Kelebeklerin Direnişi

25 Kasım Neden Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü? Kadınların hayatı boyunca süren sömürü, şiddet ve yok sayılma, tarih boyunca farklı biçimlerde karşımıza çıktı. Ancak her […]

VARDİYA EKİBİ


VARDİYA'DA BU HAFTA

trending_flat
Direnişin Kız Kardeşleri: Cemileler ve Simone de Beauvoir

“Bir kadının bedenini savaş aygıtı haline getiren ülkemden utanıyorum. Cemile’ye şiş ve copla tecavüz eden askerler beni savunuyor olamaz. İşgali ve sömürgeciliği sürdürmek için ben Fransız vatandaşı olarak hiçbir postala yetki vermedim. Ben işkencecilerin yanında değilim, kız kardeşim Cemile ile birlikte Cezayirliyim.” Simone de Beauvoir Cezayirli Cemile, Barberousse Tutukevi'nin işkencehanesinde çırılçıplak boylu boyunca uzanıyordu. Meme uçlarına verilen elektrikten birkaç kez bayılmış olmalıydı. Son baygınlığından önce ilkokuldaydı. Hep bir ağızdan, kızlı erkekli müdürün söylediklerini tekrarlıyorlardı: “Paris başkentimiz, hepimizin annesi. Fransız Parlamentosu, bizim parlamentomuz, Vincent Auriol, bizim Başkanımız, Fransız bayrağı bizim bayrağımız.” Cezayir? Peki, Cezayir? Cezayir, şimdi elektrik verilen meme başlarından kalbine sızıyordu. Direniyordu meme uçlarında Cezayir. Cezayirli onlarca Cemilece, Cezayirli binlerce kadınca direniyordu, işkenceci lejyonerlerin aşağılamaya çalıştığı kadın bedeninde, direniş emperyalizme ve sömürüye başkaldırıyordu. Memelerinden vücuduna yayılan elektriğin acısı o kadar zulmediciydi ki, yakalanırken Fransız askerlerinin kurşun yağmuru ile omuzundan aldığı […]

trending_flat
Aksu Bora’nın “Kadınların Sınıfı: Ücretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası” Kitabı Üzerine 

  Orta sınıf kadının ev işlerinin, yine bir kadın ama bu kez alt sınıftan bir kadın tarafından ücret karşılığı alınan bir dış hizmet olarak yerine getirilmesi, kadınların kendi aralarında sınıfsal farklardan doğan eşitsizlikleri meydana getirmektedir. Aynı zamanda bir güç savaşını doğurmaktadır. Bu savaşta ev işi-yuva işi ayrımı ve sınırları büyük önem taşımaktadır. Ancak ev işlerinin, ev hizmetlileri tarafından aynı zamanda bir bakım işi olarak algılanması sebebiyle sınırlarının belirlenmesini de güçleştirmektedir. Bu durumda da karşılığının sadece anlaşılan ücret üzerinden değerlendirilmemesi, fazlalık adı verilen hediyeler, harçlıklar vb. ile desteklenmesi beklenmektedir. Maddi desteklerin haricinde insani ilişkiler kurmak da ev hizmetlisi için “fazlalık” olarak algılanmaktayken, bu ilişki durumu materyalist ilişkilerde işveren için tatmin aracı, profesyonel ilişkiyi tercih eden işveren için ise çoğu zaman gereksiz ve yorucu bir yük olarak düşünülmektedir. Her ne kadar sınırları kesin çizgilerle çekilmemiş olsa da yuva işi sevgiye dayanan bakım […]

trending_flat
Sosyalist Feminist Bir Devlet Tahayyülü için Kreş Hakkı?

*Sovyetler etkisinde açılan kreşlerden ilkokul ve liseye uzanan eğitim hayatını Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nde geçiren annemin hikâyelerini dinleyerek büyüdüm. Bu yüzden, yazının görseli olarak Sovyetler’de bir kreşte “çiş zamanı”nı gösteren bu fotoğrafı seçmek istedim; çünkü annemin anlattıkları, belleğimde yalnızca birer nostaljik hatıra değil, aynı zamanda günümüz somut sosyalist feminist politikalarını tasavvur etmede bir kanıt niteliğinde. Giriş Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi, yalnızca kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal haklarına erişimini sağlamayı değil, aynı zamanda toplumsal yeniden üretim süreçlerini dönüştürmeyi de içerir; hatta içermek ile yükümlüdür. Buradan hareketle kadınların çalışma yaşamına katılımını kolaylaştıran ve toplumsal cinsiyet rollerini yeniden şekillendiren kreş, gündüz bakım evi gibi hizmetlerin kamusallaştırılması, feminist politikalar geliştirmek açısından önem arz ediyor. Ancak özellikle geçtiğimiz aylarda konuşulan, Türkiye’de belediyelerin kreş açma yetkisine yönelik tartışmalar, bu konuda politik bir gerilimin olduğunun da işareti. 2024 yılının Kasım ayında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın […]

trending_flat
Narsist mi Ataerkinin Öz Evladı mı?

Geçtiğimiz günlerde Semih Çelik’in iki kadını öldürmesinin ardından psikolojik bozukluklar ve madde kullanımının şiddet ve kadın cinayetlerini ne kadar açıkladığı gündem oldu. Aşkı Yeniden İcat Etmek: Patriyarka Heteroseksüel İlişkileri Nasıl Sabote Ediyor? kitabının bir bölümünde psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet içeren heteroseksüel ilişkileri sorgularken Mona Chollet, şiddet faillerini kastederek “narsist sapık mı, patriyarkanın öz evladı mı?” diye soruyor. Bu soru mesleğin başında, travma çalışan bir psikolojik danışman olarak kafamı uzun zamandır kurcalayan, bununla birlikte erkek egemen bir bilim anlayışıyla şekillenmiş ana akım psikoloji literatüründe de cevabını bulmanın kolay olmadığı bir soru. Konu şiddet ya da kadın cinayetleri olduğunda kişilik bozuklukları ya da kişilik örüntülerinin sınırı nerede başlar? Şiddet failleri her zaman belli kişilik örüntüleri mi gösterir? Bu sorunun cevabı her zaman evet ise şiddet failleri nasıl olur da patronlarına, köken ailelerine karşı yönetmekte hiç zorlanmadıkları öfkelerini eşlerine, partnerlerine ya da […]

VARDİYA'YA KAYIT OL

Evlerden, mutfaklardan, yataklardan, işyerlerinden, ilişkilerden
omzumuza binerek süren ve bitmeyen vardiyamızın sesi ve sözüdür Kadın Vardiyası!

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation