Gündem Kadın Vardiyası 29 Nisan 2024
TÜİK verilerine göre; Türkiye’de 2004 yılında 91 bin 22 olan boşanma sayısı 2023’te yüzde 89 artarak 171 bin 881’e yükseldi.
2004’te 615 bin 557 olan evlenen çift sayısı ise 2023’te 565 bin 435’e geriledi. Boşanmalarda en büyük neden, 165 bin 51 ile geçimsizlik oldu.
2004-2023 yıllarını kapsayan süreçte 1000 nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden ‘kaba evlenme hızı’ yüzde 37 düştü, ‘kaba boşanma hızı’ yüzde 49 arttı. Kaba evlenme hızı 2004’te yüzde 9,10’dan 2023’te yüzde 6,63’e geriledi, kaba boşanma hızı ise yüzde 1,35’ten yüzde 2,01’e yükseldi.
Kadınlarda 30-34, Erkeklerde 35-39 Yaşlarda Boşanma Fazla
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2023 yılında gerçekleşen boşanmaların yüzde 33,4’ü evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21,7’si 6-10 yılı içinde gerçekleşti. Geçen yıl 165 bin 51 çift geçimsizlik, 137 çift zina, 60 çift cürüm ve haysiyetsizlik, 33 çift cana kast ve fena muamele gibi nedenlerden boşandı. (Cumhuriyet)
Evrensel Gazete’sinden Sultan Özer’in “Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?” başlıklı köşe yazısında dikkat çektiği üzere, Meclis kulislerinde ve siyasi çevrelerde “Yeni bir anayasanın en geniş toplumsal mutabakatı sağlayan metin” olması gerektiği, “Mevcut Anayasa’yı bile tanımayan iktidarın yapacağı yeni anayasanın nasıl olacağı” tartışmaları da yapılıyor.
“Kapsayıcı, kuşatıcı, demokratik ve sivil bir anayasa yapılması meselesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin bundan sonraki süreçlerinde de öncelikli ödevlerinden biridir” diyen Numan Kurtulmuş, “Meclisin, vatandaşın verdiği oyların yüzde 95’ini alan bir temsil kabiliyeti olduğu” görüşünde. Yani, “Bu Meclis anayasa yapabilme gücü ve yeterliliğine sahip” mesajı veriyor Kurtulmuş.(…)
CHP Genel Başkanı Özgür Özel; “Uymayacağınız bir anayasayı değiştirecek misiniz? Son anayasa Sayın Erdoğan için yapıldı. Bu anayasaya uyuyor mu? Ben AİHM kararlarına uymadığını biliyorum. AYM kararlarını son Can Atalay örneğinde, tanımıyor. 1 Mayıs’ta Taksim’in açılmasına ilişkin AYM kararına uymuyor. Pek çok AYM kararına uymuyor” diyor ve ekliyor; “Mevcut Anayasa’ya uyan bir Erdoğan bizimle geleceğe dönük bir anayasa konuşabilir.” (…) DEM Parti’nin ya da CHP’nin “evet” dediği bir anayasa değişikliğine, Bahçeli’nin de HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisinin de onay vermeyeceği de yine kulislere yansıyanlar arasında. (Evrensel)
EşikGönüllüsü Av. Hülya Gülbahar FlashTV’de Zamanın Ruhu programında AKP’nin yapmak istediği Anayasa değişikliğine neden tüm muhalefet partilerinin tartışmasız hayır demesi gerektiği ve kadınları bekleyen tehlikeler konusunda önemli açıklamalarda bulundu. (EŞİK)
Türkiye’de 2020 yılından bu yana birinci basamak sağlık kuruluşlarında doğum kontrol araçlarına temininin erişimi durduruldu.
Mart 2020’den bu yana birinci basamak sağlık kuruluşlarında bakanlık tarafından temini durdurulan doğum kontrol araçlarına tekrar ücretsiz bir şekilde erişim sağlanması için faaliyet gösteren Devletin Aile Planlaması Politikalarını İzleme Projesi bir yaşında. Ailepol bir senedir doğum kontrol araçlarının tekrar ücretsiz olarak temin edilmesi için faaliyet gösteriyor.
Türkiye’de bireylerin çocuk yapmama hakkı 1982 anayasasıyla yürürlüğe giren 2827 sayılı Nüfus planlaması kanunu ile güvence kapsamına alındı. Devlet bu kanun ile her türlü doğum kontrol aracını ve kürtajı gerektiğinde ücretsiz temin edeceğini belirtiyor. Ancak mevcut iktidarın üç çocuk politikasını devletin resmi politikası haline getirme çabasından dolayı üç senedir birinci basamak sağlık kuruluşlarında doğum kontrol araçlarına erişim sağlanamıyor.
Anayasa ile teminat altına alınmış olan aile planlaması hakkı engelleniyor. Doğum kontrol araçlarına erişememek kısa vadede anne ve bebek ölümlerine uzun vadede ise çocuk yoksulluğuna yol açıyor.
Ankara’da dört senedir doğum kontrol kiti temin edilemiyor. (Bianet)
KONDA, 10 yıllık değişimi raporladı: Kadınlar artık daha az mutlu ve “kız çocukları hakkını arasın” diyor. Araştırmada, ev kadınları, evin bakımı için haftada ortalama 28 saat harcadığını söyledi. Bu, Türkiye ortalamasından 12 saat daha fazla.
KONDA Araştırma ve Danışmanlık A.Ş., Borusan Holding için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algı Değişim Raporu’nu sundu. Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği algısı, 10 yıl öncesine göre pozitif bir yöne doğru ilerlese de raporda, bu ilerleyişin düşük bir ivmeyle gerçekleştiği kaydedildi. Ancak 77 ilden 18 yaş üstü 2 bin 550 kişiyle görüşerek hazırlanan rapordaki cevaplar, cinsiyet eşitliğine bakışta; eğitim düzeyi, gelir ve iş hayatına katılımın önemine dikkat çekti.
Toplumda “Kadının eşinden daha fazla para kazanması sorun olur” yargısını yanlış bulanların oranı bugün yüzde 50’nin üzerine çıksa da “Kadının birinci görevi, evin sorumluluğunu üstlenmek ve çocuk yetiştirmektir” yargısını hâlâ toplumun yarıdan fazlası doğru buluyor. Bu yargıyı 10 yıl öncesinde de bugün de çalışan kadınların yarıdan fazlası yanlış buluyor.
Rapora göre, toplumda mutlu olanların oranı, 10 yıl önceye göre azalıyor. Bugün toplumda her 4 kişiden sadece 1’i mutlu olduğunu söylüyor. Ayrıca 10 yıl önce kadınlarda kendini mutlu hissedenlerin oranı erkeklerden fazla olurken, bugün kadınlarda mutlu olanların oranı erkeklerden daha az. Raporda, toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği eşitsiz bölüşümlerin de artırdığı pandemi sürecindeki iş yükü, ekonomik kriz, işsizlik, siyasi umutsuzluk gibi konuların da bunda etkisi olduğu düşünülebileceği belirtiliyor. Çalışan her 10 kadından yalnızca 2’si mutlu olduğunu söyleyebiliyor.
“Kadın çalışmak için eşinden izin almalıdır” yargısını doğru bulanların oranı 10 yıl önceye göre azaldı. Şubat 2015’te toplumu yüzde 66’sı bu yargıyı doğru bulurken, Şubat 2024’te bu oran yüzde 48’e düştü. “Kadın çalışmak için eşinden izin almalıdır” fikrine katılmayan erkeklerin oranı arttı. “Kadın çalışmak için eşinden izin almalıdır” yargısını doğru bulanların oranının erkeklerde daha fazla olduğu görüldü. “Kadın çalışmak için eşinden izin almalıdır” yargısını doğru bulanlarda en yüksek oran, sırasıyla ev kadınlarına ve çalışan erkeklere ait. 10 yıl önce de bugün de çalışan kadınlar, bu yargıyı yanlış bulanlarda en yüksek orana sahip. Gelir ve eğitim seviyesi arttıkça, “Kadın çalışmak için eşinden izin almalıdır” yargısını yanlış bulanların oranı da arttı. (T24-Özlem Ateş Aksoy)
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖