. Ancak özellikle geçtiğimiz aylarda konuşulan, Türkiye’de belediyelerin kreş açma yetkisine yönelik tartışmalar, bu konuda politik bir gerilimin olduğunun da işareti. 2024 yılının Kasım ayında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın […]
Sinem Yıldız 13 Mart 2025
Geçtiğimiz günlerde Semih Çelik’in iki kadını öldürmesinin ardından psikolojik bozukluklar ve madde kullanımının şiddet ve kadın cinayetlerini ne kadar açıkladığı gündem oldu. Aşkı Yeniden İcat Etmek: Patriyarka Heteroseksüel İlişkileri Nasıl Sabote Ediyor? kitabının bir bölümünde psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet içeren heteroseksüel ilişkileri sorgularken Mona Chollet, şiddet faillerini kastederek “narsist sapık mı, patriyarkanın öz evladı mı?” diye soruyor. Bu soru mesleğin başında, travma çalışan bir psikolojik danışman olarak kafamı uzun zamandır kurcalayan, bununla birlikte erkek egemen bir bilim anlayışıyla şekillenmiş ana akım psikoloji literatüründe de cevabını bulmanın kolay olmadığı bir soru. Konu şiddet ya da kadın cinayetleri olduğunda kişilik bozuklukları ya da kişilik örüntülerinin sınırı nerede başlar? Şiddet failleri her zaman belli kişilik örüntüleri mi gösterir? Bu sorunun cevabı her zaman evet ise şiddet failleri nasıl olur da patronlarına, köken ailelerine karşı yönetmekte hiç zorlanmadıkları öfkelerini eşlerine, partnerlerine ya da […]
Elif Başak Aslanoglu 11 Ekim 2024
Evlerden, mutfaklardan, yataklardan, işyerlerinden, ilişkilerden
omzumuza binerek süren ve bitmeyen vardiyamızın sesi ve sözüdür Kadın Vardiyası!
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖