Background

“Kırılgan Erkekler, Kadınları Kendilerine Tabi Kılmaya Çalışıyor”

Kadınların evlendikten sonra istediği soyadını kullanma hakkını ihlal eden maddeyi de içinde barındıran 9. Yargı Paketi görüşmeleri bu hafta da devam etti. 

TBMM Adalet Komisyonu’nda konuyla ilgili söz alan Türkiye İşçi Partisi Sözcüsü Sera Kadıgil, AKP’li ve MHP’li milletvekillerinin yaptığı şeyin adının Anayasa’yı ayaklar altına almak ve bununla gurur duymak olduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını kullanmalarını engelleyen yasal düzenlemeleri ayrımcılık olarak nitelendirip iptal ettiğini hatırlatan Kadıgil, “Anayasa Mahkemesi’ni ya kapatın ya da açık açık ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na uymuyoruz’ deyin,” dedi. 

Soyadı Kanunu’nun 1934’te yürürlüğe girdiğini söyleyen Kadıgil, “100 yıllık kanunlara bu kadar düşkünseniz; 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu, karma eğitimi zorunlu hale getirip medreseleri kapatan kanundur. 1925 tarihli tekke ve zaviyelerin kapatılması hakkında çıkan kanun da var. Bu kanunların sizin için niye bir kıymeti yok?” diye sordu. 

Aile birliğinin soyadıyla olmadığını, sevgi ve bağlılıkla olduğunu belirten Kadıgil, “Belli ki eşleriyle duygusal, sevgi ve dayanışma temelinde bir birliktelik kuramayan; kırılgan erkekliğe sahip erkekler, kadınları kendilerine tabi kılmaya çalışıyorlar. Ben bunu, ‘iktidardaki iktidarsızlık’ olarak yorumluyorum. Bu kadar özgüvensiz olmanıza gerek yok. Benim soyadım da bana uzaydan gelmedi, babamın soyadı bu da. Ben bir kadınım, hangi soyadını istiyorsam onunla yaşarım. Buna benim yerime nasıl Tayyip Erdoğan karar verebilir?” dedi. 


Elçi: “Seküler Yaşam Tarzına Karşı Tehdit ve Saldırılar Artıyor”

Diyarbakır’da geçen hafta CHP Milletvekili Türkan Elçi’nin ailesine ait kafeye silahlı ve ses bombalı saldırı düzenlendi. Şans eseri can kaybının olmadığı saldırı sonrası X hesabından açıklama yapan Türkan Elçi, Diyarbakır’da son dönemlerde seküler yaşam tarzına, sosyal hayata karşı tehdit ve saldırıların arttığını belirtti. Elçi açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

“Saldırı öncesinde kısa etek giyen kadınların da aynı zamanda bir kültür sanat merkezi olan işletmemize gelmesinden rahatsızlık duyduklarını belirterek işletme çalışanlarımız tehdit edilmişti. Şiddetten zarar görmüş biri olarak her durum ve koşulda kimden geldiğine bakmaksızın şiddete ve her türlü haksızlığa hukuksuzluğa karşı olacağımı tekrar tekrar dile getirmekte bir beis görmüyorum. 

Olayla ilgili 3 kişinin gözaltında olduğu bilgisi ilgili makamlarca tarafıma iletildi. 

Daha vahim durumlarla karşılaşmamak için yetkililerin olayı ciddiyetle takip etmelerini temenni ediyor, barış ve kardeşlik duyguları içinde yaşayacağımız bir ülke hayalimizin yıkılmayacağını dile getiriyorum.” 

Diyarbakır’da son üç haftada üç farklı kafeye yönelik saldırılar yaşanmış, ilk saldırının olduğu “Sihirbazın Mekânı” adlı kafenin işletmecisi illüzyon sanatçısı Hassan Asoiaf kenti terk etmek zorunda kalmıştı. Havuza giren site sakini kadınlar bir grup erkeğin sözlü şiddetine maruz kalırken dans okulunun parkta düzenlediği gösteriye katılanlar de, tekbir getiren 50 kişilik bir grubun saldırısına uğramıştı. 


Linç Edenler Serbest, Mülteci Düşmanlığını Eleştirene Tutuklama

Kayseri’de ‘çocuğu istismar’ iddiaları üzerine Suriyelilere yönelik linç saldırılarını sosyal medyada eleştiren TİP üyesi LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar, 10 Temmuz akşamı ev baskınıyla İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama’ suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Mozalar’ın tutuklanmasıyla ilgili açıklama yapan TİP İstanbul İl Örgütü şöyle dedi:

“Yoldaşımız İris, göçmenlere yönelik saldırılara karşı durduğu gerekçesiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Ülkemizde nefret ve düşmanlık değil barış ve kardeşlik hâkim olana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Barışın sesini yükselttiği için tutuklanan yoldaşımız İris’i mutlaka alacağız.”

İris Mozalar bir gün sonra serbest bırakıldı. (Bianet) 


Kürtaja Fiili Yasak: “Doktorum bu günahın altına girmez”

Gazete Duvar’dan Evrim Deniz’in haberine göre Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi Diyarbakır’da da kamu hastaneleri ve özel hastaneler isteğe bağlı kürtajı ‘yasak’ olduğu gerekçesiyle gerçekleştirmiyor.

Diyarbakır’da telefon aracılığıyla ulaştığımız ve ‘isteğe bağlı kürtaj’ işlemine dair bilgi aldığımız kamu hastaneleri, doktorları ve veznedarları farklı gerekçeler ile kürtaj yapmadıklarını belirttiler. Kamu hastaneleri yetkililerinden 9’u kürtajın yasak olduğunu dile getirirken 2’si ise ancak kişinin evli olması ve gebeliğin sağlık açısından risk oluşturması durumunda babanın da rızası alınarak kürtaj yapacaklarını belirtti. “İsteğe bağlı kürtaj yapıyor musunuz?” sorusuna 11 hastanenin 9’unda erkek, 2’sinde ise kadın veznedar cevap verdi. Veznedarların cevapları “Yasak” ve “Hastanede böyle bir şey yapmıyoruz” oldu. 3 kadın doğum hastalıkları uzmanı sekreterinin 2’si, “Gebelik riskli değilse doktorumuz kürtaj yapmayacaktır” cevabını verdi. 3’üncü sekreter ise “Doktorumuz böyle bir günahın ve sorumluluğun altına girmeyecektir” cevabını verdi.

Yasal Değil Fiili Uygulama

Diyarbakır SES Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak ise özel hastanelerin de yasal prosedüre uymadığını belirterek şunları söyledi: “Sizin telefonunuzun ardından birçok hastaneyi aradım. Ve hepsinden ‘Resmi nikahlı eşinin onayı olmadan kürtaj yapmıyoruz’ cevabını aldım. Kişi evli değilse isteğe bağlı kürtaj yapmadıklarını dile getirdiler. Bazı hastaneler de gebe için riskli bir durum varsa 15-20 bin TL arasında fiyat verirken isteğe bağlı gebeliğin 30 bin TL ve üstü fiyatlandırmaya tabi olduğunu belirttiler.

Bu yasal düzenlemenin dışında tamamen fiili bir uygulama. Bu uygulama kadının kendi bedeni için karar verme özgürlüğünü elinden alan, bir erkeğe mecbur bırakan, belki bu yüzden merdiven altı yerlerde hayatını tehlikeye sokan bir uygulama. Maliyetinin bu kadar yüksek olması da ayrıca büyük bir problem ve kadınları başka yollar aramaya itiyor.” (Gazete Duvar) 


Kadına Yönelik Şiddet Artıyor

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya katıldığı Mecliste Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda kadına yönelik şiddete dair veriler paylaştı ve 2019’dan bugüne bir artış olduğunu söyledi.

Verilere göre, 6284 kapsamındaki şiddet olayları 2019 yılında 186 bin 391’den, 2023 yılında 284 bin 280’e ulaştı, 2024 yılının sadece ilk altı ayında ise bu sayı 146 bin 849’u buldu.

2019 yılında 281 bin 32 olan şiddet mağduru sayısı 2023 yılında 366 bin 77’ye ulaştı. 2024 yılının sadece ilk altı ayında ise bu rakam 207 bin 813’ü buldu.

“Bakanlık Hangi kadınları Kadın Cinayeti Olarak Saymıyor?”

Yerlikaya kadın cinayetlerine dair ise, “2023 yılında maalesef 308 kadın uğradığı şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. 2024 yılının ilk altı ayında ise 166 kadın maalesef yaşamını yitirdi,” dedi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun paylaştığı verilere göre ise 2024 yılında ilk 6 ayda 205 kadın cinayeti işlendi, 117 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bakan’ın açıkladığı verilere sosyal medya hesaplarından yanıt veren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “Bakanlık hangi kadınları kadın cinayeti olarak saymıyor? Babası tarafından öldürülen Merve Karabaş’ı mı? 120 kez bıçaklanarak öldürülen Hacer Çağla Çetinalp’i mi? Aynı apartmanda olduğu erkek tarafından boğularak ve evi yakılarak öldürülen Ayfer Koçak’ı mı?” diye sordu. 

Failler Erkek

2024 yılının ilk 6 ayında 6 milyon 5597 bin kadın şiddete uğrama korkusu ile telefonuna KADES indirmiş. Bakan, Kades uygulamasında 2018’den bugüne kadar 1 milyon 219 bin ihbar yapıldığını belirtti.

Elektronik kelepçe ile takip kapasitelerinin bin 500 olduğunu söyleyen Yerlikaya, şu an 689 aktif vaka olduğunu söyledi.

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, 2023 yılında gerçekleşen 309 kadın cinayetinden yüzde 40’ının aile içi tartışma ve geçimsizlik sebebiyle işlendiği, yüzde 31’inin kıskançlık nedeniyle olduğu, yüzde 13’ünün boşanma sürecinde gerçekleştiği, yüzde 8’inin ayrılığı kabul etmeme nedeniyle gerçekleştiği, yüzde 7’sinin namus cinayeti ve cinsel ilişkiyi kabul etmeme gibi sebeplerle gerçekleştiği, yüzde 1’inin ise yine psikolojik sebeple gerçekleştiğini tespit ettiklerini belirtti.

2023 yılında aile içi şiddet sonucu hayatını kaybeden, büyük kısmı bir erkek tarafından öldürülmüş erkek sayısını ise 111 olarak verdi.

İçişleri Bakanlığına bağlı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından kadın hakları, aile değerlerinin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi konularında 2019 yılından 1 Temmuz 2024 tarihine kadar 79 derneğe, 11 milyon 904 bin 328 TL proje desteği verildiği belirtildi. (Ekmek ve Gül) 

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation