Background

Pınar Gültekin’e Adalet

#PınarGültekinİçinAdalet                                                

Bitlis Hizan’da doğdu. Beş kardeş içinde yüksekokul okuyan tek çocuktu. “Kürt kızları da okusun, ayakları üzerinde dursun” dediğini söyledi abisi, o öldürüldükten sonra.

2020 Temmuz’unda, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisiyken, evli ve bir çocuk sahibi Cemal Metin Avcı tarafından öldürüldü. Fail yakalandığında, bir süre ilişki yaşayıp ayrıldıklarını, barışma isteğini Pınar’ın reddettiğini, bunun üzerine kadını öldürdüğünü itiraf etti.

Genç kadını son bir kez (ah o son kez’ler) konuşmak üzere bağ evine çağırmış, boğarak öldürmüş, sonra benzinciye gidip bir şişe benzin almış, öldürdüğü kadını yakmış ve bir varile koyup ormanlık alana atmıştı. Fail “bir anlık öfkeyle yaptım” dese de ifadesinin olağan sonucu olarak nöbetçi sulh ceza hakimliği Avcı’yı “canavarca hisle öldürmek” suçundan tutukladı.

Dava başladığında Pınar’ın avukatı mantığa uygun olarak ve kamera kayıtlarının da gösterdiği gibi failin yalnız olmadığını, suç ortaklarının olduğunu ve cinayetin önceden detaylı bir biçimde tasarlandığını savundu.

Katil, önce ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırıldı ancak 20 Haziran 2022’de görülen 13’üncü duruşmada cezası her nedense “haksız tahrik” indirimi ile hafifletilerek 23 yıla indirildi.

Nedir Haksız Tahrik? Failin, haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisiyle suç işlemesi halinde cezasında indirim yapılmasıdır. Nedir bu “hiddet veya şiddetli elem” yaratan şartlar? Mağdurun faile karşı haksız bir fiilde bulunması gerekli. Yani kişisel kanaat, varsayım veya duyum değil, somut  bir fiilden söz ediliyor. Örneğin “bu kişi daha önce birini bıçaklamış, beni de bıçaklayabileceğini düşündüm, o yüzden vurdum” diyen biri, somut bir fiille karşılaşmadığı için haksız tahrik’ten yararlanamaz. Veya haksız fiile uğradığı zaman değil, daha sonra kasıtlı ve planlı bir şekilde cinayet işleyen fail de haksız tahrik’ten yararlanamaz.1

Bu tanımlara göre, aslında kadın cinayetlerinde “haksız tahrik” indiriminin yeri yok. Bu indirimden yararlanmak isteyen katiller, tıraş olup kravat takıyor ve mahkemede hep aynı şeyleri söylüyorlar: “Beni aldattı”, “Namusuma dokundu”, “Erkekliğime laf etti”…

Haksız tahrik tanımına göre; birini aldatmak, kültürel ve kişisel olarak son derece göreceli olan “namus” ve “erkeklik” kavramlarına “dokunmak” faili tahrik eden somut bir fiil olamaz.

Ama Cemal Metin Avcı, 2022’de “haksız tahrik” indiriminden yararlandırıldı ve cezası 23 yıla indirildi. Cinayete yardım etme iddiasıyla yargılanan erkek kardeşi de aynı duruşmada beraat etti. Mahkemenin karar gerekçesinde haksız tahrik meselesi şöyle açıklandı:

Sanığın maktule yönelik yakma fiilini gerçekleştirmedeki amacının eziyet çektirmeye yönelik olmayıp maktulün cesedini yok ederek yakalanmaktan kurtulma ve suç delillerini yok etmeye yönelik olduğu gözetildiğinde mahkeme sonuç cezaya etkisi olmamakla birlikte koşulları oluşmadığından söz konusu unsurun somut olayda gerçekleşmediğini kabul etmiştir. (…) Cemal Metin’in de maktulün söz konusu haksız fiil içeren davranışlarından duyduğu öfke ile maktule yönelik söz konusu suçu işlediği dikkate alındığında haksız tahrik hükümlerinin uygulama şartlarının tamamının gerçekleştirdiği kuşkuya yer verilmeyecek şekilde sabittir. 2

2022’de uygulanan bu indirimde adı geçen “Maktulün haksız fiil içeren davranışı”ndan kasıt, Pınar’ın failden tehdit ve şantajla para sızdırması iddiasıydı. Ancak fail, bunları sadece sözlü olarak ifade ediyor, ne mesaj ne de başka bir kanıt gösterebiliyordu. Hatta ABD’ye gönderilen müzekkerenin cevabına göre Siber Şube Müdürlüğü de Pınar’ın telefonunda faile dair en ufak bir görüntü, bilgi ve belgeye rastlanmadığına dair rapor yazdı. Ancak mahkeme her nedense aksine dair birçok kanıt ve belge olmasına rağmen, hiçbir kanıta dayanmayan bu iddiayı gerekçe göstererek faile indirim uyguladı ve 14 yıl 6 ay cezaevinde kalmasına ve 8’inci yıldan sonra açık cezaevine nakledilme hakkı olduğuna karar verdi.

Bu arada yine aynı tarihli mahkeme, Adli Tıp Raporlarını da yok saydı. Rapor, Pınar’ın hayattayken yakıldığını açıkça belirtiyordu ve bunun kabulü, faile daha ağır cezayı zorunlu kılıyordu.

Devlet kurumları cinayetin ertesinde kadın cinayetlerinden duydukları üzüntüyü belirtmişler, dönemin Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, davaya müdahil olarak katilin en ağır cezayı alması için hukuki sürecin yakın takipçisi olacaklarını söylemişti. Ancak her nedense, cinayeti protesto etmek için İzmir’de sokağa çıkan kadınlar polis tarafından darp edilerek gözaltına alınıyordu.

Cinayetin ardından açılan bazı sosyal medya hesapları, yargı sürecinin erkek toplumun kadın cinayetlerine bakış açısını bire bir yansıttığını çok açık gösteriyordu aslında. Birileri “CemalAvcıYalnızDeğildir” adıyla bir hesap açmış, katili savunuyorlardı. Ezberlediğimiz halde hâlâ midemizi bulandıran gerekçelerle: “Cemal evli ve 1 çocuk babasıdır. O kız kuyruk sallamasa hiçbir şey olmayacaktı”, “Kimse durduk yere birini öldürmez. Kız bağ evine gelmeyi kabul ediyorsa ne olduğu apaçık bellidir.” 3

***

Aradan dört buçuk yıl geçti. Ve Pınar’ı bugün, 2 Şubat 2025 günü bir kez daha öldürdüler.

Yargıtay katile verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını bozdu. Başkan vekili ile iki üyenin karşı oyuna rağmen, üçe iki şekilde oy çokluğuyla alınmış bu karar.

Gerekçesi de şu: Cinayet “canavarca hisle ve tasarlayarak” işlenmemiş! Eğer karar bu haliyle kesinleşirse, ilgili yasaların uygulanması sonucunda 7 yıl sonra dışarıya çıkacak!

Canavarca hisle öldürmek, cinayetin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesi ve eziyet çektirerek öldürmek anlamına geliyor.

Şimdi Yargıtay bu kararla ne söylemek istemiş olabilir?

“Bir erkek bir kadını bağ evine götürür, orada boğar, sonra bir şişe benzin alıp kadının bedenini yakar, parçalayıp varile koyar, toprağa gömer ve üstüne de beton dökerse, asla ve kat’a canavarca hisle değil de haksız tahrikle kendini kaybederek yapmıştır” mı?

Evet. Hukukun ağdalı sözlerinden arındırıldığında gerçek apaçık budur. Ve bu, erkekleri cesaretlendirip kadınları itaate çağıran bir mesajdır.

Kadın cinayetlerini önlemek istediğini söyleyen iktidar partisi samimiyse, öncelikle bu mesajı veren zihniyetle mücadele etmelidir.

Eğer gerçekten kadın katillerinin aramızda dolaşmasını istemiyorlarsa, “haksız tahrik” denen her uca çekilebilir konuyu gündeme getirmeli, isteyenin istediği gibi kullanacağı bir fırsat olmaktan çıkarmalıdırlar.

Yeter artık, erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz.

Kaynaklar

  1. https://tr.wikipedia.org/wiki/Haks%C4%B1z_tahrik ↩︎
  2. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-61935903 ↩︎
  3. https://onedio.com/haber/pinar-gultekin-in-katilini-savunmak-icin-acilan-sosyal-medya-hesabi-hakkinda-suc-
    duyurusu-911944
    ↩︎

Editör: Ebru Pektaş
Düzelti: Ebru Pektaş
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Elif Karçık
Seslendirme: Seda Bedestenci Yegâne

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation