Background

Hayat Da Bayram Olsa

“Nerede o eski bayramlar?” değil mi? 

“O eski bayram” özlemine birkaç açıdan bakalım. O eski bayramların bayram olarak algılanmasının biraz izini sürelim. 

Bulaşık, çamaşır makinesi ve bugün temizlik ve yemek yaparken nispeten de olsa işi kolaylaştıran envaiçeşit ev aleti yok, buzdolabı yok… Aileler genel olarak geniş aile, evin normal hali ana baba günü ve bayram hazırlıkları yapıyorlar. Normalde yıka yıka bitmez bulaşıklar, olmuş bir dağ. Kilolarca malzemeden yemekler, tatlılar yapılıyor. Bilin bakalım tüm bunları kimler yapıyor? Tabii ki kadınlar. Her bayram sonrası üstlerinden buldozerle geçilmiş gibi hissediyorlardır eminim o çok özlenen bayram günlerini yaşatmak için. Tüm bu aletler artık var ama kadınlar bayram yapıyor mu?

Adından ve ana ritüelinden hazzetmesem de yine bir bayramın içindeyiz. Kadınlar için en yorucu olanı da bu bayramdır, “ana ritüeli” nedeniyle. 

Bayramdan birkaç gün önce başlamıştır kadınlar bayram mesaisine. Bölgesine göre cümleler ve telaşın içeriği değişir ama bayramın mimarları değişmez. Hazırlıklar çok önceden başlar. Halılar, yataklar, perdeler yıkanır; koltuklar silinir. Dip köşe her yer özenle elden geçer. Bayram için en özel yemekler yapılacak, çocuklara bayramlıklar alınacak ya da dikilecek… 

Arife akşamına kadar biter işler, ev halkının çoğunluğu ve misafirler için bayram başlar. Günlerdir temizlik, özel ve zahmetli yemeklerin, tatlıların hazırlığıyla canı çıkmış kadınlar, bu defa bayram günü mesaisi için erkenden kolları sıvar. Dört başı mamur kahvaltı hazırlanır, börekler, muhlamalar, kızartmalar… Kahvaltı biter, sofrayı topla, bulaşığı yıka, mutfağı sonraki fasla hazırla… Kesilen hayvanın etini temizlemek, ayırmak, kavurmayı ya da kebabı öğlen yemeğine yetiştirmek gerek… Etle uğraşma faslı başlar, etler dağıtıma ve yenmeye hazır hale gelir. Öğlen yemeği pişer, yenir, kaldırılır, bulaşıklar yıkanır ve kapı çalar. Bayramlaşmaya gelmiştir eş dost. Misafirleri ağırla, çay, kahve, bir gün önceden yapılmış tatlıları ikram et, onların bulaşıkları… Ben yazarken yoruldum. Teknolojik aletlerin olmadığı zamanlardaki “Nerede o eski bayramlar”ı yaratan emeği varın siz düşünün.

Bir de koca eli öpmek gibi kadının ikincil rolünün altını çocuklarının gözleri önünde çizen utanılası kültüre ne demeli? Annemin babamın elini öptüğünü idrak ettiğim ilk bayramda dehşete düşmüştüm. Üstelik annem babamdan birkaç yaş büyüktü. Anneme dehşetle niye öptüğünü sorduğumu, annemin de düzgün bir cevap veremediğini hatırlıyorum. Bu öfkelenilmesi gereken kültür de bu kültürün gayet normal olduğunu savunabilen yeni türedi kadınlar da başka yazının konusu olsun, biz “o eski bayramlara” başka açıdan da bir bakalım. 

Yukarıdaki bayram betimlemesi yine de biraz “o eski bayramlara” benziyor. Neoliberalizmin acımasız çarklarının dişlileri arasında tükürülüp tükürülüp atılan eski ve yeni tüm bayramların esamesinin okunamayacağı evlere bakalım bir de. Tek bir asgari ücretle ya da emekli maaşıyla geçinmek zorunda kalan emekçilerin, o evlerin kadınlarının bayramlarına… Eve gelen parayla ayın sonunu bile getiremeyen, varsa çocukları, onlara bayramlık almak bir tarafa besleyemeyen kadınların bayramına… Yoktan var etmek için tüm emeğini ve yaratıcılığını kullanıp bayramı özel yapmaya çalışan kadınların… Verdiği emeğin üstüne yetmezlik duygusunun yükünü ekleyen kadınların… Kurbanın kesildiği değil de kurban etinin verildiği kadınların… Aylardır et girmeyen evine biraz et girecek diye sevinen, o etleri belki birkaç ay yettirmeye çalışacak kadınların; kapıya gelen bayram çocuklarına şeker bile veremeyen…

Peki olmasın mı bayramlar? İçeriği, teması değişebilir ama olsun tabii, olsun ama bayram her eve gelsin. Olsun ama bayramın hazırlığı da bayram da kadınlı erkekli yapılsın. Bayramların yükünü neredeyse sadece kadınlar çekmesin.

Evet, her şeye rağmen bayramların çoğu zaman sıcak, yapıcı bir imgesi vardır. Uzun zamandır görülmeyenler görülür, toplumumuzda giderek daha az rastladığımız nezaket vardır bayramlarda. Toplumsal iletişime vesile olur ve itiraf edelim ki asıl olarak kadınlar sayesinde bugünlere gelmiştir. Bayramı bayram yapan kadınların emeğidir. Biz kadınlara hayat bayram olamadı ama bir türlü. İkincil rol, her tür şiddet, baskı düştü payımıza. Oysa dokunduğumuz her şeyi güzelleştiren ellerimiz özgür olsa, söz söylemede ve dünyaya müdahalede eşit olsak hayatı da tüm insanlık için bayrama çevireceğiz. 

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation