Gündem Kadın Vardiyası 21 Aralık 2025

Paniz Faryousefi, 1979 İslam Devrimi’nden beri İran’ın Tahran Senfonisi Orkestrası’nı yöneten ilk kadın olarak tarihe geçti. Faryousefi, güzel sanatlarda uzun süredir devam eden resmi cinsiyet ayrımcılığına rağmen çarşamba ve perşembe günleri Vahdat Hall’de kapalı gişe konserler verdi. Diğer İranlı kadınlar gençlik orkestralarına veya daha küçük gruplara liderlik etmiş olsa da Faryousefi büyük bir atılım gerçekleştirdi.
Tahran Müzik Konservatuvarı ve Ermenistan Komitas Devlet Konservatuvarı’nda eğitim görmüş olan kemancı, orkestra şefleri Aram Gharabekian ve Stanislav Kochanovsky’den ilham aldı.
Tahran Filarmoni’nin baş kemancısı ve besteci olarak, İranlı besteciler Aftab Darvishi ve Golfam Khayam’ın yanı sıra Schumann, Sibelius ve Khachaturian’ın eserlerinden oluşan “Simurgh Ülkesi” programını yönetti. Faryousefi, gösterilerin ardından yaptığı konuşmada, “Sanat insanlığa aittir, erkeklere ve kadınlara değil” diyerek kadın sanatçılar için bu dönüm noktasının altını çizdi.
Konserler İran’daki kültürel dönüşümü gözler önüne seriyor. Teokrasinin zorunlu başörtüsü uygulamasına karşı düzenlenen “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestoları ölümcül güç kullanılarak bastırıldı, ancak yetkililer huzursuzluğu önlemek amacıyla daha sert yasalar çıkardı ve birçok uygulama gecikti.
Kadınların Varlığı
Faryousefi’den başka iki kadın daha İran’daki orkestraları yönetti. Nazanin Aghakhani 2014’te Tahran Gençlik Orkestrası’nı ve Nezhat Amiri 2018’de Tahran’da 71 üyelik bir orkestrayı yönetti.
Çeşitli ülkelerde orkestralar yönetmiş olan Viyana doğumlu Aghakhani, 2011 yılında Loris Tjeknavorian’ın tavsiyesi üzerine Tahran Senfoni Orkestrası’nı yönetmek üzere İran’a davet edildi. Dört performans sergilemesi planlanmıştı ancak halka açık performans izinleri verilmedi.
Tjeknavorian, senfonileri, operaları ve Ermeni Filarmoni Orkestrası gibi orkestraları yönetmesiyle tanınan İranlı-Ermeni bir besteci ve orkestra şefidir.
Kaynak: https://www.iranintl.com/en/202511143064
Çeviren ve Derleyen: Telli Kayalar

İtalya parlamentosu salı günü, kadın cinayetini ülkenin ceza kanununa dâhil eden ve ömür boyu hapis cezası öngören bir yasayı onayladı.
Oylama, BM Genel Kurulu tarafından belirlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Günü’ne denk geldi.
Yasa, Alt Meclis’teki son oylamada merkez sağ çoğunluk ve merkez sol muhalefetin de desteğini alarak 237 oyla kabul edildi.
Başbakan Giorgia Meloni’nin muhafazakâr hükümeti tarafından desteklenen yasa, İtalya’da kadınları hedef alan bir dizi cinayet ve diğer şiddet olaylarına yanıt olarak çıkarıldı. Yasa, takip ve intikam amaçlı pornografi gibi cinsiyete dayalı suçlara karşı daha güçlü önlemler içeriyor.
2023’te üniversite öğrencisi Giulia Cecchettin’in öldürülmesi gibi yüksek profilli vakalar, İtalya’nın ataerkil kültüründe kadınlara yönelik şiddetin nedenleri hakkında geniş çaplı kamuoyu tepkisinin ve tartışmanın yaygınlaşmasında kilit rol oynamıştır. Bu
Meloni salı günü yaptığı açıklamada, “Şiddet karşıtı merkezler ve sığınaklar için ayrılan fonları iki katına çıkardık, acil yardım hattını destekledik ve yenilikçi eğitim ve farkındalık artırma faaliyetleri uyguladık. Bunlar somut adımlar, ancak burada durmayacağız. Her gün çok daha fazlasını yapmaya devam etmeliyiz” dedi.
Merkez sol muhalefet parlamentoda yasayı desteklerken, hükümetin yaklaşımının sorunun yalnızca suç yönünü ele aldığını, ekonomik ve kültürel farklılıkları ise göz ardı ettiğini vurguladı.
İtalya’nın istatistik kurumu Istat, 2024 yılında 106 kadın cinayeti kaydetti; bunların 62’si partnerler veya eski partnerler tarafından işlendi.
İtalya’da, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemenin bir yolu olarak okullarda cinsel ve duygusal eğitim verilmesi konusundaki tartışma kızıştı. Hükümet tarafından önerilen bir yasa tasarısı, ilkokul öğrencileri için cinsel ve duygusal eğitimi yasaklayacak ve lise düzeyindeki dersler için açık ebeveyn izni gerektirecek.
İktidar koalisyonu, bu önlemi, çocukları ideolojik aktivizmden korumanın bir yolu olarak savunurken, muhalefet partileri ve aktivistler tasarıyı “orta çağdan kalma” olarak nitelendirdi.
İtalya Demokrat Partisi Başkanı Elly Schlein, “İtalya, Avrupa’da cinsel sağlık ve ilişki eğitiminin okullarda henüz zorunlu olmadığı yedi ülkeden biri ve biz bunun tüm okul kademelerinde zorunlu hale getirilmesini talep ediyoruz. Önleme olmadan baskı yeterli olmaz ve önleme ancak okullarda başlayabilir” dedi.
Çeviren ve Derleyen: Telli Kayalar

Aile mahkemeleri yakında şiddet uygulayan eski eşlerin elektronik izleme cihazı takmasını isteyebilecek. Bu cihaz, şiddet uygulayan eş yaklaştığında mağdurları otomatik olarak uyaracak ve aynı zamanda polisi bilgilendirecek. Adalet Bakanı, “Bu gerçekten hayat kurtardı” dedi.
Şiddet uygulayanların elektronik kelepçe takmasıyla, aile içi şiddet mağdurlarının daha iyi korunması sağlanacak. Alman Federal Kabinesi bu yönde bir yasa tasarısını onayladı. Tasarı, aile mahkemelerinin şiddet uygulayanların konum takibi için böyle bir cihaz takmasını emredebileceğini öngörüyor. Adalet Bakanı Stefanie Hubig (SPD), n-tv televizyon kanalında yaptığı açıklamada, “Amacımız, özellikle kadınları aile içi şiddetten daha iyi korumak ve bu tür suçları önlemektir” dedi.
Şiddet uygulayan kişi -bilerek veya bilmeyerek- yaklaştığında mağdur, bir alıcı aracılığıyla uyarılacak ve gerekirse güvenli bir yere gidebilecek veya zamanında yardım isteyebilecek. Ayrıca, şiddet uygulayan kişi yaklaştığında polis otomatik olarak bilgilendirilecek. Federal Hükümetin planlarına göre, mağdurun konumunun elektronik olarak izlenmesi yalnızca yüksek riskli durumlarda kullanılacak.
Şiddete Karşı Koruma Yasası’nda planlanan reform ayrıca, aile mahkemesinin, şiddet veya ciddi bir saldırı tehdidinden sonra şiddet uygulayan kişiyi sosyal beceri eğitimi kursuna veya şiddeti önleme danışmanlığına katılmaya zorlayabileceğini de öngörüyor.
Aile mahkemesi, bir saldırı veya böyle bir saldırının ciddi tehdidi sonrasında failin sosyal beceri eğitimi kursuna veya şiddeti önleme danışmanlığına katılmasını emredebilecektir.
Ayrıca, bir fail yaklaştığında polis otomatik olarak uyarılacak. Birçok Alman eyaleti, ev içi şiddete karşı korunma amacıyla elektronik izleme cihazlarının kullanımını sınırlı bir süre için ilgili polis yasalarına zaten dâhil etmişti. Bununla birlikte, bazı eyaletler Şiddete Karşı Koruma Yasası kapsamında federal bir düzenleme isteğini de dile getirmiştir.
Cezalar Artırılacak
Şiddete Karşı Koruma Yasası ihlallerine ilişkin cezalar da artırılacak: eskiden olduğu gibi para cezası veya en fazla iki yıl hapis cezasından, para cezası veya en fazla üç yıl hapis cezasına çıkarılacak.
Alman hükümetinin planları, İspanyol modeline dayanıyor. Adalet Bakanı Hubig, “Bunun İspanya’da çok etkili olduğunu gördük” dedi, “Gerçekten hayat kurtardı.” Fransa ve İsviçre de İspanyol örneğini izledi.
Kadınlar, aile içi şiddetten orantısız bir şekilde etkileniyor. Federal Ceza Polisi Ofisi’nin (BKA) verilerine göre, 2024 yılında toplam 171.069 yakın partner şiddeti mağduru vardı ve bunların 135.713’ü kadındı. Bu oran %79,3’tür.
Hubig’in aklında daha fazla reform var. Örneğin, aile mahkemelerinin velayet ve ziyaret haklarıyla ilgili kararlar alırken, genel olarak çocuğa değil, anneye yönelik aile içi şiddeti dikkate almasını istiyor.
Çeviren ve Derleyen: Tülin Özşavluğ
Kadın örgütleri, Johannesburg’daki uluslararası liderler zirvesinin arifesinde yapılan bu duyuruyu memnuniyetle karşıladı.
Bu hafta sonu Johannesburg’da düzenlenecek G20 zirvesi öncesinde, cuma günü ülke genelindeki şehirlerde yüzlerce kadın cinsiyete dayalı şiddeti protesto etmek için bir araya geldi.
Göstericiler; Johannesburg, Pretoria, Cape Town ve Durban dâhil olmak üzere 15 farklı noktada “yas ve direniş” sembolü olarak siyah giyip sokağa döküldü.
Ülkede cinsiyete dayalı şiddet nedeniyle her gün kaybedilen 15 canı sembolize etmek için 15 dakikalık barışçıl bir yere yatma eylemi düzenlendi.
Güney Afrika dünyanın en yüksek kadın cinayeti oranlarından birine sahip. BM Kadın Birimi’nin tahminlerine göre bu oran dünya ortalamasının beş katı.
“G20 Kadınların İş Bırakma Eylemi” olarak adlandırılan bu etkinlik, Değişim için Kadınlar (Women for Change) adlı bir STK tarafından düzenlendi ve kadınları ve LGBTQ+ topluluklarını “iş yerlerinde, üniversitelerde ve evlerde tüm ücretli ve ücretsiz çalışmalardan kaçınmaya ve yokluklarının ekonomik ve sosyal etkisini göstermek için tüm gün boyunca para harcamamaya” çağırdı.
“Çünkü Güney Afrika her 2.5 saatte bir kadını toprağa vermeyi bırakmadığı sürece, G20, büyümeden ve ilerlemeden söz edemez.”
Yere yatma eylemi, grubun, Güney Afrika hükümetini cinsiyete dayalı şiddeti ulusal bir felaket ilan etmeye ikna etmek için bir ay süren kampanyasının doruk noktasıydı. Çevrimiçi bir dilekçe bir milyondan fazla imza toplarken, Grammy ödüllü şarkıcı Tyla da dâhil olmak üzere birçok kişi sosyal medya profillerini kadın haklarıyla sıkça ilişkilendirilen mor renge dönüştürdü.

Kampanyaya yanıt olarak, Ulusal Afet Yönetim Merkezi (NDMC) Başkanı Dr. Bongani Elias Sithole, cuma günü cinsiyete dayalı şiddeti ve kadın cinayetlerini ulusal afet olarak sınıflandıracaklarını duyurdu.
Ulusal Afet Yönetim Merkezi, daha önce bu sınıflandırmanın Afet Yönetimi Yasası’nda tanımlanan gereklilikleri karşılamadığını söylemişti ancak “devam eden şiddet olaylarının doğurduğu kalıcı ve acil can güvenliği risklerini” değerlendirdikten sonra merkez artık eşiğin karşılandığı sonucuna vardı.
Kooperatif Yönetimi ve Geleneksel İşler Başkanı Velenkosini Hlabisa, yetkililerin toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele için kaynak ayırmasına ve mevcut yapılara verdikleri desteği güçlendirmesine olanak sağlayacak olan kararı memnuniyetle karşıladı.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, perşembe günü G20 zirvesine paralel olarak düzenlenen sivil toplum toplantısında, “Ülkemizdeki kadınlar, cinsiyete dayalı şiddet konusuna çok daha fazla odaklanılması gerektiğini haykırıyorlar” dedi. Etkinlik sırasında, hükümetin cinsiyete dayalı şiddeti ve kadın cinayetlerini “kriz” olarak sınıflandıracağını söyledi.
Değişim için Kadınlar, Instagram hesabından yaptığı açıklamada “Kazandık” diyerek bu haberi kutladı.
“Bu hikâyeyi birlikte yazdık. Ülkeyi nihayet gerçekle yüzleşmeye zorladık.”
Açıklamada ayrıca, önümüzdeki hafta “detaylı bir eylem planı ve zaman çizelgesi” görüşmek üzere bir takip toplantısı düzenlemeyi planladıkları belirtildi.
Çeviren ve Derleyen: Telli Kayalar
Protestocular, endişe verici yeni istatistikler ışığında Fransa’nın aile içi şiddete karşı müdahalesindeki eksikliklere dikkat çekti. Salı gecesi Paris’in merkezinde düzinelerce protestocu, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetteki artışı kınamak ve kurbanlarını anmak için toplandı.
78 yaşındaki aktivist Marie-Josée, Fransa’da geçen hafta eşleri veya eski eşleri tarafından öldürülen beş kadını anma töreninde kalabalığın önünde, “Gerçeklik sürekli olarak bizi altüst ediyor” diye yazdı.
Gösteri, Fransa’nın adalet sisteminin aile içi şiddet vakalarını ele alma biçiminde köklü reformlar yapmasını öngören önemli bir raporun hükümete ulaşmasından sadece birkaç saat önce gerçekleşti. Rapor salı günü Adalet Bakanı Gérald Darmanin’e sunuldu. Belge yalnızca aile içi şiddet davalarına odaklanacak yeni bir tür hâkimin denenmesini öneriyor.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde, bu hafta Fransız medya kuruluşu Le Parisien tarafından açıklanan raporda, “aile içi şiddetin kapsamlı bir yaklaşım gerektiren karmaşık bir konu olduğu” uyarısında bulunuldu.
Yıllardır süre gelen siyasi taahhütlere rağmen, pek çok protestocu, Fransa’daki kadınların karşı karşıya kaldığı durumun gittikçe kötüleştiğini söyledi.
“Bana öyle geliyor ki, 1990’lardan beri eşitlik konusunda bir gerileme yaşandı” dedi Marie-Josée. “Özellikle yaşlı kadınlara karşı neden bu kadar kayıtsız kalındığını” anlamakta güçlük çektiğini de ekledi.
Maire-Josée, yaşlı kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti kınayan bir poster tutuyor.
Onun hayal kırıklığı giderek büyüyen bir krize işaret ediyor. 2024’te ülke genelinde 107 kadın, partneri veya eski partneri tarafından öldürüldü. Bu, geçen yıla göre %11’lik artış anlamına geliyor.
Hükümetin Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Koruma Bakanlıklararası Misyonu (MIPROF) tarafından geçen hafta yayınlanan son veriler, Fransa’da her gün üçten fazla kadının kadın cinayeti veya kadın cinayeti girişiminin kurbanı olduğunu ve bu rakamın her yıl artmaya devam ettiğini gösteriyor. Aktivist örgütler, bu rakamların krizin “tam boyutunu” henüz yansıtmadığı konusunda uyarıyor.
Hükümetin yıllık gözlem raporunda da “her yedi saatte bir kadının partneri veya eski partneri tarafından öldürüldüğü, öldürülmeye çalışıldığı, intihara sürüklendiği veya intihar girişiminde bulunduğu” belirtiliyor. 70 yaş ve üzeri kadınlar, mağdurların %26’sını oluşturuyordu; bu da bir yılda %29’luk artış anlamına geliyor.
Kocası tarafından uyuşturulup on yıldan fazla bir süre boyunca düzinelerce erkek tarafından tecavüze uğrayan 72 yaşındaki Gisèle Pelicot’un korkunç ve geniş yankı uyandıran davası, sadece Fransa’da değil, tüm dünyada şok etkisi yarattı. Bu durum, büyük ölçüde gizli kalmış bir gerçeği ortaya çıkardı; yaşlı kadınlar da cinsel şiddetin kurbanı oluyorlar ve bu gerçek, cinsiyetçi ve yaş ayrımcılığına dayalı varsayımlar nedeniyle uzun süre göz ardı edildi.
Paris protestosuna katılan Solidaires Sendikası üyesi Violette, daha yaşlı mağdurlardan bahsederken, onların seslerinin genellikle “genç kadınlar kadar kazançlı görülmedikleri” gerekçesiyle dikkate alınmadığını söyledi. Özellikle Pelicot davasıyla ilgili olarak şunları ekledi: “İnsanları 10 dakikalığına uyandırdı, sonra tekrar sakinleşti… Bir şeyler yapmak için medya şoku yaşanmasını beklememeliyiz.”
Ona göre bunun nedenlerinden biri, Fransa’nın stratejisinin tutarsız olması ve sürekli olarak yetersiz fonlanmasıdır. Violette, Euronews’e verdiği röportajda, “Bugün, işleri ilerletmek için yılda 3 milyar avroya ihtiyaç olduğunu söyleyen kuruluşların eksikliği var” dedi. Ancak hükümetin cinsiyet eşitliği için 2025 bütçesi sadece 94 milyon avroya ulaşıyor; bu da kuruluşların etkili bir ulusal politika için gerekli olduğunu savunduğu miktarın çok altında.
Avrupa Konseyi, Fransa’nın suçlulara yönelik düşük yargılama oranını “özellikle endişe verici” olarak nitelendirmiş ve Paris’i daha sıkı önlemler alıp uygulamaya koymaya çağırmıştı. Fransız Parlamentosu yeni önerileri incelerken ve örgütler uzun vadeli yatırımlar için çağrılarını güçlendirirken, protestocular salı gecesi hükümetin krizin ciddiyetini hâlâ kavrayamadığından endişe duyduklarını söylediler.
Çeviren ve Derleyen: Telli Kayalar
Meksika’nın başkenti Meksiko’da yüzlerce kadın, salı günü cinsiyete dayalı şiddetin yaygın olduğu ülkede kadına karşı şiddeti protesto etmek için yürüdü. Mor ve yeşil bandanalar takmış yüzlerce gösterici arasında bazıları davul çalarken diğerleri pankartlar taşıyordu. Pankartlardan birinde şöyle yazıyordu: “Bugün yardım isteyenlerin sesi benim.”
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yürüyen 41 yaşındaki öğretmen Alin Rocha “Büyükannem için, annem için ve artık aramızda olmayan tüm kadınlar için, şiddeti bildiren ve desteklenmeyen tüm kadınlar için buradayım” dedi.
Meksika’nın ilk kadın lideri Claudia Sheinbaum’un geçen yıl göreve gelmesinden bu yana, cinsiyete dayalı şiddet ve eşitlik konuları daha fazla ilgi görmeye başladı. Ancak Sheinbaum bile bu ayın başlarında başkentin tarihi merkezinde yürürken sarhoş bir adam tarafından tacize uğradı.
Salı günü Meksika’nın 32 eyaletinin valilerini bir araya getirerek cinsel tacizi her eyalette suç kabul etme yolunda kaydedilen ilerlemeyi raporladı. “Kanunları değiştirmek yeterli değil, gereklidir” dedi.
41 yaşındaki Doktor Miriam González, bir kadının cumhurbaşkanlığına gelmesine rağmen “hiçbir şeyin değişmediğini” söyledi.
Meksika Ulusal İstatistik ve Coğrafya Enstitüsü’nün 2021 verilerine göre, 15 yaş üstü Meksikalı kadın ve kız çocuklarının %70’i bir tür şiddete maruz kaldığını bildirmiş olup, bunun neredeyse yarısı cinsel şiddet niteliğindedir.
Kaynak: https://apnews.com/article/mexico-women-violence-march-sheinbaum-8e9639b8d181cea379ed1ac4e878646f
Çeviren ve Derleyen: Telli Kayalar
Editör: Sabâ Esin
Düzelti: Sabâ Esin
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Seda Bedestenci Yagâne, Sinem Yıldız
Seslendirme: Filiz Kılıç ve Seher Yıldırım
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖