Background

Kadın, Aile ve Tayyip

Başlıktaki “Tayyip” kelimesi, bugünkü sıkıntılarımızın cisimleşmiş hali gibi değil mi? Erkeklik, şiddet, LGBTİ+ düşmanlığı gibi yüzyıllardır mücadele ettiğimiz kavramlar da son hallerini, İslamcılıkla harmanlanarak Tayyip döneminde aldılar. Cinsiyetçiliğin yeni hali ile, kadına yönelik şiddetin yeni biçimleri ile savaşırken; bir de neredeyse her gün, haklarımız AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası ile gasp ediliyorsa, yaşadıklarımıza yeniden ve yeniden bakmamız gerekiyor sanırım. 

Bugünün kadın düşmanı politikalarının mimarları 90’lardan beri Türkiye siyaset sahnesinde. Fazilet Partisi’nden koparak 2001’de partileşen AKP, 2002’de iktidara gelerek, kuruluşundan sonra en hızlı iktidara gelen parti oldu. Ve bu partinin liderinin, laikliğe aykırı davranışı yüzünden yargılanmış ve mahkûm olmuş olması da Cumhuriyet tarihinde bir ilkti. Onu tanıdığımız ilk özelliklerinden birinin “laiklik düşmanı” olması, sonrasında karşılaşacağımız birçok kadın düşmanı politikanın da temeliydi. Avrupa Birliği’ne Uyum Süreci’nin etkisi ile kadın hareketi açısından kazanımların yasallaştığı yıllar, AKP’nin iktidarını güçlendirmesi ile son buldu. 2010 yılında dönemin Başbakanı olarak Dolmabahçe’de sivil toplum ve kadın örgütleri ile yaptığı toplantıda “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, kadın ve erkek farklıdır, birbirinin mütemmimidir.” şeklinde açıklaması; 2012’de yine dönemin Başbakanı iken “Kürtaj cinayettir, her kürtaj bir Uludere’dir.” gibi açıklamaları ile İslamcı ideoloji gerçek yüzünü göstermeye başladı. 

Kendi deyimlerince “80 yıllık enkazı” kaldırıp atıyorlardı ve bu enkazda Cumhuriyet’in modern kadını da vardı. Türkiye vitrinindeki kadın imgesini türbanlı kadın almıştı artık ve kadına yönelik söylemler daha din temelli olmuş, her türlü olayın yorumu ve savunusu da dinileşmişti. AKP yargıda, yasalarda İslami rejimin yürürlüğe konması üzerine değişiklikler yaparken; tarikat ve cemaatlerde halk içerisinde vaazlar vererek bunları meşrulaştırmaya çalıştı. “2010 yılında HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) değişikliği sonrasında 14. Ceza Dairesi kuruldu. Bu daire cinsel suç dosyaları hakkında karar vermek üzere oluşturulmuş bir Yargıtay dairesidir ve daha önceleri kadınlar lehine verilen birçok kararda, yasaları tekrar kadınların aleyhine yorumlamak üzere AKP tarafından özel olarak oluşturulmuş bir daire görevi görmektedir. Bu daire ile birçok olumlu içtihatlardan da dönülmüştür.” 1 Bununla birlikte “rızası vardı” kararlarının, iyi hal/haksız tahrik indirimlerinin önü açılırken; tarikatlarda vaazlar ile erkek ve kız çocuklarının buluğ çağında evlenebilecekleri, kadının kocasına itaat etmesi gerektiği vaaz edilerek mahkeme kararları toplumda normalleştirilmeye çalışıldı.

Onların literatüründe “kadın” diye bir şey yok. Bizler aile biriminin bir elemanıyız. Bu yüzden de “kadın” kelimesinin her yerden silinmesi, yerine de “kadının adının olmadığı” ailenin alması gerekiyordu. 2011’de Kadın ve Aileden Sorumlu bakanlık yerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı geldi. AKP gibi patriyarkadan beslenen düzenler için ailenin anlamı ve önemi yüzyıllardır hep aynı. AKP’nin zenginlerin giderek daha çok zenginleştiği, yoksulların da daha çok yoksullaştığı düzeninde; ailenin iktisadi bir yapı olarak devlete daha da çok destek olması gerekiyor. Burada da kadının konumu; eve, çocuklara, kocasına ve var ise ev büyüklerine bakmak, gerekiyorsa da daha az bir ücretle evin ekonomisine sadece “katkıda bulunmak”. Bu düzenin bozulmaması için de ekonomi modellerini, iş hayatlarını ona göre şekillendirmeye çalışıyorlar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı basının karşısına çıkarak diyor ki; “Kadınların ev ve iş hayatı arasında bir tercih yapmak zorunda kalmaması için esnek ve uzaktan çalışma modeli üzerine çalışmalar yapıyoruz.” yani kadınların çocuk ve yaşlı bakımı, ev işleri üzerinden karşılıksız emeğini sömürmeye devam etmek için elimizden geleni yapacağız. 

Ülkemizde AKP rejimi ve el verdiği tarikat ve cemaatler ile yayılan “muhafazakâr ve cinsiyetçi kültürle ilgili bir diğer sorun da cinsellik ile tacizi ve hatta şiddeti ayırt etme güçlüğü yaratması… Bu kesimler yaşanan şiddet, taciz olaylarını da kadının bedeni üzerindeki eril denetimi arttırmak için bir malzeme olarak kullanıyorlar. Tacize uğradığı iddiası ile öne çıkan bir kadın mücadeleye baştan yenik giriyor. Çünkü söz konusu kadın eğer çevrede ‘namus timsali’ olarak tanınan özel bir örnek değil de yaşamının herhangi bir anında ‘arzulu’ görünmüş ve davranmış biriyse, yani en ufak bir ‘açık’ (dekolte de denilebilir) verdiyse, kadının tüm özel yaşam ayrıntılarının aleyhine kullanılması neredeyse kaçınılmaz oluyor.” 2 İslami rejim artık her yerde kendini gösterirken; İstanbul Sözleşmesi, Medeni Kanun, 6284, CEDAW, Lanzarote Sözleşmesi gibi kadınları ve çocukları koruyan, toplumda erkek şiddetini azaltmak için gerçekleşmiş her şeye de saldırdılar ve saldırmaya devam ediyorlar.

Yargının, iktidarın maşası haline geldiği bugün ülkede AKP; dini, aileyi, kutsal anneliği kullanarak özel yaşantımızdan kamusal alana her hareketimizin, düşüncemizin, giydiğimizin, içtiğimizin yargılanmasının yolunu açıyor ve yargılıyor. O yüzden yine bugün 8 Mart’ta giymek istediğimiz kıyafet ile, olmak istediğimiz saatte, olmak istediğimiz yerde taleplerimiz ile bulunmamız çok değerli. Biz kadınlar bu 8 Mart’ta da laiklik, kreş, nafaka, özgür aşk, eşit işe eşit ücret gibi birçok talebimiz ile yeniden alanları dolduracağız.

Kaynaklar:

  1. Koçak,Y.(2022).AKP İktidarında Kadın Düşmanlığının İzleri: Yargının Rolü.Komünist,(16).51-67 ↩︎
  2. Özkazanç,A.(2013).Cinsellik, Şiddet ve Hukuk.(1.baskı).Ankara, Dipnot Yayınları. ↩︎

Editör: Ebru Pektaş
Düzelti: Sabâ Esin
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin
Seslendirme: Filiz Kılıç

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation