Background

Güler Yüzün Ardındaki Yorgunluk

Saat sabah 06.30. Ayşe uyanıyor. Çocuğunu okula hazırlayıp evden çıkması lazım. Ama bugün açılış vardiyasında; 08.00’de markette olması gerekiyor. Çocuğu hazırlamak mı, yoksa işe yetişmek mi? İkisine birden yetişmeye çalışırken aslında hiçbirine tam yetişemiyor. Akşam vardiyası olduğunda ise soru değişiyor: Bu kez çocuğunu okuldan kim karşılayacak?

Ayşe gibi binlerce kadın, her gün bu ikilemler arasında sıkışıyor.

Türkiye’de yaklaşık 2 milyon kadın, perakende, market ve mağazacılık sektöründe çalışıyor. Bu sektörün %60’ından fazlası vardiya sistemiyle işliyor. Kâğıt üzerinde sıradan bir mesai saatine benzeyebilir, ama gerçek öyle mi?
Sabah vardiyasında olan bir kadın, “Çocuğu okula kim hazırlayacak?” sorusuyla güne başlıyor. Akşam vardiyasındaysa bu kez “Çocuğu okuldan kim karşılayacak?” kaygısı devreye giriyor. Saat 22.00’de işten çıkıp eve varan bir kadın, o dakikadan sonra ne çocuğuna, ne evine, ne de en önemlisi kendine kaliteli zaman ayırabiliyor.

Peki sosyalleşmek? Haftada yalnızca bir gün izniniz var. O izin günü de çoğunlukla “kendinize ayırdığınız bir gün” değil, ev işleri maratonu. Temizlik, yemek, çamaşır, ütü… Yorgunluk birikiyor, psikolojik baskı artıyor ama “Dinlendin mi?” diye sorsalar cevabınız çoğu kez koca bir “Hayır.”

Üstelik tüm bu yorgunluğun üstüne işyerinde güler yüzlü olmak zorundasınız. Çünkü müşteri sizi öyle görmek ister. Müdürünüz ekstra iş, fazla mesai ister. Çocuğunuz ilgi, oyun, sevgi ister. Eşiniz yemek, sohbet, düzen ister. Yani herkes sizden ister. Ve çoğunlukla karşılığında aldığınız şey, sektörde ortalama asgari ücret düzeyindeki maaş.

Yapılan araştırmalara göre;
Market ve mağazacılık sektöründe kadın çalışanların %70’i “özel hayatına zaman ayıramadığını” belirtiyor.
%65’i vardiya sisteminin “psikolojik baskı yarattığını” söylüyor.

Kadın çalışanların %80’i “aynı iş yükünde erkeklerden daha düşük ücret aldığını” ifade ediyor.

Ayrıca bir de şöyle düşünelim: Evdeki işleri, çocuğun sorumluluğunu, eşin beklentilerini, müdürün baskısını, müşterinin stresini aynı anda yönetmek. Ve bütün bunları, toplumun sizden beklediği “güçlü kadın” imajı altında yapmak. Peki ya siz? Bu sıkışmışlığın ortasında hayattan ne bekliyorsunuz?

Belki de asıl sorun şu: Kadın çalışanların kendi hayallerini, isteklerini, beklentilerini sorgulayacak ne sabrı kaldı, ne zamanı…

Ama bilmeliyiz ki; çözüm mümkün. Sektörde kadın emeğinin görünür kılınması, vardiya düzenlerinde çocuklu kadın çalışanlara yönelik esneklik sağlanması, eşit işe eşit ücret ve sosyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor.

Çünkü markette kasada duran ya da mağazada size güler yüzle hizmet eden kadın, aslında her gün hem fiziksel hem psikolojik bir maraton koşuyor. Ve artık yalnızca “gülümseyebilen” değil, hak ettiği değerle gülebilen bir kadın olmak istiyor.

Editör: Telli Kayalar
Düzelti: Telli Kayalar
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Seda Bedestenci Yegâne, Sinem Yıldız
Seslendirme: Hale Çağlayan

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation