Background

Kadın İşçilerin AKP’li Belediye’ye Karşı Hukuk Zaferi

 

Kadın İşçi’den Ayla Önder’in haberine göre Kayseri’ye bağlı Tomarza’da ilçe belediyesinin kurduğu ve kadın işçilerin ağırlıklı olduğu tekstil fabrikasında yaşanan hak ihlallerine karşı mücadele zaferle sonuçlandı.

“Kayseri’nin Tomarza ilçesinde, belediyenin girişimi ve desteğiyle üç yıl önce kurulan bir tekstil fabrikası ses getirdi. Yankısı büyüktü ama iç yüzü gösterildiği gibi değildi. Üretimdeki kadın işçiler uzun süre ücret almadan çalışmışlardı. Ne ücret ne de güvence… İlk dönemde “sizi deniyoruz” gerekçesiyle sigortaları dahi yapılmamıştı. Bunun üzerine tekstil emekçileri bir hukuk mücadelesi başlatmıştı. Mahkeme süreci iki yıl devam etti. En nihayetinde o dava sonuçlandı ve kadınlar zafer kazandılar. Böylece kadınlar birikmiş ücret ve tazminatlarını alabilecekler.

Komik bir aylık bağlandı

Mağdur edilen emekçiler mahkemeye başvurduktan sonra bir bekleyiş başladı. Duruşmalar için hayli zaman geçti. İlk davaları 2023’ün Şubat ayında görülmüştü. Avukat Niyazi Ünalmış’ın yürüttüğü dosya, geçtiğimiz günlerde karara bağlandı. Yüzler gülüyordu. Zafer emekçi kadınların olmuştu. Bu fabrikayı dönemin AKP’li Tomarza Belediyesi kurunca, bolca reklamı da yapıldı. “İşte Tomarza’ya hizmet”, “Bakınız istihdam sağladık” şeklinde lanse ediliyordu. Öyle “hizmet”ti ki, işçilerin maaşları asgari ücretin altındaydı. 2 bin 400 TL gibi komik bir aylık bağlanmıştı ve bu maaşı da çoğu kez ödemeyen bir yerel yönetim vardı… Diğer yandan ücretleri banka hesabına yatırmayıp, elden veren belediyenin kadın işçi emeğine yaklaşımı ortadaydı.” (Kadın İşçi)

Konuyla ilgili açıklama yapan CHP Kayseri İl Başkan Yardımcısı Niyazi Ünalmış, “Tomarza Tekstil Fabrikası’ndan ücretlerini alamadıkları için ayrılan kadın emekçilerin hukuk mücadelesi emeğin, emekçinin bayramının kutlandığı günlerde sona erdi ve zafer kadınlarımızın oldu. Mahkeme, kadın emekçilerimizin hakkını teslim etti. Adalet yerini buldu,” dedi. (Kayseri VİP Haber)


AYM’ye Rağmen Kadına Soyadı Engeli

9. Yargı Paketi, Medeni Yasa’dan 6284 şiddet yasasına, tekrar tekrar suç işleyenlere yeni affa kadar bir dizi hukuksuzluk daha getiriyor. Kadının soyadı konusundaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını çiğniyor. 6284’teki zorlama hapsine itiraz yolunu getirerek koruma kararlarının yaptırımsız kalmasını sağlamak istiyor. “Kadının soyadı” düzenlemesinde yapılacak değişikle AYM kararına rağmen kadınlar evlendikten sonra bekârlık soyadlarını tek başına kullanamayacak. (Eşik)


Yeni müfredatta “Cihat” kavramına vurgu var

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yeni müfredatı kamuoyuyla paylaştı. Eski müfredatla yeni müfredatı karşılaştıran eğitim uzmanları, din içerikli derslerin “kültür” dersi olmaktan çıkıp “dini eğitime” dönüştüğünü söylüyor. Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesinden lise son sınıfa kadar tüm eğitim kademelerindeki zorunlu ve seçmeli dersleri kapsayan bir müfredat değişikliğine gitti. Bakanlık, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan müfredat taslağını resmi internet sitesi aracılığıyla kamuoyunun görüşüne sundu. Bakanlığın açıklamasında yeni müfredatın “beceri odaklı, sadeleştirilmiş içerikte ve öğrenmeyi derinleştirecek” nitelikte olmasının hedeflendiği belirtildi. Açıklamada yeni müfredatta öğrenciyi “zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan bir bütün olarak gören” bir model benimsendiği ifade edildi.

Üç binden fazla sayfadan oluşan yeni müfredat taslağında din derslerine ilişkin düzenlemelere yaklaşık 572 sayfa ayrıldı.

Eski ve yeni müfredatı karşılaştıran eğitim uzmanları, din kültürü ve ahlâk bilgisi (DKAB) ders içeriklerinin “din kültürü” dersi olmaktan çıkıp “dini eğitime” dönüştüğünü ifade ediyor.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, taslak müfredattaki DKAB dersinin 12 Eylül 1980 darbesinden bugüne benimsenen “Türk-İslam kültür ve değerlerini” temel alarak hazırlandığını savunuyor. Irmak söz konusu taslağın tüm dinlere ve inanç biçimlerine eşit mesafede durmadığını ifade ediyor.

Yeni programın belirli bir dinin ve mezhebin, yani İslam ve Sünni-Hanefi mezhebinin inanç esaslarını ve ibadetlerini benimsetmeyi amaçlayan “dini eğitim” unsurları içerdiğini söyleyen Irmak, eleştirilerini şöyle sıralıyor: “Örneğin, ‘din’ kelimesiyle çoğu zaman İslam kastediliyor. ‘Din’ nadiren genel anlamıyla kullanılıyor. Bunun sonucunda nesnel ve tarafsız bir ders olma iddiasında bulunulmuş olsa da din (İslam) eğitimi ve İslam ahlâkı öğretiminin ötesine geçemiyor.”

2017 yılında müfredata eklenen “cihat” kavramına yeni müfredat taslağında özel vurgular olduğunu belirten Irmak, 10’uncu sınıf DKAB dersinde cihat kavramının “barışı sağlama ve vatanı savunmadaki” rolüne vurgu yapıldığını söylüyor. Irmak, müfredatta cihat kavramıyla Çanakkale Muharebeleri, Milli Mücadele Süreci ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi dönemlerin birlikte anıldığını ifade ediyor. (Kısa Dalga)


Eğitim-Sen Kadın Meclisi: Cinsiyetçi müfredatı reddediyoruz

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Kadın Meclisi, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı yeni eğitim müfredatı taslağına dair sendikanın genel merkezinde açıklama yaptı. Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım, yeni müfredatta cinsiyete dayalı ayrımcılığı daha da derinleştiren bir içerik hazırlığı olduğunu söyledi. 

Yardım, iktidarın toplumu “tek din, tek mezhep, tek kimlik” anlayışıyla dizayn etmek istediğini söyledi. İktidarın yeni müfredat üzerinden “sorgulamayan, itaatkâr bireyler” yetiştirmeyi hedeflediğini ifade eden Yardım şöyle konuştu:

“Siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten müfredatı reddediyoruz. Yeni müfredata yönelik eleştirilerimiz sadece teknik ve pedagojik değil, aynı zamanda politik niteliktedir. Siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı, cinsiyetçi müfredatı reddediyoruz. Eğitimde cinsiyete dayalı eşitsizlikleri inşa eden ve sürdüren başta müfredat olmak üzere tüm uygulama ve politikalara karşı iş yerlerimizde, sokaklarda, yaşamın her alanında mücadele ettik, mücadele etmeye devam edeceğiz.”


Sevilay Karlı davasında ilk duruşma görüldü: Failden ‘haksız tahrik’ savunması

Kendisini tehdit ettiğine dair başvurduğu mahkemenin takipsizlik kararı verdiği, boşandığı erkek tarafından öldürülen Sevilay Karlı’nın davasının ilk duruşmasında fail haksız tahrik indirimi istedi. İstanbul Anadolu Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davayı kadın dernekleri de takip etti. Duruşmada, Ümit Karlı’nın tutukluluğunun devamına ve bir sonraki duruşmanın 13 Haziran’a ertelenmesine karar verildi.

Ekmek ve Gül’den Sıla Altun’un haberine göre, duruşmada Ümit Karlı, Sevilay Karlı’nın başka biriyle görüştüğüne dair çocuklarından şikâyet aldığını iddia edip olay günü işe giden Sevilay Karlı’nın önünü kestiğini kabul etti. Fail, savunmasında Sevilay’ın, “Hayatıma karışamazsın,” demesi üzerine ona saldırdığını ifade etti. Hâkim, boşanma sonrası sadakat yükümlülüğü olmadığını ve Sevilay’ın kiminle görüşeceğine karışmayacağını ifade etti.

Fail, hâkimin görüşmeye neden bıçak götürdüğü sorusuna, “Telaşla çıktım,” diye cevap verince hâkim de, “Telaşla evden çıkan insan bir şeyler unutur. Yanına bıçağı özellikle almaz,” dedi.

Tanık olarak dinlenen failin akrabaları da Sevilay Karlı’nın görüştüğü iddia edilen kişiden çocuklarının hoşlanmadığını, bu yüzden psikolojilerinin bozulduğunu ima eden ifadeler kullandılar.

Sanık avukatı, her ne kadar boşanma gerçekleşmiş olsa da ebeveynlik durumunun devam ettiğini belirtip, çocukların gelişimlerini gerekçe göstererek haksız tahrik indirimi ve sanık Ümit Karlı’nın serbest bırakılmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, Ümit Karlı’nın tutukluluğunun devamına ve duruşmanın 13 Haziran’a ertelenmesine karar verdi.

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation