Söyleşi Öznur Özkaya 10 Kasım 2024
“Bir apartman dairesinin duvarları arasında, bir zamanlar çevirmen olan taze anne, eski kimliğinden kopmanın ezici duygusuyla mücadele eder. Lohusalık günlerini dört duvar arasına sıkışmış halde, üstü başı süt lekeleriyle dolu, uykusuz, yeni yaşamına alışmaya çalışarak geçirir. Çocuğunu koruma içgüdüsüyle ona zarar verme düşünceleri arasında gidip gelerek korkunç bir çatışma yaşarken tek başına sırtlanmak zorunda kaldığı annelik görevlerinin acımasız talepleri arasında benliğini yitirir.”
Süt Lekesi adlı kitabıyla annelik deneyiminin karmaşıklığına ışık tutan yazar Szilvia Molnar ile söyleştik…
Öznur Özkaya: Macaristan’da doğdunuz, İsveç’te büyüdünüz ve şu an Austin, Texas’ta yaşıyorsunuz. Göçmen olmak, farklı dilleri konuşmak ve çevirmenlik Süt Lekesi‘ni yazmanızda ne denli etkili oldu? Süt Lekesi’ni yazarken kişisel deneyimlerinizden yola çıkttığınızı söyleyebilir miyiz?
Szilvia Molnar: Elbette. Aslında ben çevirmen değilim ama kitaptaki ana karakterim çevirmen olduğu için herkes benim de çevirmen olduğumu düşünüyor. Bence yazarların çoğu kendini fazla ciddiye alıyor, kişisel tecrübelerini yok sayıp eserlerinde öznel tecrübelerinden kaçınıyorlar, benim şahsen kendime kitapta yer bulmam beni rahatsız etmiyor, bunu yazan tek kişi olabilirim. Esasen bu pek de önemli değil. Çünkü bir aşçıya kendi tariflerini nasıl yarattığını sormaya benziyor. “Yemeği pişirdiniz mi?” Tabii ki pişirdi. Konuşmamız gereken şey yemeğin tadı olmalı.
Öznur Özkaya: Kitapta kahramanınızın kanından, sütünden, sıvılarından, kakasından, vajinal operasyonundan ve takıntılarından söz ediyorsunuz. Saf gerçekliği vurgulamak neden bu denli gerekli?
Szilvia Molnar: Çünkü kadın bedeni çok ama çok önemli bir konu ve hamilelik sihirli bir şey. Çoğu insan bunun edebiyat için harikulade bir konu olduğunun farkında bence.
Öznur Özkaya: Kahramanınız Miffo, post partum depresyon geçiriyor. Bazen bebeğine zarar vermekle ilgili rahatsızlık verici düşüncelere dalıyor. Bebeğini sarsmayı, bir yerlere atmayı düşünürken bir yandan da kocasının bebeği taciz edebileceğinden şüpheleniyor. Bir kadın ve anne olarak kadınların doğumdan sonraki genel durumları için neler söylersiniz?
Szilvia Molnar: Başkalarının deneyimleri hakkında konuşamam, sadece kendiminkini anlatabilirim. Doğum sonrası depresyondan çok çektim ve içine kendimi katarak başkalarına yardımcı olabilmek için bu kitabı yazdım.
Öznur Özkaya: Miffo bebeğe neden “Düğme” ismini veriyor? Bunun neyi sembolize ettiğini açıklar mısınız?
Szilvia Molnar: Bebeğe bir isim vermek istemedim, çünkü okurların bebekle değil anneyle bağ kurmalarını ve kendilerini bebek bakımıyla ilişkilendirebilmelerini amaçladım. “Bebek anneye düğme gibi iliklenir, eklenir” fikrini çok öncesinden beri düşünürüm ve bunun hikayeye şıp diye uyduğunu hisettim. Düğme, basit ve narin bir şeydir ama her zaman bir amacı vardır.
Öznur Özkaya: Edebi çeviri yaparak hayatını kazanan ve bu alanda iyi bir kariyer sahibi olan Miffo, bebeğinin istekleriyle boğuşuyor. Anne ve çevirmen olarak rolünü karşılaştırıyor ve her ikisinin de “görülmeyen işler” olduğunu dile getiriyor. Bu konuyu biraz açar mısınız?
Szilvia Molnar: Tam zamanlı bir işim var ve bir anneyim. Her ikisi de çok talepkâr roller, gerçekten bir mücadele içindeyim, bazen hiçbirini üstlenmek istemiyorum ama verdiğim kararların arkasında durmalıyım. Ayrıca yaşamımı çevreleyen kapitalizmin yapısı bu durumu değiştirmeme izin vermiyor. Eninde sonunda insanız ve bu kadarını yapabiliyoruz.
Öznur Özkaya: Birkaç hafta önce, Türkiye’deki Sağlık Bakanlığı bir televizyon reklamı yayınladı. Reklamda normal doğumun en doğru tercih olduğu ve sezeryan doğumdan kaçınmak gerektiği vurgulanıyordu. Kadınlar / kadın örgütleri bu reklama karşı durdular ve basın açıklamaları yaptılar. Miffo’nun normal doğum sonrasında kötüleyen sağlığını ve kadın haklarını göz önünde bulundurarak bu konuda neler dersiniz?
Szilvia Molnar: Bence devletin kadınların nasıl doğuracağı hususunda ahkâm kesmesi çok feci. Ama tabii, ben ne anlarım ki bundan, ne de olsa bir kadınım, bir yazarım.
* * *
Yazar hakkında: 1984’te Budapeşte’de doğdu, İsveç’in güneyinde büyüdü. Molnar’ın babası makine operatörü, annesi ise hemşireydi. Molnar, ilk gençlik yıllarında İsveç radyosu tarafından düzenlenen kısa öykü yarışmasının kazananı oldu. Birleşik Krallık’ta Macar ve Doğu Avrupa Dilleri Edebiyatı okudu. Yaklaşık yirmi yıldır yayıncılık sektöründe çalışıyor. Süt Lekesi adlı romanı otobiyografiktir ve kendi doğum sonrası deneyimlerinden esinlenmiştir. Eşi ve iki çocuğuyla birlikte Austin, Texas’ta yaşıyor.
Künye:
Süt Lekesi, Szilvia Molnar, Çev: Burcu Asena Şahin, Düşbaz Kitap, 2024.
Editör: Ebru Pektaş
Redaksiyon: Ayşe Baranak
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Sinem Yıldız
Yazar Hakkında Bilgi
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve öykü çevirileri ile eleştiri yazıları yayınlanmakta. ilerihaber.org haber sitesinin köşe yazarlarındandı. Çeviri kitapları arasında Bingo'nun Koşusu (Hitkitap), Paris Mimarı (Yabancı Yayınları), Kırık Dökük (Yabancı Yayınları), Yıldız Gemisi Askerleri (İthaki Yayınları), Kusursuzlar (Yabancı Yayınları), Benim İçin Hatırla (Yabancı Yayınları), 7 Korku (Dedalus Kitap), Poe Tüm Hikayeleri (Ren Kitap) bulunmaktadır.
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖