Mahallede İnat
6 Şubat’ın ardından; yüzleşmem, hazırlığım ve dayanışmam…
Hepimiz başka biçimlerde yaşadık 6 Şubat’ı. Kimilerimiz bu felaketten sağ kurtuldu, kimilerimiz yakınları için endişelendi, kimilerimiz ise doğrudan kişisel bir bağı olmasa da çok etkilendi. Pek çoğumuz kendisini pek çok açıdan yeniden kurdu bu süreçte, farklı biçimlerde. Ben de onlardan biriyim.
Eşim gazeteci ve yabancı bir televizyon kanalında çalışıyor. İşi nedeniyle ülkedeki bazı büyük olayları, gelen acil bir telefonla saat kaç olursa olsun anında öğreniyoruz. 6 Şubat’ta da aynen böyle oldu. Gece 04:30 civarı telefonun çalmasıyla uyandık ve büyük bir deprem olduğunu öğrendik. O an tam olarak algılayamadım depremin boyutunu. Eşim işe gitti, ben de televizyonun başına geçtim. Haberlerde saat 13:24’te gerçekleşen depremi canlı canlı seyrettim. O an hissettiğim çaresizlik, korku ve üzüntüyü hâlâ hatırlıyorum.
Bu duygularla bir görev almalı, bir sorumluluk üstlenmeliyim dedim kendime. Çünkü birlikte yaşadığım tek kişi olan eşim, böyle bir olay yaşandığında ya işine gitmek zorunda kalacak ya da saatine bağlı olarak işten yanıma gelemeyecekti. O zaman ben tek başıma ne yaparım? Düşünmekten çıldıracak mıyım ya da kimseye ulaşamadığım için endişeden oraya buraya gitmeye kalkışıp bir kaos içinde mi kalacağım? En sonunda doğru adım atmak için Mahalle Afet Gönüllüsü olmaya karar verdim. Sonraki günlerde, böyle bir durum yaşandığında önlem almak için öncelikle oturduğum apartmanda komşularımla çalışmalar yapmaya başladım. Ardından da MAG yani Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği’nden Mahalle Afet Gönüllüsü olmak için eğitim aldım.
Mahalle Afet Gönüllüsü ne demek, size biraz bundan bahsedeyim. Öncelikle bilmemiz gereken, afet dediğimiz şeyin bir olayın kendisi değil doğurduğu sonuç olduğu. Gönüllük ise, bu sonucu yaşarken bilinçli olarak canlarımızı maksimum seviyede koruyabilmek, yaşamaya devam edebilmek için, isteyerek ve maddi kazanç beklemeden çalışmalar yapmaktır. Mahalle Afet Gönüllüsünün mottosu; “Komşunu tanı, sokağını tanı ve mahalleni tanı!”dır. Her kişi yardımcı olmaya veya kurtarmaya önce komşusundan başlarsa zaten olabildiğince can hayatta kalacaktır.
Olası büyük depremlerde hep düşünülen kötü senaryo, ne yazık ki profesyonel kurtarma ekiplerinin, en önemlisi AFAD’ın insanlara ulaşmakta yetersiz kalacağı. Bu durumda en önemli olan ilk 72 saatte yapayalnız kalacağımız gerçeği. Bu 72 saat çok önemli. Çünkü enkazdan canlı olarak kurtarılma ihtimali, bu ilk 72 saat yani 3 gün içinde olabiliyor. O zaman bu kötü senaryoyu beklemek yerine yapmamız gereken, herkesi olabildiğince bilinçlendirmek ve gönüllülerin çoğalması için gayret göstermek.
Bu eğitimden sonra, 6 Şubat depremlerinin ardından bir araya gelen gönüllü hareketinin dernekleşmesi ile kurulan İNAT Derneği’ne üye oldum. Tam da gönlümden geçenleri yapmaya çalışan bir dernek olduğunu gördüm. Toplumsal dayanışmanın öne çıktığı, insani yardımların doğru yönlendirildiği, Mahallede İNAT adı altında Mahalle Afet Gönüllülerinin çoğalmasını amaçlayan bir dernek İNAT Derneği.
Derneğe girdikten sonra oluşturduğumuz bir ekiple Temel Afet Bilinci ve Hafif Arama Kurtarma eğitimleri almaya devam ettim. Bu zaman içerisinde hayatıma şahane bir kadın girdi: Prof. Dr. Oya Çakın, Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi. Bu süreçte abla kardeş gibi olduk; kendisinden bu konuda hem çok şey öğrendim hem de birlikte eğitimler verdik. Afet konusunu sahiplenmemde kendisinin büyük payı oldu. Hatta bu sene Hafif Seviye Arama Kurtarma Akreditasyon eğitimlerine başlamam konusunda beni yüreklendirdi. Ekipçe AFAD’ın Mayıs ayında yapacağı sınavlara hazırlanıyoruz. Arama kurtarmacı olacağım büyüdüğümde 😊
Bu 2 senede katıldığım eğitimlerde, derneklerde, çalıştaylarda vb. afet ile ilgili her oluşumda kadınların sayısının her zaman erkeklerden daha fazla olduğunu gördüm. Hem deprem öncesi önlemlerde hem de deprem sonrası yıkıntıların arasından yeni bir yaşam inşa etmekte, yani #Hayattaİnat ettikçe, örgütlü bir yaşamın içinde oldukça, karşımıza ne çıkarsa çıksın bunu göğüsleyecek bir yol buluyoruz biz kadınlar. O çok korkulan felaket pek çoğumuz gibi benim de hayatımı değiştirdi, algımı değiştirdi. Ama işe yarar bir şeye evrilmesi için çabalıyorum. Olası bir afetten elbette korkuyorum ama artık ne yapıp yapamayacağımı ve güçlü bir dayanışma ağının içinde olduğumu biliyorum. Ayrıca içimdeki güçlü kadına da çok güveniyorum. Biliyorum ki hem mücadele etmek hem de birlikte hareket etmek bizi hayatta tutan şey, en geniş anlamıyla.
Bir gün ‘ah keşke’ dememek için, hep birlikte Mahalle Afet Gönüllüsü olalım ve İNAT Derneği’nin kuracağı ekiplerde birlikte çalışalım. Ne dersiniz?
Editör: M. Hazal Çakmak
Düzelti: M. Hazal Çakmak
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin
Seslendirme: Filiz Kılıç
