Gündem Kadın Vardiyası 24 Haziran 2024
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi ile 206 sayılı Tavsiye Kararı, tam 5 yıl önce (21 Haziran 2019), ILO’nun 100’üncü kuruluş yıldönümünde kabul edildi. Bu sözleşme, çalışma yaşamında şiddet ve tacize odaklanan ilk uluslararası sözleşmedir. Çalışma yaşamında toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz, kadınların çalışma yaşamına erişimlerinin, çalışma yaşamında kalmalarının ve daha yüksek mevkilere yükselmelerinin önündeki en büyük engellerden biridir. Çalışma yaşamında toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz başta olmak üzere her türlü şiddet ve tacizin aynı zamanda bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunu olduğu unutulmamalıdır. Tüm işyerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik politikalar ve prosedürler oluşturulmalı ve işyerleri herkes için güvenli hale getirilmelidir.
21 Haziranda beşinci yılına giren 190 Sayılı Sözleşme ve 206 Sayılı Tavsiye Kararı, bu açıdan önemli bir yol göstericidir. Bugüne dek 44 ülkenin imzaladığı sözleşme, maalesef henüz Türkiye tarafından onaylanmamıştır.
Feminist Kadın Grubu, 8-9 Haziran’da Diyarbakır ve Batman’da gerçekleştirdikleri ziyaretlere ilişkin rapor hazırladı.
Raporu kamuoyuyla paylaşan kadınlar, kayyum döneminde kadın kurumlarının tasfiye edildiğine dikkat çekti “Kurumlar kadınsızlaştırıldığı gibi, kadınlar kurumsuzlaştırılmış durumda. Kadınların ortak mutfak, çamaşırhane gibi ev dışına çıkarak ilişkilendikleri alanlar kapatılarak veya devredilerek kuran kursuna veya evlendirme dairesine çevrilmiş. Bağlar Belediye Eş Başkanı Leyla Ayaz kendi bünyelerindeki kadın birimlerinin kayyum tarafından Kuran kursuna dönüştürüldüğünü anlattı. Kadınların evden uzaklaşabildiği, birbirinden güç alabildiği, nefes alabildiği ortak alanlar erkekler için kıraathaneye dönüştürülmüş. Batman’da belediyenin kadınlar için açmış olduğu spor salonu kayyumdan sonra erkeklere özel salona çevrilmiş. Bunlar kadınlar evden çıkmasın, eve ve aileye hapsolsun, yaşadığı kentte söz sahibi olmasın diye atılmış bilinçli adımlar” dedi.
Kadınlar, kayyum yönetiminin halk yararına bir faaliyeti olmadığını söyledi “Hem Diyarbakır’da hem Batman’da kayyum döneminde birçok taşınmazın 20-30 yıllığına bakanlıklara kiralandığı anlatıldı bize. Bunların arasında Batman’da gülünç bir miktara kiraya verilen Selis Kadın Merkezi binası da var” ifadelerini kullandı. (Evrensel)
Ekmek ve Gül’den Elif Turgut’un haberine göre, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın söylemleri aksine kadınların şiddetten korunması ve şiddetin önlenmesi için gerekli sığınmaevi sayısı ve ŞÖNİM sayısı yıllar içerisinde neredeyse hiç değişmedi.
“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının mayıs 2024 tarihli istatistik bülteninde yer alan veriler Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın “Kadın-erkek eşitliğine uygun bütçeleme” ve kadının güçlendirilmesine verdikleri önemin sözde kaldığını gösteriyor. Kadınların şiddetten korunması ve şiddetin önlenmesi için gerekli sığınmaevi sayısı ve şiddet önleme ve izleme merkezi (ŞÖNİM) sayısı yıllar içerisinde neredeyse hiç değişmedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesinden Diyanete “4-6 yaş Kur’an kursu desteği” için 2023’ten 2024 mayıs ayına kadar 75 milyon 619 bin lira para aktarıldı.
Fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve sözlü istismara veya şiddete uğrayan kadınların şiddetten korunması, psikososyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi, güçlendirilmesi ve bu dönemde kadınların varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarının da karşılanmak suretiyle geçici süreyle kalabilecekleri yatılı sosyal hizmet kuruluşları olarak tanımlanan Aile Bakanlığına bağlı sığınmaevi sayısı 6 yılda 2 tane arttı. 2018 yılında 110 olan sığınmaevi sayısı 2024 yılı itibariyle yalnızca 112.
ŞÖNİM Sayısı Yıllardır Aynı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2022 yılı kadına yönelik şiddetle mücadele faaliyet planı çerçevesinde nüfusun yoğun olduğu illerde birden fazla şiddet önleme ve izleme merkezi (ŞÖNİM) açılmasının amaçladığını duyurmuştu. Ancak verilere göre 2019’dan beri ŞÖNİM sayısında neredeyse hiçbir artış yok. 2018’de 79 olan ŞÖMİN sayısı 2019 yılında 81’e; 2022’de ise 82’ye çıktı. 2024’ün nisan ayında bu sayı hâlâ 82 idi.
Geçtiğimiz nisan ayında ŞÖNİM’den faydalanan çocuk sayısı 803, 2024’ün ilk ayında ise bin çocuk ŞÖNİM’den faydalanıyor. 2024 ocak ayında ŞÖNİM’den 22 bin 464, şubat ayında 22 bin 830, mart ayında 20 bin 962 ve nisan ayında 18 bin 602 kadın faydalandı.
İÇES Sayısı Azaldı
Suça sürüklenmesi, suç mağduru olması veya sokakta sosyal tehlikelerle karşı karşıya kalması sebebiyle haklarında bakım tedbiri veya korunma kararı verilen çocuklara gerekli müdahalelerin gerçekleştirildiği, çocukların geçici süre bakım ve korumalarının sağlandığı İhtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesi (İÇES) sayısı ise 2022’den itibaren azalmaya başladı. 2022’de 65 olan İÇES sayısı 2023’te 64’e, 2024’te 62’ye düştü. İÇES’lerin sayısı azalırken buradan faydalanan çocuk sayısı arttı.
2023 yılı ocak ayında bakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı ile ‘4-6 yaş Kur’an kursu desteği programı’ protokolü imzaladığını duyurmuştu. Dönemin Bakanı Derya Yanık protokole ilişkin “Protokol çerçevesinde her bir çocuk için aylık 150 lira olmak üzere kararlaştırılan nakdi destek tutarını 12 ay boyunca aylık olarak Diyanet İşleri Başkanlığımıza aktaracağız” demişti.
4-6 yaş grubu Kur’an kurslarında eğitim alan çocukların beslenme, temizlik ve eğitimlerine yönelik materyallerin temini için nakdi destek sağlanan protokol kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığına 2023’te 50 milyon 789 bin 850 lira aktarıldı. 2024’ün ilk dört ayında protokol kapsamında bakanlık bütçesinden Diyanete aktarılan miktar ise 24 milyon 829 bin 950 oldu. Protokol kapsamında 2023’te Kur’an kursuna gönderilen çocuk sayısı 83 bini aşarken 2024’ün ilk dört ayında 46 bin oldu. (Ekmek ve Gül)
Hürriyet’ten Elif Altın’ın haberine göre duruşma sırasında bacak bacak üstüne atarak oturan avukat Gülay Özgökçe, duruşma hâkimi tarafından bacağını indirmesi yönünde uyarıldı.
Avukatın bacağını indirmemesi üzerine hâkim, oturma şeklinin ileride kötü olaylara sebebiyet vereceğini söyledi. Avukat Özgökçe ve duruşma salonundaki diğer avukatların duruma itiraz etmesi üzerine hâkim tutanak tuttu. Diğer avukatlar da tutanağa imza atarak, “Meslektaşımın duruşma düzenini bozduğunu düşünmüyorum” şeklinde şerh düştü.
Özgökçe, “Kötü bir davranış sergilemedim. 12 yıllık avukatım, duruşma salonunda nasıl davranacağımı çok iyi biliyorum. Hâkimin tutumu keyfiydi, üstünlük sağlamak istedi” dedi. (Kısa Dalga)
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖