Background

Erkek Egemen İnşaat Sektöründe Kadın Mühendisler ve Mimarlar

Kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden dolayı çalışma yaşamında, çoğu zaman erkeklerin gerisinde kalmaktadır. Bu geri kalışın nedeni, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınlara, ev içi sorumluluk ve bakım emeği rolünü üstlenmesi gerektiği; erkeklere ise, iktidar ve mücadeleyi içine alma rolünü üstlenmesi gerektiği kabulüne dayanmaktadır. Kadınların erkeklere göre daha duygusal, uyumlu, şefkatli ve pasif olduğu; erkeklerin ise güçlü, agresif, hırslı olduğu varsayımı cinsiyete yönelik bir önyargıdır. Kadınlara ait önyargılar hem kadının çalışma yaşamına ket vurmakta hem de kadınların idareci, yönetici gibi rollerde görev almasını engelleyebilmektedir. Bu rollere paralel olarak meslekler de cinsiyetlere göre sınıflandırılmakta, kimi meslekler kadın mesleği kimi meslekler erkek mesleği olarak anılmaktadır. 1

TMMOB 2024 Ocak ayında, TMMOB’ye bağlı odaların üye sayılarının toplamının 677.242 kişi olduğunu açıklamıştır. Bu sayının 163.029’u kadın mühendis, mimar ve plancılardan oluşmaktadır; bu sayı oransal olarak %24’e tekabül etmektedir. 2  Bu bağlamda, mühendislik disiplininin erkek yoğun bir meslek alanı olduğu görülmektedir. Mühendislik alanında kadınların sayısı günden güne artsa da temsiliyet açısından hala geri bir noktada olduğu ve bu temsiliyetin yalnızca inşaat sektörü değil, çalışma yaşamındaki birçok alana, sektöre yansıdığı söylenebilir.

TÜİK’in 2023 yılında yayınlamış olduğu rapora göre kadınların istihdama katılımı %31 oranında, 9.900.816 kişi olarak gerçekleşmiştir.3

2022 yılı İşgücü Piyasası Araştırması kapsamında inşaat sektöründe toplam 1 milyon 491 bin 374 çalışan olduğu, sektörde çalışan kadın sayısının ise 181.902 kişi olduğu tespit edilmiştir. İnşaat sektöründe çalışan kadınların oranı %12,2’dir. 4İnşaat sektöründe çalışan kadınların oranının, istihdamdaki tüm kadınlara oranı ise %1,8’dir. İnşaat sektöründe çalışan kadın mühendis ve mimarların sayılarına dair net bir bilgi bulunmamakla birlikte sektördeki kadınların çoğunun teknik elemanlardan (mühendis, mimar, tekniker, İSG uzmanı) oluştuğu söylenebilir. 

Riva vd. (2019) göre şantiyelerde, güç ve dayanıklılık gibi fiziksel beceriler ile yazın sıcak ve tozlu, kışın soğuk ve çamurlu olan şantiye koşullarıyla baş edebilen ve güç ilişkilerini yönetme becerisine sahip olan kişilerin erkek mühendisler olduğu varsayılır. Kadın mühendislerin, hassas, işbirlikçi ve duyarlı olduğu dolayısıyla “yumuşak faaliyetlerde” yer alması gerektiği; erkek mühendislerin ise fiziksel işler, liderlik rolleri dolayısıyla daha “zor faaliyetlerde” yer alması gerektiği ifade edilir. Bu durum erkek egemen sistemin şantiyelerde yansıması olarak ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren bir anlayış olarak karşımızda durmaktadır. 5

Bu durum yalnızca Türkiye’ye özgü bir durum da değildir, tüm dünyada erkek egemen sektör olarak nitelendirilen inşaat sektörü, kadın mühendislerin ayrımcılığı hissettikleri, şeflerinden, amirlerinden baskı-mobbing gördükleri, sahada çalışan ustalar tarafından sözünün dinlenmemesi ve ciddiye alınmaması gibi çeşitli psikolojik şiddet biçimlerine maruz kaldıkları, kimi zaman sözlü tacize uğrayabildikleri bir alandır. 6 

Gürcanlı vd. (2018), şantiyelerde çalışan teknik elemanların çalışma koşulları üzerine yaptıkları alan çalışmasında, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması olarak cinsiyet ayrımcılığının birçok ülkede yaşandığını ve kadın teknik elemanların inşaat sektöründeki bu ayrımcılığın çeşitli biçimlerine maruz kaldığını ifade etmektedir. Türkiye’de inşaat sektöründe çalışan her dört kadın teknik elemandan biri cinsiyet ayrımcılığına uğramıştır.

Aynı zamanda kadın teknik elemanların, “sundukları önerilere kulak asılmamasından, şantiyelerde kadın tuvaleti olmamasına, birlikte çalıştıkları erkek mühendislerden sözlü tacizlerden, iş-yaşam dengesinin bozulmasına, her an her saat e-postalara yanıt vermek ve erkeklerden daha fazla çalıştığını göstermek zorunda kalmaktan, uyumlu davranma zorunluluğuna (aksi halde kaba bir kadın olarak damgalanma korkusu vardır), bir sekreter muamelesi görmekten (çıktı almak, kahve yapmak vs.) yaptığı işe değer verilmemesine kadar”7 birçok zorluğa katlanmakta olduğunu ve ayrımcılığa uğradığını belirterek, kadın teknik elemanların bu sorunlar dolayısıyla inşaat sektörüne dahil olmakta olumsuz bir etki yarattığını ifade etmektedir.

Bunun yanında anket çalışmasında, kadın teknik elemanların, şantiye koşulları, çalışan sağlığı, iş yeri fiziksel koşulları ve iş yeri stres düzeyinin memnuniyet bağlamında erkeklere oranla daha düşük olduğunu tespit etmiştir. Şantiyedeki uzun çalışma saatleri, fiziksel koşulların zorluğu, toplumsal ve kültürel nedenler, eş değer işe eşit ücret verilmemesi, usta ve diğer personellerle ilişki, sektördeki örnek kadın eksikliği gibi birçok faktör, kadın teknik elemanların çalışmasının önünde bir engel olarak durmaktadır.

Özetle; kadın teknik elemanlar, erkek egemen ve emek yoğun olan bu sektörde, kendilerini ispatlamaya çalışmak için daha çok çalışmak zorunda kalmakta, cinsiyet ayrımcılığı dolayısıyla, baskı ve mobbinge uğramakta, fırsat eşitsizliklerine maruz kalmakta, ücret düşüklüğü ve terfi sorunları yaşamaktadır. Tüm bu sorunlarla birlikte, şantiye sahasında kadın tuvaleti olmamasından dolayı çeşitli sağlık problemleri yaşamakta, meslek hastalıkları riski ile karşı karşıya kalmaktadır. İş güvenliğinde erkek bedeninin veri alınması dolayısıyla da küçük beden iş ayakkabısı, mont gibi KKD’ye (Kişisel Koruyucu Donanım) ulaşmakta zorluk çekmektedir. Kadın teknik elemanlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı yaşadığı ayrımcılık ve kötü çalışma koşulları nedeniyle mesleğini yapmakta zorlanmakta hatta mesleğini yapamaz hale gelip istihdam dışına itilebilmektedir.

Biz kadınlara, özellikle teknik eleman kadınlara düşen görev, inşaat sektöründe var olabilmek ve güvenceli bir iş yaşamına kavuşarak ayrımcılığa uğramadan çalışmak için kadın örgütlerinde, emek ve meslek örgütlerinde örgütlenerek tüm bu olumsuz koşulları ortadan kaldırmak için mücadele etmektir. Ayrımcılığa uğramadan, insan onuruna yakışır bir çalışma rejimi inşa etmek ancak biz üretenlerin örgütlenmesi ve mücadele etmesi ile mümkün olacaktır. 

 

  1. Yaşbay Kobal H., Ay, İ. (2021). Türkiye’de inşaat sektöründe çalışan mimar ve inşaat mühendislerinin cam tavan algılarının erillik/dişillik kültür boyutu açısından belirlenmesi. Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi,27
    95-102 DOI: 10.31590/ejosat.945932
    ↩︎
  2. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği. (2024, Ocak 18). https://www.tmmob.org.tr/icerik/tmmobye-bagli-odalarin-uye-sayisi-677-bin-oldu
    ↩︎
  3. Türkiye İstatistik Kurumu. (2024, Mart 25). https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Isgucu-Istatistikleri-2023-53521#:~:text=İşgücü%202023%20yılında%20bir%20önceki,ise%205%2C8%20oldu
    ↩︎
  4. Türkiye İstatistik Kurumu. (2023, Şubat 6). https://media.iskur.gov.tr/66634/insaat-sektoru.pdf ↩︎
  5. Riva, S., Chinyio, E., Hampton P. (2019). Biased perceptions and personality traits attribution: Cognitive aspects in future interventions for organizations. Brief Research Report,15 9:2472 doi: 10.3389/fpsyg.2018.02472
    ↩︎
  6. Tarım, N. (2008). Türk inşaat sektöründe liderlik yaklaşımları ve cinsiyet arasındaki ilişki üzerine bir araştırma (Yayın No. 502081413) (Yüksek lisans tezi, İTÜ). https://polen.itu.edu.tr:8443/server/api/core/bitstreams/b99ada36-7cd3-408c-8a72-06e7622487cd/content
    ↩︎
  7. Gürcanlı, G. E., Akboğa-Kale, Ö., Artan, D. (2018). Şantiyelerde çalışan teknik elemanların çalışma koşulları üzerine bir alan çalışması. Çalışma ve Toplum Dergisi,4 1987-2014. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2576249
    ↩︎

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation