Söyleşi Şilan Geçgel 4 Haziran 2025
“Biz bu ülkede barışın sadece silahların susması ile gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bölgede yıkılan şehirler hâlâ onarılmadı. Göç, yerinden edilme, travma ve yok sayma sadece bir sonuç değil; bir süreç olarak devam ediyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar için bu çok daha ağır: Şiddet, yoksulluk, kayıplar ve adaletsizlik her an yeniden üretiliyor. O yüzden, ‘Savaş mı var?’ sorusu bizi sadece kırmıyor, aynı zamanda inkâr ediyor.”
Geçtiğimiz günlerde, basın açıklaması için buluşan Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi üyesi kadınlar, “Savaş yoksa, bu ülkenin bütçesinin neden yüzde 10’undan fazlası, toplam 1 trilyon 608 milyar lira savaşa, ‘savunma ve güvenlik’ harcamalarına gidiyor? Bu ülke neden sağlık harcamasına ayırdığının 1,5 katını savaşa ayırıyor? Hele asgari ücret açlık sınırının altındayken?” diye sormuştu.1
Kuşkusuz bugün üzerine en çok konuşulan ve tartışılan meselelerden biri barış gündemi. 2024 yılında kurulan Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi üyesi Berivan Saruhan’la inisiyatifin kuruluş sürecini, barış talebinin toplumsallaşmasında kadınlar ve LGBTİ+’ların yerini, barış için acil eylem planlarını konuştuk.
İlk olarak, Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’nin kuruluşunu sorarak başlamak isterim. İnisiyatif, çok tarihsel bir eşikte hayat bulmuş oldu. Ne amaçla kuruldu, nasıl bir ihtiyaç içerisinde kendini inşa ediyor?
Barış, soyut bir siyasi hedef değil; her bireyin hayatını doğrudan etkileyen bir ihtiyaçtır. “Benim barışa ihtiyacım var” demek, bu ihtiyacı görünür ve kişisel kılmaktır aslında.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, aslında uzun süredir içimizde taşıdığımız bir çığlığın kolektif hale gelmiş biçimi. Hepimiz farklı hayatlar yaşıyoruz ama ortaklaştığımız bir gerçek var: Bu ülkede savaşın yükünü en çok kadınlar taşıyor. Tam da bu nedenle, bu inisiyatif barışı sadece politik bir söylem olarak değil, bir yaşam hakkı olarak görme ihtiyacından doğdu.
Biz, barışa ihtiyacımız olduğunu yüksek sesle söylemenin kendisinin politik olduğunu düşündük. Çünkü barışı konuşmak, hatırlamak, talep etmek bugün hâlâ cesaret istiyor. Sessizleştirilen, görmezden gelinen acıların ortasında barışı yeniden gündeme getirmek hem bir yüzleşme çağrısı hem de bir iyileşme arzusudur.
Bu inisiyatifin ilk temeli Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak ve Ayla Akat Ata başta olmak üzere tahliye olan kadın arkadaşlara yapılan dayanışma ziyaretlerinin ardından filizlendi. Hakkari’ye kayyum atandıktan sonra kayyum atanan belediyelere dayanışma ziyaretleri gerçekleştiren feministler ve Türkiye kadın hareketi olarak “kayyumlara, savaş politikalarına karşı neler yapabiliriz” sorusuna cevap ararken bulduk kendimizi. Sorular yeni soruları, cevaplar yeni cevapları doğururken; yaptığımız toplantılar, görüşmeler sonucunda barışa dair kadın cephesinden söz kurma ihtiyacımız ete kemiğe büründü.
Kuruluş sürecimizde her birimizin taşıdığı kişisel hafıza, toplumsal kayıplarla buluştu. Kimimiz çocukluğunda bir çatışma bölgesinde büyümüş, kimimiz kayıplarıyla yüzleşmemiş şehirlerin sessizliğinde yaşamıştı. Hepimizin ortak duygusu şu oldu: “Artık sessiz kalamayız.” Bu yüzden bu inisiyatif, daha çok bir çağrı. Kadınların aklından ve vicdanından beslenen, toplumun tümüne ama en çok kadınlara bir çağrı.
Bir süredir barış kavramını kişisel hayatımda ve politik düşüncede yeniden anlamlandırıyordum. Barışın sadece silahların susması demek olmadığını; adaletle, yüzleşmekle ve toplumsal onarımla kurulan bir süreç olduğunu biliyordum. Böyle düşününce bu inisiyatife katılmak benim için bir karar değil, bir ihtiyaç oldu diyebilirim.
Barışı konuşmaya ihtiyaç duyduğumuz, anlamaya ve dinlemeye kapı araladığımız günlerdeyiz. Ancak kamuoyunda farklı tepkiler olduğunu da biliyoruz: “Savaş mı var ki, ne barışı?” seslerini ara ara duymaktayız. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? İnisiyatif, süregelen savaş değerlendirmesini hangi toplumsal tespitlere dayandırıyor?
Bu soru, aslında bugünkü kırılmayı çok açık gösteriyor. Savaş kavramı o kadar daraltılmış ki, insanlar bombalar düşmediğinde, sirenler çalmadığında savaşın olmadığını düşünüyor. Oysa savaş dediğimiz şey, sadece bir çatışma hali değil; gündelik hayatımıza sinmiş, dilimize, bedenimize, ilişkilerimize sirayet etmiş bir şiddet düzenidir.
Biz bu ülkede barışın sadece silahların susması ile gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bölgede yıkılan şehirler hâlâ onarılmadı. Göç, yerinden edilme, travma ve yok sayma sadece bir sonuç değil, bir süreç olarak devam ediyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar için bu çok daha ağır: Şiddet, yoksulluk, kayıplar ve adaletsizlik her an yeniden üretiliyor. Ekolojik tahribatlar katbekat artarak devam ediyor.
O yüzden, “Savaş mı var?” sorusu bizi sadece kırmıyor, aynı zamanda inkâr ediyor. Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi olarak biz, barışın varlığını savaşın yokluğuyla değil; adaletin, eşitliğin, yüzleşmenin varlığıyla ölçüyoruz. Barışı konuşmak için illaki çatışmaların zirveye çıkmasını beklemeye gerek yok. Aksine, tam da görünmeyen savaşların olduğu yerde daha çok konuşmalıyız.
Kürt kadın hareketiyle Türkiyeli feministlerin savaşa karşı bir araya geldiği ilk toplantı Barış İçin Kadın Girişimi çatısı altında, 1996 yılında yapılıyor. Bu toplantıda Kürtçe ve Türkçe simültane çeviri yapıldığını ve bunun o dönemin koşullarında özgün bir deneyim olduğunu biliyoruz. 2024 yılında kurulan Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, bu bağlamda yıllar önce atılan o ilk adımların devamcısı diyebilir miyiz?
Aslında devamlılık mı, yeniden ve yeniden küllerimizden doğmak mı deriz, nasıl tanımlarız, bilemedim. Ancak bu birliktelik, bizim için hem bir miras hem de bir sorumluluk. 1996’da Kürt kadın hareketiyle Türkiyeli feministlerin bir araya gelmesi, sadece politik bir dayanışma değil, aynı zamanda çok derin bir duygusal emekti. Aynı dili konuşmayan ama aynı acıyı hisseden kadınların buluşmasıydı.
Biz kendimizi o adımın devamı olarak görüyoruz. Aynı cesaretle, aynı samimiyetle, eksik kalan yerden tamamlamaya, yeni yollar açmaya çalışıyoruz. Bu ülkede barış konuşan kadınların tarihi susturulmakla, kriminalize edilmekle, hapisliklerle dolu. Buna rağmen yılmadan, yeniden ve yeniden kurulan her cümle, bize de cesaret veriyor.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, bu yüzden hem geçmişin hafızasını taşıyor hem de bugünün ihtiyacına cevap olmaya çalışıyor. O ilk adımı atan kadınlara bir borcumuz var, 30 yıllık deneyimimiz var, barışın gerçek özneleriyiz. Yeni bir toplumsal sözleşme yazılacaksa kadınlarla birlikte yazılması talebimizi ısrarla sürdüreceğiz.
Kadın hareketi uzun yıllardır hem özgürlük hem de barış için mücadele ediyor. Sizce kadınların barış talebi, erkek siyasetinden nasıl farklılaşıyor? Bu bağlamda, barış talebi neden feminist bir taleptir?
Kadınların barış talebi, sadece silahların susması ile değil, aynı zamanda ataerkil düzenin, militarizmin ve eril şiddetin sona ermesiyle de ilgilidir. Çünkü biz biliyoruz ki savaş sadece meydanlarda, cephelerde olmuyor. Kadınlar evde, sokakta, işyerinde, sığınma evinde savaşın farklı biçimleriyle karşı karşıya.
Erkek siyaset çoğu zaman barışı bir masa meselesi olarak görüyor. Pazarlık konusu, stratejik plan, protokol. Ama kadınların barışı, çok daha derin bir yerden geliyor. Bizim için barış, yas tutabilmek, acıya yer açabilmek, hatırlayabilmek, onarabilmek demek. Sessiz kalınan, yok sayılan hayatları yeniden görünür kılabilmek demek.
Bizimkisi daha çok yüzleşmeden ve adaletten yana bir barıştır. Erkek egemenliğine karşı kurulan her söz, her itiraz, aslında barışın dilini de içeriyor. Bu yüzden kadınların barış talebi çok daha radikal, çok daha kurucu ve dönüştürücüdür. Ve evet, barış bir feminist taleptir çünkü yaşama hakkını, birlikte yaşamı ve adaleti savunur.
Barışın toplumsallaşması önemli gündemlerden biri. İnisiyatif bu konuyu nasıl değerlendiriyor? Sizce yerelden barış inşası mümkün mü?
Yukarıdan gelen hiçbir çözüm, halkın deneyiminden, duygusundan, hafızasından geçmiyorsa kalıcı olamaz. Toplumsal barış, gündelik hayatın kendisinden beslenmeli. Mahallede, okulda, pazarda, kahvede… Yerel, sadece mekânsal bir alan değil; aynı zamanda hafızanın, kültürün, acının ve direnişin taşıyıcısıdır. Bu yüzden biz barışı sadece politik alanlarda değil, yaşamın dokusunda inşa etmeye çalışıyoruz. Kadınlar zaten bunu yapıyor. Sessizce, gündelik emekle, iyileştirici sözlerle…
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi olarak biz, bu sessiz emeğin sesi olmak istiyoruz. Küçük küçük adımlarla ama hep birlikte yürümek istiyoruz.
Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi de henüz çok yeni bir oluşum olmasına rağmen, İstanbul’da 1 Mayıs alanındaydı. İstanbul ve diğer illerde önümüzdeki dönemde yapılması planlanan etkinlik ve buluşmalar olacak mı?
Evet, 1 Mayıs alanında olmak bizim için çok anlamlıydı. Barışı yalnızca savaş karşıtlığı üzerinden değil, emekle, eşitlikle ve dayanışmayla birlikte kurmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta, “Barışa ihtiyacım var” pankartı birçok kadının gözlerine takıldı, birçok soruyu beraberinde getirdi. Bu bizim için çok kıymetliydi.
Önümüzdeki dönemde İstanbul’da ve başka şehirlerde paneller, açık forumlar, anma etkinlikleri, atölyeler düzenlemeyi planlıyoruz. Kadınların hikâyelerini, hafızalarını ve barışı birlikte konuşacağımız alanlar kurmak istiyoruz. Aynı zamanda dijital alanda da görünür olmaya devam edeceğiz.
Söyleşimizin başında senin de ifade ettiğin gibi acil eylem planımızı kamuoyu ile paylaştık: Siyaset suç olmaktan çıksın, sınır ötesi harekatlara son verilsin ve tüm kayyumlar geri çekilsin.
Bu yol uzun ama birlikte yüründüğünde daha anlamlı. Herkesin barış sözüne, emeğine, hayaline ihtiyacımız var. Çünkü biz inanıyoruz: Barış, birlikte kurulacak. Şiddetsiz, eşit ve özgür bir dünya temennisi ile bitirmiş olalım.
Editör: Şöhret Baltaş
Düzelti: Şöhret Baltaş
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Sinem Yıldız
Seslendirme: Ekin Yıldıran, Seda Bedestenci Yegâne
Yazar Hakkında Bilgi
Okumaya, yazmaya, düşünmeye müptela. 2018'den beri İleri Haber sitesinde kitap eleştiri yazıları yazıyor. Yürüyerek kitap okumayı çok seviyor ve polisiye romanlarda katili hiçbir zaman bulamıyor.
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖