VARDİYA EKİBİ


VARDİYA'DA BU HAFTA

trending_flat
Aylak Damla ile Söyleşi

Seni tanıyarak başlayalım mı?  Ben Damla. Hacettepe Üniversitesi mütercim tercümanlık bölümünü bitirdim. Ardından aynı okulda Medya ve Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisans yaptım. YouTube’da “Aylak Damla” isimli kanalda feminist video makaleler üretiyorum. Feminizmle nasıl tanıştın? Nasıl karar verdin böyle bir YouTube kanalı açmaya? Aslında feminizmle tanışmam, akademideki okumalar sayesinde oldu. Dolayısıyla bu fikri geliştirebileceğim yerin sadece akademi olduğunu düşündüm. Yüksek lisansa başladım. Niyetim kadın çalışmaları bölümüne girmekti, ancak süreç içinde okumalar yaptıkça kültürel çalışmalar ve medya alanında yüksek lisans yapmanın, eleştirel teoriyi kullanarak feminizme odaklanmanın çok daha geniş bir çerçeve sunacağını fark ettim. Ama akademide beni sürekli rahatsız eden, tatmin etmeyen bir şeyler vardı. Örneğin ben feminist yayınları çok takip ederim. Akademiden ziyade gerçekten alandan, hareketin içinden gelen ya da gündelik hayattaki deneyimlerini paylaşan kadınların yazılarını okumayı, podcastlerini, videolarını dinlemeyi/izlemeyi çok daha fazla severim aslında. Buradan bakınca bana sokaktan kopmuş […]

trending_flat
“Toplumsal Cinsiyetten” Korkuyorlar!

Yakın zamanda “toplumsal cinsiyet” kavramına dönük gerici saldırıların bir yenisine daha şahit olduk. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2 Mayıs 2025 tarihli genelgesi toplumsal cinsiyetin bir “sosyal inşa” olarak tanımlanmasının, bireylerin biyolojik cinsiyetlerinin ötesinde cinsiyet kimliklerini beyanla belirleyebileceği anlayışının, “evlilik ve aile müessesesini tahrip eden”, “kadınlara, çocuklara ve toplum yapısına zarar veren” bir yön taşıdığını iddia etti.1 Aslında bu genelge ile ortaya atılan fikirlerin yeni olduğu söylenemez. 1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler metinlerinde “toplumsal cinsiyet” kavramı kullanılmaya başlandığında Vatikan tepki göstermişti. O günden bugüne “toplumsal cinsiyet” kavramını sağdan ve soldan/feminist cepheden eleştiren çeşitli yaklaşımlar oldu. Ne ki bugünün dünyasında artık adıyla anti-gender (toplumsal cinsiyet karşıtı) hareketler dediğimiz önemli bir toplumsallık, faşizan, dinci, erkek üstünlükçü bir ideoloji ile kendini göstermektedir. Üstelik yalnızca ülkemizde değil, Avrupa’da, Amerika’da da benzer bir oluşum vardır. Zamanın ruhuna çalınmış reaksiyoner bir mayadır, “toplumsal cinsiyet” kavramına düşmanlık. Bu […]

trending_flat
Maria Suphi / 16’lar

Ve şimdi sa-hil-de-ka-la-ba-lık! Varım, Ben Maria Suphi. Bolşevik gibi yaşayıp Bolşevik gibi ölen yoldaşınız Maria Suphi.                                                                              Azgındı yine Karadeniz. Tıpkı 28 Kanunisanı 921’deki gibi çırpınıyordu Karadeniz. Hiç beklenmedik bir anda fırtınanın uğultusunu bastıran, kapkara denizin ortasından yükselen bir ıslık, dalga dalga yayıldı Trabzon kıyılarına. Önce Nemlizade Köprüsü’nden duyuldu yankısı. Karıştı ıslığa, 28 Ocak 1921’den kalma “dinsizlere, kitapsızlara, Allahsızlara ölüm” diyen kanlı nidalar.  - Dinsizlere, kitapsızlara, Allahsızlara ölüm. Komünist, ırz düşmanlarına ölüm! Değirmendere’ye ulaştığında ne kadar ses varsa; hem dünden kalma hem bugünden, hepsini bastırdı ıslık. Çömlekçi’nin üstüne vardığında yükseldikçe yükseldi ıslığın tınısı. Çömlekçi’de bir evin önünde, Trabzon kayıkçılar kethüdası, Enver Paşacı, Yahya Kaptan’ın evinin önünde hiddetlendikçe hiddetlendi ıslık. Evden, ıslığa karşılık bir uluma sesi yükseldi, asırlardır tanıdık bir uluma sesi: - hav… hav… hak…tü…1 Delicesine yağan yağmura ve soğuğa aldırış etmeden tek tek evlerin camları açıldı. Islık sesi, camlardan […]

trending_flat
Yazmadan Olmadı…

Memleketi yangından çıkmış bir otel harabesi olarak gördük. Bugün öfke, gözyaşı, sorumlular kimi haykırışların, yayın yasaklarının, siyasetin günü. Ama bugün aynı zamanda gül yüzlü çocukların, babalarının o çocukların otopsisini beklerken….Karne gününü değil, mezuniyetini değil, otopsisini… O babaların, beklerken kalp krizi geçirip öldüğü gün. Gecenin yorgun uykusunun içinde çöken dumanın, yükselen alevin, can pazarının; kayıpların, ölümlerin, çarşaflara tutunarak kurtulmanın ama bir büyük kabustan bir daha asla kurtulamamanın günü. Eşler, evlatlar, kız kardeşler, arkadaşlar, tanıdıklar ve diğerleri… Bir ülkenin hep “diğerleri.” Annelerin, babaların, çocukların, kendilerinden uzaklara uğurlayacakları her yerde olabilecek tüm etkinliklerini iptal ettikleri gün. Ama bir şey söyleyeyim mi? Çocuklarımızı böyle kurtaramayacağız. Ne kadar zengin olursanız olun, ya da isterseniz dişinizden tırnağınızdan kesin bunu yapmak için bu ülkede eğitim sistemi bu haldeyken çocuğunuzu hangi özel, hangi nitelikli okula yazdırırsanız yazdırın, hiçbir işe yaramayacak. Bu ülkede sağlık sistemi böyle oldukça, hepimizin bildiği […]

VARDİYA'YA KAYIT OL

Evlerden, mutfaklardan, yataklardan, işyerlerinden, ilişkilerden
omzumuza binerek süren ve bitmeyen vardiyamızın sesi ve sözüdür Kadın Vardiyası!

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation