Çeviri Saba Esin 11 Aralık 2025

Gazze’de altı çocuğunu beslemek için haftalarca ucu ucuna kazanan 38 yaşındaki kadın, tutunacak bir dal bulduğunu düşündü.
Barınakta, bir arkadaşı ona yiyecek, yardım, hatta iş bulmasında yardımcı olabilecek bir adamdan bahsetti. Kocasından ayrılmış ve ailesinin geçimini sağlayan iş yerini kapatmak zorunda kalmış olan kadın adama ulaştı.
Gazze’de savaşın başlamasının üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti ve adam kendisine bir yardım kuruluşunda altı aylık sözleşmeli bir iş sözü vermişti. Evrakları imzalayacağını düşündüğü gün, adam onu bir ofise değil, boş bir apartmana götürdü. Kendisine iltifat ettiğini ve başörtüsünü çıkarmasını istediğini söyledi.
Onu sevdiğini ve onu zorlamayacağını söylemişti ancak gitmesine de izin vermiyordu. Kadın, en nihayetinde cinsel birliktelik yaşadıklarını söyledi. Korktuğu ve utandığı için ilişkilerinin mahiyetine dair detay vermek istemedi.
“Uyumlu davranmak zorundaydım çünkü korkuyordum, oradan kurtulmak istiyordum” dedi.
Ayrılmadan önce ona biraz para -100 şekel, yaklaşık 30 dolar- verdiğini söyledi. İki hafta sonra, bir kutu ilaç ve bir kutu yiyecek verdi. Fakat haftalarca iş somutlaşmadı.
Gazze’de insani kriz büyürken kadınlar, bazıları yardım kuruluşlarıyla bağlantılı olan yerli erkekler tarafından cinsel ilişki karşılığında yiyecek, para, su, erzak veya iş sözü verilerek istismar edildiklerini söylüyor. Altı kadın, deneyimlerini Associated Press’e ayrıntılı olarak anlattı. Aileleri ya da erkekler tarafından cezalandırılmaktan korktukları ve cinsel taciz ve cinsel saldırı tabu olan konular olduğu için anonim kalmak koşuluyla konuştular. Bazen erkeklerin taleplerinin aşikâr olduğunu söylediler: Bir kadın “Sana dokunayım” dendiğini söylüyor. Başka zamanlar kültürel kodlar kullanılırdı: “Seninle evlenmek istiyorum” veya “Birlikte bir yere gidelim”.

Yardım kuruluşları ve uzmanlar istismarın, sıklıkla çatışmalar sırasında ve özellikle insanların yerlerinden edildiği ve yardıma ihtiyaç duydukları çaresizlik zamanlarında arttığını söylüyor. Güney Sudan, Burkina Faso, Kongo, Çad ve Haiti’de olağanüstü durumlarda taciz ve istismarın ortaya çıktığı raporlanmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) Direktör Yardımcısı Heather Barr “İnsani krizlerin insanları pek çok açıdan savunmasız hale getirmesi korkunç bir gerçek – cinsel şiddet çoğu zaman bir sonuç. Gazze’nin bugünkü durumu kelimelerle anlatılamaz, özellikle de kadınlar ve kızlar için” diyor.
Gazze’deki kadınlarla çalışan dört psikolog hastalarının hikâyelerini AP’ye anlattı. Bir kişi, kadınları ve çocukları koruma odaklı olan örgütünün, erkeklerin savunmasız kadınları cinsel istismara maruz bıraktığı ve bunların bazılarının hamilelikle sonuçlandığı düzinelerce vakayı ele aldığını belirtti. Tamamı Gazze’deki yerel kuruluşlarda çalışan Filistinlilerden oluşan psikologlar, evlilik dışı cinsel ilişkinin her ne bağlamda olursa olsun ağır bir suç sayıldığı muhafazakâr bir kültürde, hem söz konusu kadınların mahremiyetine dair endişeler hem de vakaların hassas doğası nedeniyle isimlerinin gizli tutulması şartıyla konuştular. Psikologlar, hastalarının hiçbirinin AP ile doğrudan görüşmek istemediğini belirtti.
Hikâyelerini AP ile paylaşan kadınların beşi erkeklerle cinsel ilişkiye girmediğini söyledi. Psikologlar kendilerine gelen bazı kadınların erkeklerin taleplerini kabul ettiğini, bazılarının da reddettiğini söyledi.
Aralarında yerel Filistinli grup Kadın İşleri Merkezi (Women’s Affairs Center) ile Birleşmiş Milletler kuruluşları da dahil olmak üzere çeşitli yardım gruplarıyla koordinasyon sağlayan Cinsel Sömürü ve İstismardan Korunma Ağı (The Protection from Sexual Exploitation and Abuse Network)’nın da bulunduğu altı insan hakları ve yardım örgütü; AP’ye, yardım almayla bağlantılı cinsel istismar ve sömürü raporlarından haberdar olduklarını söyledi.
Yardım kuruluşları, Gazze’deki koşulların —neredeyse iki yıldır süren savaş, nüfusun en az %90’ının yerinden edilmesi ve yardıma erişimde yaşanan kargaşanın— savunmasız insanlara yönelik insani yardım çalışmalarını özellikle zorlaştırdığını belirtiyor. Bölge genelinde açlık ve çaresizlik artarken, özellikle kadınlar çok zor kararlar almaya itildiklerini söylüyor.
Kuruluşlar, insani krizden İsrail’in saldırısını ve ablukasını sorumlu tutuyor ve savaşın, sömürü vakalarının belgelenmesini zorlaştırdığını belirtiyor. Hamas yönetimindeki hükümetin bir parçası olan ve kadrosunda tıp uzmanlarının bulunduğu Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, 66.000’den fazla Filistinli öldürüldü. Bakanlık, öldürülenlerin kaçının sivil veya savaşçı olduğunu açıklamıyor ancak can kayıplarının yaklaşık yarısını kadın ve çocukların oluşturduğunu ifade ediyor.
Kadın İşleri Merkezi Direktörü Amal Syam, “Kadınları buna başvurmaya zorlayan şey, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik kuşatması ve insani yardımlara getirilen kısıtlamalardır” diyor.
İsrail, yardımlara yönelik herhangi bir kısıtlama bulunmadığını ve Gazze’ye giren yardım miktarını artırmak için adımlar attığını belirtiyor. İsrail ayrıca, yardımların yaygın şekilde başka yönlere kaydırıldığına dair kanıt sunmamakla birlikte Hamas’ı yardımları kendine aktarmakla itham ediyor ve BM kuruluşlarını, girişine izin verdiği gıdaları teslim etmekte başarısız olmakla suçluyor. BM ise yaygın bir yardım kaydırması olduğu iddiasını reddediyor.

Kısıtlı Veri Sadece “Buzdağının Görünmeyen Yüzü”
AP’ye konuşan kadınlardan biri, savaşın başlamasından bir yıl sonra, Ekim ayında başlayan telefon görüşmelerini anlattı. Kadın, başlangıçta adamın sorularının basit olduğunu söyledi: Kocasına ne olmuştu? Kaç çocukları vardı? Ancak 35 yaşındaki dul kadın, daha sonra adamın üslubunun değiştiğini belirtti: Ne tür iç çamaşırı giyiyordu? Kocası onu nasıl tatmin ediyordu?
Kadın, adamla İsrail’in insani bölge olarak belirlediği dar bir arazi olan Muwasi’de tanıştığını söyledi. Yardım almak için sırada beklediğini ve telefon numarasını, üzerinde UNRWA – Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı yazılı üniforma bulunan bir Filistinli yardım görevlisine verdiğini anlattı.
Numarasını aldıktan kısa bir süre sonra, gece geç saatlerde aramalar başladı. Kadın, adamın cinsel içerikli sorular sorduğunu, kendisinin ise sessiz kaldığını anlattı. Bir noktada adamın, cinsel ilişki için yanına gelmek istediğini belirtti. Teklifi reddettiğini ve defalarca aramanın ardından herhangi bir yardım da gelmeyince numarasını engellediğini anlattı.
Kadın, adamı Gazze’deki UNRWA’ya sözlü olarak şikâyet ettiğini söyledi. Kendisine kanıt olarak görüşme kayıtlarına ihtiyaç olduğunun söylendiğini, ancak aramaları kaydedemeyen eski bir telefonu olduğunu belirtti.
UNRWA İletişim Direktörü Juliette Touma, e-posta yoluyla yaptığı açıklamada, ajansın cinsel sömürüye karşı sıfır tolerans politikası olduğunu, her ihbarı ciddiye aldıklarını ve kanıt talep etmediklerini belirtti. Ancak Touma, UNRWA’nın bireysel vakaları tartışmama politikasını gerekçe göstererek personelin bu olaydan haberdar olup olmadığını açıklamadı ve sömürü vakalarıyla ilgili genel farkındalıkları veya yürüttükleri çalışmalar hakkında daha fazla yorum yapmadı.
UNRWA’nın da üyesi olduğu PSEA ağı, mağdurların isimsiz olarak ya da failin adını vermeden ihbarda bulunabileceklerini ve hiçbir şekilde kanıt sunmak zorunda olmadıklarını belirtti.
İnsani yardım ve kalkınma alanlarında cinsel sömürü ve istismarı önlemek ve bunlara müdahale etmek için çalışan ağın koordinatörlerinden Sarah Achiro, sömürünün boyutunu anlamanın zorlu olduğunu belirtti. Gazze’deki kısıtlı iletişim imkanları, istismarın ihbar edilebileceği aramaları sınırlıyor, sürekli yerinden edilme ise hayatta kalanların yüz yüze yardım istemesini ve yardım kuruluşlarının güven tesis etmesini zorlaştırıyor.
Achiro, verilerin genellikle sadece ‘buzdağının görünen kısmını’ gösterdiği özellikle insani yardım ve çatışma ortamlarında, cinsel şiddet vakalarının büyük ölçüde bildirilmediğine dikkat çekti.
PSEA ağı, geçen yıl Gazze’de insani yardım almayla bağlantılı, tamamı ya yardım çalışanlarını ya da toplum temsilcileri veya özel yükleniciler gibi onlarla ilişkili kişileri kapsayan 18 cinsel istismar ve sömürü suçlaması aldığını belirtti. Yardım çalışanlarına yönelik iddialar, işveren kuruluş tarafından soruşturuluyor. Ağ, vakalar resmi olarak sonuçlanmadıkça bilgi paylaşamayacağını gerekçe göstererek, kaç vakanın soruşturulduğunu belirtmedi.

“Kimsenin İnanmayacağını Düşündüm”
AP’ye konuşan kadınlardan dördü; kendilerine teklifte bulunan erkeklerin kendilerini yardım görevlisi, bir vakada ise yardım vaadinde bulunan bir toplum lideri olarak tanıttığını söyledi.
O dul kadın gibi birçok kadın da olayın, yardım için kayıt yaptırırken veya yaptırmaya çalışırken, erkeklerin —genellikle yardım sürecinin bir parçası olan bir adım olarak— telefon numaralarını alıp daha sonra aramasıyla gerçekleştiğini anlattı. Kadınlar, erkeklerin tamamının Filistinli olduğunu belirtti. Birçoğu ise, bu erkeklerin hangi yardım kuruluşuyla bağlantılı göründüğünü tespit edemediklerini ifade etti.
BM ve yardım kuruluşları genellikle yerel topluluklarla, kişilere yüklenici olarak ödeme yaparak, gönüllülerden yararlanarak veya topluluk tarafından irtibat kişisi olarak atanan liderleri kullanarak çalışıyor.
Altı çocuk annesi kadın, kendisine iş sözü veren adamın, üzerinde BM işaretleri bulunan bir araç kullandığını söyledi. Kadın, görüşmelerinden sonra mesajların —gece geç saatlerdeki cinsel içerikli aramalar ve fotoğraf isteklerinin— ardı arkasının kesilmediğini belirtti. Meşgul olduğu, telefonunun bozuk olduğu ya da konuşamayacağı gibi bahanelerle geçiştirdiğini anlattı.
Ancak cinsel birlikteliklerinden yaklaşık bir ay sonra, Aralık 2023’te adamı bir yardım noktasında gördüğünü belirtti. Sonrasında adamın, UNRWA’da şu anda tamamlamış olduğu altı aylık bir işe girmesine yardımcı olduğunu söyledi.
Kadın AP’ye; adamı, aralarında geçenleri veya adamın sömürü girişimlerini hiç şikâyet etmediğini söyledi.
“Kimsenin inanmayacağını düşündüm” dedi, “Belki de sadece bana iş vermeleri için böyle söylediğimi düşüneceklerdi.”
Kadının hikayesi sorulduğunda, UNRWA’dan Touma örgütün sıfır tolerans politikasını vurguladı ve sömürü olayları ile suçlamalar hakkında daha fazla araştırma yapacaklarını söyledi.
O olay sonrası ve işinden bu yana kadın yerinden edildi, şu an çalışmıyor ve ailesini bakmakta güçlük çekiyor. Kadın, adamın numarasını engellediğini ancak adamın bu yaz bile kendisiyle iletişime geçmeye çalıştığını söyledi.

Kuruluşlar, Damgalanmaya Rağmen Sömürünün Açıkça Arttığını Söylüyor
Bazı kadınlar, savaş boyunca birden fazla kez, farklı erkekler tarafından taciz edildiklerini söylüyor.
Dört çocuk annesi 37 yaşındaki bir kadın, AP’ye kendisine iki kez yaklaşıldığını, bunlardan birinin bir barınak sorumlusu tarafından yapıldığını anlattı. Kadın, adamın deniz kenarı gibi “bir yerlere birlikte gitmeleri” karşılığında kendisine yiyecek ve barınak teklif ettiğini söyledi. Adamın cinsel bir talepte bulunduğunu anladığını belirten kadın, teklifi reddetti.
Psikologlar ve kadın kuruluşları; kriz derinleştikçe —daha fazla insanın yerinden edilmesi, yardıma muhtaç kalması ve kamplara doluşmasıyla— vakaların arttığını ifade etti. Bir psikolog, bazı kadınların kocaları olanları öğrendiğinde evden atıldığını belirtti.
Kadın İşleri Merkezi’nden Syam, savaştan önce sömürü ihbarlarının yılda bir veya iki kez olduğunu, ancak şu an çarpıcı biçimde arttığını söyledi. Fakat Syam, birçok kuruluşun bu rakamlara veya soruna dikkat çekmediğini belirtti.
Syam, “Çoğumuz odağı, İsrail işgali tarafından işlenen şiddet ve ihlallerde tutmayı tercih ediyoruz” dedi.
İsrail, Hamas’ı çökertmek ve savaşı başlatan 2023 saldırısında alınan rehineleri serbest bırakmak için savaştığını ve sivillere verilecek zararı mümkün olduğunca azalttığını söylüyor.
AP’ye konuşan kadınlar, savaş devam ederken onurlarını korumaya çalışmalarının önemli olduğunu söylediler.
29 yaşındaki bir anne; geçtiğimiz sonbahar haftalarca, dört çocuğu için besin takviyesi sağlama karşılığında kendisiyle evlenmek isteyen bir yardım görevlisinden telefonlar aldığını anlattı.
Kadın; teklifi reddedip numarayı engellediğini, ancak adamın farklı telefonlardan aradığını söyledi. Adamın kendisinden hoşlandığı konusunda ısrar ettiğini ve dile getiremeyeceği kadar müstehcen dediği çirkin yorumlar yaptığını belirtti.
Kadın, “Kendimi tamamen aşağılanmış hissettim,” dedi, “Çocuklarım için gidip yardım istemek zorundaydım. Ben yapmasam kim yapacaktı?”
Sam Mednick, İsrail ve Filistin Bölgelerinde görev yapan bir AP muhabiridir. Çatışma, insani krizler ve insan hakları ihlalleri konularına odaklanmaktadır. Mednick daha önce Batı ve Orta Afrika ile Güney Sudan’da görev yapmıştır.
Bu yazı 1 Ekim 2025 tarihinde AP (Associated Press) websitesinde yayımlanmıştır.
Yazar: Sam Mednick and Sally Abou Alioud
Çeviri: Sabâ Esin
Düzelti: Telli Kayalar
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Seda Bedestenci Yegâne, Sinem Yıldız
Seslendirme: Filiz Kılıç
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖