DosyaGenelHaziran 2025 Kadın Vardiyası 20 Nisan 2025
“Londra’da, Ankara’da, İstanbul’da ya Zap Suyu’nun yanı başında nerede olursa olsun kadınları birbirine ortak eden tek bir şey vardır; hayat. Sürmekte ve sürecek olan hayatın tartışılmaz emekçisi olmak. Evet kadın, hayat denilen güzelim oluşumun yılmaz, vazgeçilmez savaşçısıdır. Sözümüz hayatsa, kadın hayat adına ölümden de çekinmez. Çünkü kadın doğumu bilir. Yani hayatın ölüme, bereketin kısırlığa, ilerlemenin durgunluğa olan tartışılmaz üstünlüğünü bilir. Kısaca, emekçidir o. Hayatın emekçisi. Budur en büyük gücü kadının.”
(Sevgi Soysal)
Günümüz dünyası, büyük toplumsal hareketlenmelerin çok daha hızlı biçimde güncel siyasetin bir parçası haline geldiği, yeni bir politizasyon biçimiyle karakterize olmaktadır. Özellikle 2008’den sonra neredeyse kıta kıta dolaşan kitlesel hareketlilikler düşünüldüğünde bu nitelik daha net görülecektir: Occupy Wall Street (2011), Arap coğrafyasında “baharla” başlayan büyük hareketlenmeler, Türkiye’nin Gezi’si, Yunanistan ve İspanya’yı saran Indignados (Öfkeliler) Hareketi, pek çok ülkede meydanları dolduran kadın eylemleri (Las Tesis) kadın grevleri, Fransa’da aylar süren Sarı Yelekliler hareketi, onlarca ABD kentinde sistemi kilitleyen ırkçılık karşıtı protestolar, Sırbistan’da başbakanı koltuğundan eden tren kazası protestoları, yine adalet talebiyle hayatı durduran, çatışmaların günlerce sürdüğü Yunanistan ve nihayet ülkemizde 19 Mart darbe girişimine karşı milyonları ayağa kaldıran büyük toplumsal kakışmalar…
Tüm bu kalkışmalarda, başka başka nedenler öne sürülebilse de neoliberal ekonomik politikalara ve bizzat “neoliberalizmin politika ve temsil krizlerine” tepki ortaklaşmaktadır. On yıllara yayılan ağır sınıfa saldırı siyasetinin ve “kitleleri siyasetten menetme” paradigmasının geldiği yer tüm görkemi, şiddeti ve sıklığıyla toplumsal kalkışmalar olmuştur.
Indignados hareketinin temel sloganları arasında, “temsili demokrasinin krizini” yansıtan “Bizi temsil etmiyorlar” (No nos representan) ve “Gerçek Demokrasi Şimdi!” (¡Democracia Real YA!) vardır. 19 Mart sonrası eylemlerde atılan “kurtuluş sandıkta değil, sokakta” sloganı da aynı “temsil krizinin” ve “kitleleri siyasetten tasfiye etme girişimlerinin” sonuçları olarak benzerlik göstermektedir.
Çoğu örnekte artık büyük işçi sınıfı partileri, iş kollarını blok halde örgütleyen, harekete geçiren heybetli sendikalar ya da toplumu boydan boya saran sivil toplum kuruluşları yoktur ama öfkesiyle kendini meydanlarda bulan, hızlıca hareket geçen büyük kitleler “politik boşluğu” doldurmaktadır.
Adına sokak siyaseti ya da meydan hareketleri de denilen tüm bu politizasyonlarda direniş repertuarı da çeşitlenip zenginleşmektedir: Çevrimiçi örgütlenme, haberleşme, canlı yayınlar ve haber yapma, kendi medyasını oluşturma, “flash mob”lar, insan zincirleri, performans sanatları gibi yaratıcı protestolar, forumlar ve dayanışma sandıkları kurma, Gezi Kafe ya da takas pazarı gibi piyasayı geçersizleştiren ilişkiler oluşturmak, tüketimin reddi ve boykot örgütleme…
Peki bu “yoğun hareket”, politizasyon, yaygın örgütsüzlük dünyasında kadınlar direnişin neresinde durmaktadır? 19 Mart sonrasında bir dövizde yazdığı gibi, “z kuşağı direnmeyi feministlerden öğrendi” diyebilir miyiz?
Günümüzün yoğun politize ortamında ve yeni siyaset biçimlerinde kadınların direnişi özellikle öne çıkıyor. Yalnızca kitlesel ağırlıklarıyla değil, belli bir direnme biçimine model olmak babında da kadınlar “görünüyor”.
Kadınların direnişi çoğu zaman en görünmez olduğu yerlerde en güçlü biçimde yaşanır. Çeşitlenen direniş repertuarında kadınların izini görülür. Zira kadınlar için direniş, yalnızca sokaklarda, çatışmalarda, büyük kalkışmalarda değil; gündelik yaşamın her hücresinde sürmektedir. “Büyük hikayelerde” yer alamayacağımızdan değil, hem yer alma olanaklarımız elimizden alındığından; hem de kadının varoluşunun bile bir direniş olmasından!
Patriyarkanın hayatı baştan başa kateden, çok katmanlı ve içselleştirilmiş tahakkümüne karşı kadınların verdiği cevap da çok katmanlı. Evde, mutfakta, okulda, yatakta, kalabalık otobüslerde, patronun “laf arasında” kurduğu cümlelerde, doktora anlatılamayan “en özel” acılarımızda, kadınların birbirine fısıldadığı sır cümlelerde… Direniş bazen yalnızca bir kadının kendi soyadını kullanmasında, yalnız yaşamasında, evliliği ya da anneliği reddetmesinde biçimleniyor. Bu mücadele kimi zaman doğrudan eylemle, kimi zaman ise ısrarla kurulur. İstanbul’da Cumartesi Anneleri yıllardır aynı meydanda, Galatasaray’da, kaybedilen sevdikleri için adalet arıyor; haftalardır değil, yıllardır susturulmaya karşı seslerini koruyorlar. Aynı kararlılığı Karadeniz’in ormanlarını, derelerini, yaylalarını; Muğla’nın zeytinliklerini, ormanlarını savunan kadınlarda da görüyoruz. Suyunu, havasını, toprağını, ağacını korumak için barikat kuran, dilekçe yazan, nöbet tutan kadınlar yalnızca doğayı değil, yaşamı savunuyor.
Bu dosyada, kadınların direniş biçimlerini yalnızca görünür eylemlerle değil; aynı zamanda gündelik yaşamda, doğayla ilişkide, edebiyatta, hafızada ve bakım emeğinde nasıl ördüklerini tartışmayı hedefliyoruz. Sözünü direnişin binbir haline katmak isteyen tüm kadınların katkılarını bekliyoruz.
Başvuru için: https://forms.gle/p7gnUE6LShshoFqdA
Sayı çıkış tarihi: 15 Haziran 2025 itibariyle Haziran ayı boyunca yazılar yayımlanacaktır.
Son teslim tarihi: 31 Mayıs 2025
Editörler Kurulu: Ebru Pektaş, Gül Büyükbeşe, Melike Çınar, Müjgan Tekin, Saba Esin, Sinem Yıldız, Şöhret Baltaş
Değerlendirme Süreci: Kadın Vardiyası’na iletilen tüm yazılar, editörler kurulu tarafından çok aşamalı bir değerlendirme sürecinden geçirilecektir. Uygun bulunan yazılar, gerekli görüldüğü takdirde yazarlarla iletişim kurularak revize edilmek üzere geri gönderilebilir. Onaylanan yazılar, belirlenen yayın takvimine uygun olarak yayımlanacaktır.
Yazım kuralları: Kaynakça hariç minimum kelime sayısı 3000, maksimum kelime sayısı5000 olarak belirlenmiştir. (Daha uzun metinler için bizimle iletişime geçebilirsiniz). Yazılarda alıntılar için muhakkak kaynak gösterilmelidir. Kaynakça ve atıf sistemi için APA (7. edisyon) kullanılması önerilmektedir. Görsel eklediğiniz yazılarda kullandığınız görselleri ayrıca iletmeniz beklenmektedir.
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖