Background

Mutfakta Becerikli, Yatakta Kıvrak, Ayna Karşısında Güzel…

Öznur Özkaya

Ezelden beri izafi olduğu belirtilse, döneme ve kültüre göre değişebilse de, ortalama ve evrensel bir güzellik anlayışı vardır. Söz konusu olan kadın güzelliğiyse, şimdilerde hemen akıllara orantılı hatlara sahip bir vücut, ince bel, pürüzsüz bir cilt, sağlıklı saçlar, kalın dudaklar, dik ve dolgun memelerle popolar, biçimli bir burun, uzun kirpikler, gür kaşlar vb. gelir. Saçın kısa veya uzun, memelerin iri veya küçük, tenin beyaz veya esmer olması erkeğin ideasına bağlıdır.

Toplumun kalıplaşmış güzellik algıları karşısında kadın ve erkek eşit noktada mıdır? Tabii ki hayır. Zira kadınlardan beklenen ideal güzelliğin, çok daha sert ve ayrıntılı kurallarının olduğunu hepimiz biliyoruz. Ezcümle ‘güzel’ ve ‘çirkin’ kategorisine çarçabuk dahil edilen kadınlar, bu sınıflandırma neticesinde görünmez bir baskıyla yaşamını sürdürüyor. Erkekler ise, onlar için belirlenen standartlar karşısında, kadınlara oranla çok daha özgür ve baskısız bir hayat yaşıyor.

Kadınlar üzerlerindeki bu baskıyı azaltmak ve kriterlere uymak adına söz gelimi tarz değiştiriyor, kilo almaya yahut vermeye çalışıyor, algının beklediği/sunduğu stilde giyiniyor. Kendine yakıştırdığı için değil güzel görünmek için makyaj yapıyor, rengi beğendiği için değil ince gösterdiği için siyah giysiler tercih ediyor. Kendilerini hoşnut etmek için değil de, bu ortak kanıya uygun görünümlere ulaşmak için çeşitli estetik operasyonlar geçiriyor. Kadınlar sürekli, her yaşta ve her konumda güzelliklerini ve gençliklerini topluma ispatlamak zorunda kalıyor.

Zaten kadın, ancak evi çekip çevirdiği, tok bir koca ve harika çocuklar yarattığı, mutfakta becerikli, yatakta kıvrak, ayna karşısında güzel olduğu takdirde yüceltiliyor. Çünkü kadın bu başarıya imza atarken nerede susup nerede konuşacağını, ne yapıp ne yapmayacağını harfiyen biliyor, zira bunlardan birinde aksama yaşanması halinde kötü kadın/kötü anne damgasını yiyor. Kadınlara sessiz olmaları, her söyleneni onaylamaları, verilen her görevi başarmaları gerektiği öğretiliyor. Konuşma, sorgulama, reddetme, isteme riskini göze alanlar kibirli/edepsiz olduklarının düşünülmesi riskini de göze alıyor.

Altı yaşındayken Filipinler’den Amerika’ya göç eden, Wisconsin’de iki ayrı dünya arasında büyüyen, sınıf-deneyim-fırsatlar açısından derin bir eşitsizlikle ilk kez Princeton Üniversitesi’nde karşılaşan Joanne Ramos da Çiftlik1 adlı romanında, Hudson Vadisi’nde lüks bir inziva alanı olarak tasarlanan Golden Oaks çiftliğinde yoksul taşıyıcı annelerin doğuma kadar olan süreçlerinde yaşadıklarını göçmenlik, toplumsal cinsiyet, kapitalizm ve Amerikan Rüyası çerçevesinde ele alıyor. Taşıyıcı annelik seçimi sürecini başarıyla tamamlayan kadınlara organik yemekler, özel spor eğitmenleri, günlük masajlar sunuluyor. Bu lüks yerde üretimi canlandıranlar, yani burada birkaç yıl geçirip üst üste gebe kalarak sağlıklı, güzel ve kusursuz bebekler dünyaya getiren kadınlar büyük bir ödeme bile alabiliyor.

Damızlık Kızın Öyküsü‘nden epeyce etkilenmiş olan Louise O’Neill de ilk kitabı Kusursuzlarda2 günümüzün sosyal medya etkisiyle çığırından çıkan güzel/mükemmel ama nesneleşen kadın olgusuna değiniyor. Şöyle bir yaşam hayal edin: Kadınların tek görevi erkeklere hizmet etmek. Hepsi özel olarak tasarlanıyor ve dört yaşından reşit olana kadar “okullarda” erkekleri tatmin etmek için yetiştiriliyor. Çok güzel olmak, belli bir kiloyu korumak, uyumlu olmak zorundalar. İdeal kilolarını korumak için her gün tartılıyor, ilaç alıyor ve aç kalıyorlar. Aslında hepsi bir tür eşya. Öyle ki isimleri küçük harfle başlıyor. Hatta son kullanma tarihleri bile var. Mezuniyet töreni denebilecek tören erkeklerin bu kızlar arasından kendilerine eş seçme töreni. Sınırlı sayıdaki varis tarafından seçilen kızlar dışında kalanlar ya cariye oluyor ya da bakire. Cariyeler erkeklere bir nevi fahişelik yapıyor, bakireler ise okullarda kızları yetiştiriyor.

Lakin kadının kanıyla, canıyla, anneliğiyle, bekaretiyle, bedeniyle uğraşanlara inat kurtuluş, zeki kadınların güzel bakışlarıyla donatılan bir dünyada var olacaktır gelecekte.

Kaynakça:

  1. Çiftlik, Joanne Ramos, Çev: Tuğçe Aysu, İthaki Yayınları, 2022. ↩︎
  2. Kusursuzlar, Louise O’Neill, Çev: Öznur Özkaya, Yabancı Yayınları, 2017. ↩︎

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation