Background

Perihan’ın çocukluğunu kaç kâğıt mendil geri getirir sizce?

Hacer Foggo

Bir çocuk niye çocukluğunu yaşamadan çalışmaya başlar, bir çocuk niye çalışırken şiddet görse ya da istismara uğrasa da sessiz çığlığı ile çalışmaya devam eder? Bir tek nedeni var. Yoksulluk ve adaletsizlik.

Bitlis’te 9 Haziran’da “patpat” olarak tabir edilen tarım aracının devrilmesi sonucu 8 çocuk işçi yaralandı. Bu haber sosyal medyada dört satırdan öteye geçemedi. Üç gün sonra yani bugün 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü. Bitlis’te çalışmaya giderken kaza geçirip yaralanan çocukların durumu ile ilgili bir bilgimiz yok. Sadece Bitlis’te değil ülkenin dört bir yanında çalışan çocukların hayatından, endişelerinden, çalışırken başlarına gelenlerden de haberimiz yok. Çünkü onlar çocuk. Onları bizler her yıl olduğu gibi bugün de hatırlayacağız. “Çocuk işçiliğine son” diyeceğiz, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) açıklama yapacak, siyasetçiler açıklama yapacak ve ertesi gün, çocuklar traktörlere binip tarlalara, sanayi sitelerine, tekstil atölyelerine, bilinmeyen köylerde, bilinmeyen okullarda, bilinmeyen şehirlerde çalışmaya devam edecek. Bazıları kaza geçirecek, bazıları ölecek, bazıları küçük yaşta evlendirilecek, şiddet görecek, istismara uğrayacak, intihar edecek ve bizler onları iki satır okuyup unutacağız. 

Bir çocuk niye çocukluğunu yaşamadan çalışmaya başlar, bir çocuk niye çalışırken şiddet görse ya da istismara uğrasa da sessiz çığlığı ile çalışmaya devam eder? Bir tek nedeni var. Yoksulluk ve adaletsizlik. 

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine göre dünyada 63 milyonu kız, 97 milyonu erkek çocuğu olmak üzere toplam 160 milyon çocuk, her 10 çocuktan biri çocuk işçi olarak çalışıyor. Bu çocukların yaklaşık yarısı ise sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor ve sayıları 79 milyonu buluyor. 

TÜİK’in “İstatistiklerde Çocuk, 2023” verilerine göre ise 15 ile 17 yaş arasındaki çocukların üretim sürecine dahil olma oranı yüzde 22,1’e yükselmiş. Geçen yıla göre çocuk işçiliği yüzde 3,5 artmış. Ama bu rakamın içinde MEB’e bağlı Meslek Edindirme Merkezleri’ne (MESEM) kayıtlı 1,5 milyon çocuk yok, bu rakamın içinde kayıtsız çalışanlar ve 15 yaş altı çocuklar yok, çünkü onlar sayılmıyor!

Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, yoksulluk sınırının asgari ücretin üç katı olduğu bir dönem ve yoksulluk gittikçe derinleşiyor. Yoksulluk derinleştikçe de çocuk sömürüsü artıyor. Çünkü; çocuklar ve savunmasızlar. Daha geçenlerde Ağrı’da bir meslek lisesinde İl Milli Eğitim Müdürü 2023-2024 eğitim öğretim yılında çocukların yaklaşık 38 milyon TL ciro elde ederek ekonomiye katkı sağladığını söyledi. Çocukların da kendi harçlıklarını çıkarttığını da söylemeyi unutmadı. Çocuklar artık ucuz işgücü. İşverenler çocukların yerine yetişkinleri tercih etmiyor çünkü çocuk işçiliği azaldığında yetişkin ücretlerinde artış olacak. Bu nedenle MESEM’ler çoğalıyor, bu nedenle tarımda, sanayide, tekstilde çocuk işçi sayısı arttı, bu nedenle çocuk işçiliği ülkemizde yüzde 22 oldu. Her rakam bir çocuk. Kendi tanıklıklarımdan ev ziyaretlerinden biliyorum. Artık birçok devlet okulunda özellikle yoksul çocuklar eğitimciler tarafından çalışmaya yani MESEM’lere yönlendiriliyor. Araştırmalar göstermiştir ki, yoksulluk içinde büyüyen çocukların okul terk etme oranı yüksek. Bu da çocukların ekonomik nedenlerle erken yaşta çalışmasına neden oluyor. Bir çocuğun eğitim hayatından tamamen kopması, o çocuğun yoksulluk döngüsünden çıkma ihtimalini yok ediyor.  Ve çocuk çalışmaya başladığında fiziksel, duygusal gelişimi zarar görüyor, savunmasız olduğu için de istismar riski artıyor.

Geçen yıl Ankara’da işçi olarak çalıştığı iddia edilen 13 yaşındaki Harun Yıldız, oto tamir dükkanında yük asansörünün üzerine düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Yine geçen yıl, Urfa’dan Ordu’ya fındık toplamaya giden 11 yaşındaki çocuk Sinan Enes Zinciralmaz yaşamını yitirdi. Oysa 4857 sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesine göre 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasak. Kanun ve mevzuatlar bir işe yarıyor mu ya da her yıl ILO’nun “Çocuk İşçiliğine Son” temaları ya da Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar “Yoksulluğa Son” hedefi ya da Avrupa Birliği’nin çocuk işçiliği ile ilgili yaptırdığı projeler ya da akademisyenlerin araştırmaları ya da siyasetçilerin söylemleri İstanbul Büyükçekmece’de staj gördüğü işyerinde kafası makineye sıkışan 14 yaşındaki çocuk işçi Arda’nın ölümüne engel olmuyor. 

Bundan tam iki yıl önce Ümraniye de oturan 13 yaşındaki Perihan ev sahiplerinin kendilerini evden çıkartmak istediğini, geçinemediklerini uzun uzun anlattıktan sonra dedi ki “ben okulu bıraktım ama yeni bir okula başladım. Okul beni yönlendirdi. Hem para da kazanacağım. Belki ev bile alırız. Kredi çeker annem, ben öderim.” Perihan’ın bahsettiği okul MESEM’di. Perihan şimdi sokaklarda annesi ile birlikte kâğıt mendil satıyor. Evlerinden çıkardılar bir bodrum katında çok kötü koşullarda yaşıyorlar. O bodrum katındaki kirayı da yükseltmiş ev sahibi şimdi sığınacakları bir liman arıyorlar. Son olarak söyleyeceğim, gerçekleşmese de, çocuk işçiliğine yönelik gerçekçi ağır yaptırımı olan düzenlemeler yapılması ve bu düzenlemelerin çocukları koruyacak sosyal koruma programlarının uygulanmasını sağlayacak şekilde güçlendirilmesi. Perihan ne mi yapıyor? Gece yarılarına kadar kaç kâğıt mendil satarsa kiralayacakları bir evi ödeyebilirler onun hesabını yapıyor.  Perihan’ın çocukluğunu kaç kâğıt mendil geri getirir sizce?

 

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation