Background

Frida Kahlo ve Diego Rivera’nın Zihinlerinde Patriyarkal Tahayyülün Gerilim Hattı

Kadın bedeni tarih boyunca doğurganlık üzerinden tanımlanmış ve bu biyolojik özellik patriyarkal tahakkümün temel araçlarından biri haline getirilmiştir. Doğurma kapasitesi yalnızca doğal bir işlev değil, kadınlığa yüklenen bir görev ve bedenin denetimi için kurulmuş bir iktidar mekanizmasıdır.

Bu yazı; John Berger’ın eleştirdiği gibi, sanatı bir katalog nesnesi gibi sınıflandıran ve sanatçıyı da “deha” mitiyle kutsayan alışılmış yüzeysel yorumlardan kaçınarak, Frida Kahlo’nun Henry Ford Hospital tablosunu, Diego Rivera’nın aynı dönemde ürettiği Fordist üretim miti ile gerilimli bir diyalog kuran ve doğurganlığın politik anlamını ifşa eden bir feminist müdahale olarak ele alıyor. Bu nedenle yazıda sanat eserini betimleme çabasından ziyade bir anlam çözümlemesinin ön planda oluşu, Frida’nın kişisel acısına tanıklık edip kenara çekilen bir düşünsel konforun yanı sıra, “Neden acı çekiyor?” sorusunu soruyor olmaktan, bir başka ifadeyle kişisel olanın politik oluşundan kaynaklanıyor.

Henry Ford Hospital – Frida Kahlo

1930’ların başı, kapitalist modernleşmenin, sanayileşmenin ve pozitivist bilimin ilerleme ideolojisiyle birleşerek yaşamın her alanında iktidar ilişkilerinin yeniden biçimlendirildiği bir tarihsel kesit olarak okunabilir. Detroit, bu süreçte Fordist üretim modelinin simge şehirlerinden biridir. Endüstriyel verimlilik ve teknik akıl yalnızca ekonomik örgütlenmenin değil, aynı zamanda toplumsal düzenin de merkezine yerleşmiştir. Bu tarihsel bağlamda Diego Rivera, Detroit Institute of Arts’ın duvarlarına yapacağı Detroit Industry Murals dizisi için, Ford şirketinin sahibi Edsel Ford tarafından şehre davet edilir. Rivera, fresklerinde üretim süreçlerini ve işçilerin makineyle kurduğu ilişkiyi metalik renklerle yüceltirken, Fordist modernleşmenin ilerleme anlatısını da estetik bir dile dönüştürür.

Ancak aynı yıllarda Frida Kahlo, Detroit’te Diego Rivera’dan hamiledir ve düşük yapmıştır. Bu deneyim, Kahlo’nun o dönemki en çarpıcı eserlerinden biri olan Henry Ford Hospital (1932) tablosuna yansır. Rivera’nın sanayi mitolojisini kurduğu Detroit’te Kahlo; üretim ideolojisinin dışında bırakılmış, parçalanmış ve doğuramadığı için sistem tarafından ötekileştirilmiş bir bedeni resmeder. Bu iki anlatı, aynı mekânda ve aynı tarihsel bağlamda, patriyarkal kapitalist ilerlemenin erkeğin bedeniyle olan “uyumunu”, kadın bedeniyle olan uyumsuzluğunu ve her iki sanatçının da patriyarkal kültürel kodlarla biçimlendirilmiş zihin dünyalarının gerilimini görünür kılar.

Detroit Industry, North Wall – Diego Rivera

Rivera’nın freskleri, Fordist üretim modelini yalnızca ekonomik bir örgütlenme biçimi değil, aynı zamanda bir uygarlık tahayyülü olarak yücelten bir temsil alanı oluşturur. Erkek bedeni burada makinelerle tam bir uyum içinde, verimlilik ve teknik akılla örülü bir ideolojinin taşıyıcısıdır. Bu mitoloji yalnızca fabrika emeğini değil, yaşamın başlangıcını, doğayı ve bedeni yani diğer üretim sahalarını da kurgular. Fresklerin sağ ve sol üst panellerindeki embriyo gelişimi, rahim kesitleri ve hayvan aşılama sahneleri, üretimin sınırlarının bedenin iç mekaniğine kadar genişletildiğini gösterir.

Rivera’nın bu yaklaşımı, Michel Foucault’nun biyopolitika kavramıyla tarif ettiği yaşamın yönetimi ve nüfusun üretkenlik potansiyelinin artırılmasına yönelik bilgi-iktidar ilişkisiyle açıklanabilir. Burada beden yalnızca emek gücünün taşıyıcısı değil, izlenebilir, müdahale edilebilir ve optimize edilebilir bir nesnedir. Ancak bu temsilin öznesi daima erkektir; kadın bedeni ya görünmezdir ya da bilimsel bilgi üretiminin nesnesi konumuna indirgenmiştir.Rivera’nın laboratuvar sahnelerinde, kadın bedeninden ziyade onu denetleyen ve inceleyen erkek bilim insanları ön plandadır.

İşte tam da bu noktada, Kahlo’nun Henry Ford Hospital tablosu, bu modernist üretim ideolojisine bedensel deneyim üzerinden radikal bir müdahale üretir. Kahlo’nun eseri, yalnızca kişisel bir düşük anlatısı değildir. Eser, kadın bedeninin doğurganlıkla sınırlandırılan varoluşunun, biyolojik determinizmle tahakküm altına alınışının ve bu tahakkümün kapitalist ve bilimsel söylemlerle nasıl meşrulaştırıldığını teşhir eden politik bir sahne kurar. Kahlo’nun eserinde, Rivera’nın fresklerinde odak merkezi olan üretim çarkları arka planda küçültülmüş, silik bir fabrika silueti olarak yer alır. Perspektifteki bu konumlandırma, üretim mitolojisinin ihtişamını tersyüz eden, ilerlemenin beden üzerindeki şiddetini ön plana çıkaran bir jesttir.

Kahlo’nun resmindeki bedensel temsil, feminist bilgi eleştirisinin temel sorularını gündeme getirir: Kadın bedenine dair bilgi kim tarafından, hangi koşullarda, hangi çıkarlar doğrultusunda, nasıl üretilir? Carolyn Merchant; modern bilimin, doğayı ve kadın bedenini “fethedilecek” ve “yönetilecek” bir alan olarak kodladığını ileri sürer. Bu epistemolojik tahakküm, kadın bedenini yalnızca biyolojik bir varlık değil, üzerinde bilgi üretilen bir nesneye dönüştürür. Rivera’nın laboratuvar sahneleri, bu tahakkümün görsel ifadesidir. Kadının rahmi burada bir bilgi nesnesidir; doğum, düşük ve üreme süreçleri ise erkek egemen tıp disiplini tarafından tanımlanan, standardize edilen mekanik süreçlerdir.

Kahlo’nun Henry Ford Hospital tablosunda nesneleştirilen imajlar —fetüs, bir pelvis modeli, tıbbi bir cihaz, orkide ve salyangoz — göbek kordonlarıyla kadına bağlıdır. Bu imgeler, bedenden koparılmış nesneler olmaktan çıkar, bedensel acının ve politik direnişin simgelerine dönüşür. Kahlo burada, erkek egemen bilimin tıbbi müdahalesine teslim olmuş bir beden sunmaz; aksine, parçalanmış bedeni bir söylem alanına çevirir.

Bu durum, Judith Butler’ın bedenin toplumsal inşasına dair geliştirdiği düşüncelerle de pekiştirilebilir. Butler’a göre beden, biyolojik bir veri değil, toplumsal ve politik pratikler içinde kurulan bir alandır. Kahlo’nun resmi, bu anlamda doğurganlığın ve bedenin, yalnızca biyolojik değil, politik bir söylem alanı olduğunu görünür kılar.

Rivera’nın üretim mitolojisi ilerlemenin anlatısını bedenin üretkenliği üzerinden kurarken, Kahlo’nun resmi, bu anlatının dışında bırakılmış, sessizleştirilmiş bedenin politik anlamını ve varlığını açığa çıkarır. Henry Ford Hospital, doğurganlığın ve biyomedikal bilginin kadın bedeni üzerindeki denetimini teşhir ederek bu denetime karşı bir feminist reddiye üretir. Bu tabloyu feminist pratik için ilham verici hale getiren de budur. Bu yönüyle Kahlo’nun eseri yalnızca bir acının değil, bir bilgi rejiminin eleştirisinin ve iktidar ilişkilerine karşı geliştirilmiş bir politik müdahalenin sahasıdır.

Kaynaklar:

  • Berger, J. (2015). Picasso’nun Başarısı Ve Başarısızlığı. (Y. Salman & M. Gürsoy Sökmen, Çev.). Metis Yayınları.
  • Butler, J. (2005). Cinsiyet Belası: Feminizm ve Kimliğin Altüst Edilmesi. (Çev. B. Ertür). Metis Yayınları.
  • Foucault, M. (2020). Cinselliğin Tarihi. (Çev. H. U. Tanrıöver). (10.basım). Ayrıntı Yayınları.
  • Merchant, C. Doğanın Ölümü: Kadınlar, Ekoloji ve Bilimsel Devrim. (Çev. B. Tanrısever). Otonom Yayıncılık.
Editör: Şöhret Baltaş
Düzelti: Şöhret Baltaş
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Sinem Yıldız
Seslendirme: Filiz Kılıç

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation