Background

Güzellik… Burada Raydan Çıkmış Bir Şeyler Var

İzafi olduğu ezelden beri belirtilse de, ortalama güzellik anlayışı aynıdır. Söz konusu olan kadın güzelliğiyse, hemen akıllara orantılı hatlara sahip bir vücut, ince bel, pürüzsüz bir cilt, sağlıklı saçlar, dolgun dudaklar ve memeler, biçimli bir burun, uzun kirpikler, gür kaşlar, vb gelir. Saçın kısa veya uzun, memelerin iri veya küçük, tenin beyaz veya esmer olması erkeğin ideasına bağlıdır. Peki, güzellik gerçekten bu mudur?

Çirkin Kadınlar İçin Hayatta Kalma Rehberi; güzel hissetmenin, kadının kendini ve gerçek gücünü keşfetmesinin, özgüvenini koruyabilmesinin, travmalarla ve dahası toplumla mücadelesinin ve tabii ki kadın dayanışmasının resmedildiği bir roman. Romanda geçmişiyle yüzleşen ve bunu o günkü Peri’ye yansıtan bir kadın, içinde Peri’nin esasında kendisi üzerinden okurlar için hazırlamış olduğu bir “hayatta kalma rehberi” bulunur. Peri; kendini çirkin olarak nitelemeye alışkın olsa da hayatını, kendini her türlü baskıdan kurtarmaya çalışır, herkesle hesaplaşır. Önce annesinden, daha sonra topluma karıştığında gördüğü sabit fikirler, kurallar, tavırlar ve tabular onun için bir bir yıkmaya çalıştığı putlara dönüşür, işte bunu yaparken ortaya çıkan rehber bu putları yıkmanın yollarını gösterir. Bu yolu ararken sığındığı en mühim şey sanatı ve arkadaşlarıdır.

Romanın yazarı Ceren Ceran ile söyleştik…

-İsminden kişisel gelişim kitabı gibi algılanabilecek olsa da elimde tuttuğum kitap akıcı bir dille yazılmış, derdi olan bir roman. Romana bu ismi seçme nedeninizden başlayalım.

Edebiyattan vazgeçmeden mutlaka derdi olan şeyler yazmayı seviyorum. Yıllardır kafamda dönüp duran, illa yazmak istediğim birkaç konu vardı ve tabi ki kadın davasına katkı koymak için eline fırsat geçiren herkesin bu davaya borçlu olduğuna inanıyorum. Giderek daha cüretkâr bir zorbalığa dönüşen kadınlara yönelik güzellik / mükemmellik baskısı, beni en çok öfkelendiren konulardan biri. Çoğunluğun bir ödev gibi kadınların güzel görünmesini beklediği bir ortamda çirkin bir kadının nasıl yol bulacağını ciddi şekilde düşündüm ve “bir rehber hazırlasam keşke” dedim kendime. Kitabın ismini hem içeriği en iyi şekilde yansıttığı hem de kadınların iyiliğine gibi görünse de aslında kadınlara acımasız bir yük yükleyen “bütün kadınlar güzeldir” klişesine nanik yaptığı için çok seviyorum.

-Peri karakterinin mücadele ettiği annesi, babası, işyeri, arkadaşları, toplum vb göz önünde tutulduğunda benzer sorunlarla, baskılarla boğuşan kadınlar için romanınız nasıl bir rehber oluşturuyor?

Oldukça görkemli bir burnum var ve “neden yaptırmıyorsun?” sorusuna defalarca maruz kaldım. Sanki daha güzel görünmek için böylesine zor bir ameliyata razı olmam en mantıklı seçenek, koca burnumla hayatıma devam etmem anormal bir durummuş gibi! Kitaba başlarken ilk hedefim, bu güzelleşme çılgınlığı ne kadar yaygınlaşmış olursa olsun işlerin çığırından çıktığını göstermekti.

Kitapta asıl olanı, önemli olanı göstermek noktasında ipleri elimden hiç bırakmamaya, sorumlu davranmaya özen gösterdim. Okurun kitabı bitirdiğinde “Evet, güzel olmak yönünde böyle bir baskı var. Evet, burada raydan çıkmış bir şeyler var. Evet, bu baskıya boyun eğmeden yaşamak mümkün. Ve nihayet, eğer çirkin hissediyorsam bu doğal değil bana yüklenmiş bir his” demesini hedefledim. Umudu da öldürmemeye özen gösterdim.

-Narin karakterinden bahsedelim biraz da. Yoksul bir ailenin evi geçindirmekle görevli kızı Narin. Toplumun güzellik kalıplarına uymayan ve düşüncelerinden, inandıklarından ödün vermeyen biri. Romandaki mesaj yükü biraz Narin üzerinden mi ilerliyor?

Kitapta benim düşüncelerimi net şekilde seslendiren karakter Narin. Bir yazarın oluşturduğu karakteri sevmesi sıkıntılı bir durum ama Narin’i gerçekten sevdim. Yoksulluk da benim hayattaki ve yazılarımdaki en önemli dertlerimden biri. Dünyanın bu kadar kötü bir yer olmasının en büyük nedenlerinden birinin yoksulluk olduğunu düşünüyorum. Bundan önce yazdığımda da bundan sonra yazacaklarımda da mutlaka yoksulluk olacak. Bu hikayenin tatlı yoksulu da Narin’di.

-Narin aynı zamanda Peri’nin dostu. Peri’ye omuz veren, onun elini tutan, sözünü dinleyen ve biraz da silkeleyen bir kişi. Kadın dayanışması ve bu çerçevede sizin yaptıklarınız hakkında neler söylemek istersiniz?

Kitaplarımı “kız kardeşlikle” diye imzalıyorum. Çünkü kız kardeşliğin çok eğlenceli, onarıcı, güven verici, güçlü bir bağ olduğuna inanıyorum. Kadın dayanışmasına önemli önemsiz katkılar koymak benim yaşamımın bir parçası, zira çok uzun yıllardır bu konuda farkındalık sahibiyim. Ama illa somut bir şey söylemem gerekirse, takipçisinin tamamına yakınının kadınlar olduğu bir Instagram sayfam var. Orada sık sık annelik ve kadınlığa dair paylaşımlar yapıyorum. Ev işlerinden de bahsediyoruz, para biriktirmekten de hayatına sahip çıkmaktan da… Bir noktada paylaşımlarımın kadınlara gerçekten dokunduğunu, faydalı olduğunu görüyorum. İsteyen istediği kadar sosyal medyayı küçümseyebilir ama pek çok hayata dokunan o paylaşımlar benim için çok anlamlı.

-Toplumun kalıplaşmış güzellik algıları karşısında kadın ve erkek eşit noktada mıdır?

Böyle bir şey mümkün mü? Bizde “Erkeğin çirkini güzeli olmaz.” Ama “Bütün kadınlar güzeldir.” yani demek istiyorlar ki “Bütün kadınlar güzeldir. Eğer sen güzel değilsen yeterince uğraşmıyorsun, emek vermiyorsun demektir. Çalış senin de olur!”

İlk gençliğimde bir düğüne gitmiştim. Gelin hanımın oldukça havalı bir işi ve iyi bir eğitimi, bunun yanında da 20 kilo fazlası vardı. Yakışıklı veya çirkin denilemeyecek damat bey ise vasat bir işte çalışıyordu. Düğün boyunca ve hatta düğünden sonra uzun süre “o güzelim oğlanın o çirkin kızla nasıl evlendiği” acımayla sorgulanmış, adamın o başarılı kadınla evlendiği için ne kadar şanslı olduğu konusuna hiç girilmemişti. Yaşayarak öğrendiğim ilk feminist derslerden biridir; “hayat kadınlara ve erkeklere asla eşit davranmıyor!”

-Gazetecisiniz. Üç çocuklu bir annesiniz. Üç çocuk, iş hayatı, ev hayatı içerisinde belli ki kendinize ait bir oda yaratabilmişsiniz. Yine de yazma sürecinde sizi zorlayan şeyler nelerdi ve zorlukları aşmak için nasıl davrandınız? Eşitlikçi çözümler mi yoksa fedakârlık gösterdiğiniz durumlar mı ağır bastı?

Henüz ebeveyne muhtaç üç küçük çocuğum, dolayısıyla oldukça gürültülü bir evim var. Bu haliyle roman yazmaya çok elverişli bir ortam olduğunu söyleyemem. Bunu kendi başımı okşayarak, her fırsatta üstüne basa basa söylüyorum bu kitabı, ev halkı uykudayken, saat 04.30-07.30 saatleri arasında, alarmla düzenli olarak uyanarak yazdım. Evet, zordu ama bugün kendime “aferin çalışkan kızım” diyorum:)

Mümkün olduğu kadar sorumlulukların eşit paylaşıldığı, demokratik bir evlilik yürütmeye çalışıyorum ama üzülerek söylüyorum ki ne kadar uğraşırsanız uğraşın evliliklerde sorumluluk asla eşit bölüşülmüyor, kadına hep bir parça fazla yük yükleniyor. Bu durumun gelecek kuşaklarda değişeceğine, kayıtsız şartsız eşitliğin mümkün olacağına yürekten inanıyorum çünkü insan soyu eninde sonunda doğruyu bulur.

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation