Bu yazının sesli versiyonu mevcut.
Kitap / Film / Dizi Ekin Taneri 16 Temmuz 2024
Cinsel istismara uğrayan üç kadının yolu, adalet arayışı süreçlerinde kesişir. Yaşadıklarına rağmen ümitlerini hiç yitirmeden mücadele eden bu kadınlar, birbirlerine tutunarak tüm hücrelerine kadar uzanan travmalarıyla baş etmeyi öğrenir. Hayatlarında ilk kez, yaşadıklarına inanan insanlarla karşılaşmak onları güçlendirir ve mahkeme karşısında istismarcılarıyla yüzleşen kadınlar bu süreçte birbirlerinin en büyük desteği olur.
Yaptığı başarılı belgesellerle adından sıkça söz ettiren Eylem Kaftan, Bir Gün 365 Saat ile 43. Uluslararası İstanbul Film Festivali Ulusal Belgesel Yarışması’nda yer aldı. Dünya prömiyerini Saraybosna Film Festivali’nde yapan belgesel, Türkiye’de ilk defa 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde seyirci karşısına çıkmıştı.
Bir Gün 365 Saat anlatımı ve sinematik diliyle belgesel türü içinde başka bir yerde duruyor. Hikâyesini kurmaca bir filme yakın tarzda anlatıyor. Film içinde karakterlerin evriminin verilmesi belgeseldeki kurmaca hissini artırıyor. Film içinde üç kadının birbirini bulması, dayanışması, birbirine inanması ve vazgeçmemesi seyircisine belki masalsı bir hikâyeyi hatırlatıyor ama sonra yaşananların tümünün gerçek olmasıyla derin bir nefes almasına sebep oluyor.
“Dalından kopan yaprak, rüzgarın oyuncağı olmaya mahkûmdur.”
Reyhan, Asya ve Leyla’nın evlerinin karşısındaki duvarda yazan bu yazı onlara ataerkil sistemin, kutsal ailenin onları ezmek, korkutmak için verdikleri bir mesaj gibi karşılarına çıkıyor. Onlar tüm cesaretleriyle bu sözü karalıyorlar. Onlara sunulanı değil, istediklerini almak için savaşıyorlar. Bütün dünyaya meydan okuyup onlara uygun görülen yazgıya inat, kocaman harflerle, “Köklerinden çürüyen bir ağacın dalını terk etmek farzdır!” diyorlar.
Bu üç genç kadının hikâyesinde iki tür insan var: iyiler ve kötüler. Kötülüğün bir evi, coğrafyası, içerisi, dışarısı yok. Tüm damarlarıyla topluma yapışmış olan aile kurumu kötü. Kötünün karşısındaki kadınlarsa kader kurbanı değil, çocuk yaşta yaşadıkları karşısında susmayıp adalete başvurmaya karar verenler. Dayanışmanın gücünü görenler. El ele verip sistemi yenenler. Hayatlarını, onurlarını ve gençliklerini cesaretleriyle geri kazananlar. Reyhan, Asya ve Leyla erkek adalet sistemine en sıkı tokadı atanlar.
Belgesel, izleyicilerini ustalıklı bir biçimde kötülük kavramı üzerinde düşünmeye yönlendiriyor. Yaşadıklarına yenilmeyip adalet arayan kadınların çok zor, çok travmatik deneyimlerine rağmen umudu nasıl beraber besleyip büyüttüklerini anlatıyor; seyircilerine çok anlamlı bir kız kardeşlik ve mücadele öyküsü sunuyor.
Belgeselin en büyük başarılarından biri belki de izleyicisine artık kolun kırılıp yen içinde kalmayacağını göstermesi. Kutsal aileyi içinde bütün pisliklerle birlikte buruşturup çöpe atması ve kadın dayanışmasının gücünü ön plana çıkarması. Çok karanlık, çok zor durumlarda kalan tüm kadınlar için bir güneş ışığının içeriye girmesini sağlayacak bir pencere açması. Kendini kurbanlaştırmayı reddeden kadınların portresini müthiş bir zarafetle beyazperdeye taşıması.
Bir Gün 365 Saat, aile içi şiddete, tacize uğramış ve bu şiddete karşı verdikleri hak mücadelesini birbirlerinin elinden tutarak kazanmış Reyhan, Asya ve Leyla’yı bizimle tanıştırıyor. Onların deneyimlerini anlatırken asla ucuz ajitasyona kaçmıyor ve duygusal sömürüye girmiyor. Aile içindeki çürümüşlüğü gösterirken bir başka noktadan bir annenin de kendi kızları için göğüslediklerini çok açık ve güçlü bir şekilde gösteriyor. Bilinmeyenin, alışılmışın dışında hikâyeler anlatıyor. Dayanışmanın gücünü ve önemini vurgularken, direnmenin ve pes etmeden mücadele etmenin önemini de hatırlatıyor. Korku atmosferini kadın dayanışmasının gücüyle ve umutla yırtıyor. Adalet mücadelesini birbirlerinin elinden tutarak veren bu kadınların hikâyesi, izleyiciyi derinden etkiliyor.
Bir Gün 365 Saat o kadar güçlü bir deneyim ki, bu deneyime bir kere maruz kalan insanın bakış açısı değişiyor. Sokaklarda kadınlarla dayanışmak, omuz omuza durmak ve haksızlığa karşı direnmek için harekete geçme arzusu hissettiriyor.
KÜNYE:
Yönetmen: Eylem Kaftan
TÜRKİYE, HIRVATİSTAN / 2023 / DCP / Renkli / 83’
Senarist: Eylem Kaftan, Burcu Salihoğlu
Görüntü Yönetmeni: Florent Herry
Kurgucu: Burçak Yurdakul
Sanat Yönetmeni: Burcu Salihoğlu
Müzik: Marc Collin
Katılanlar : Nuri Karadeniz
Yapımcı: Eylem Kaftan, Zeynep Koray, Sabina Kresic
Ortak yapımcılar: Bünyamin Bayansal, Can Aygör
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖