Serbest Kürsü Birgül Yiğit Kabaklı 15 Haziran 2024
Yoksulluğun ve hayat pahalılığın pençesindeki emekçiler yalnızca dini bayramlarda iyi temennilerle anılmak yerine, her günün bayram gibi insanca yaşanması talebiyle anayasal hakları olduğu üzere Taksim’e 1 Mayıs meydanına yürümek istediler. Ancak iktidar, Taksim’e çıkan tüm yolları barikatlarla ve on binlerce polisle emekçilere kapattı.
Kurban Bayramı dolayısıyla bol bol yoksulluğa, işsizliğe, savaşlara karşı iyi temenniler içeren mesajlar okuyacağız. Diyanet İşleri Başkanlığı fitre ve zekât miktarını açıklamıştı. Devletin üst düzeyinden de esenlik dolu mesajlar duyacağız. Fakat bu mesajlarla ne yoksulluk ne hayat pahalılığı ne de savaşlar ortadan kalkacak. İki-üç sene öncesine kadar emekçiler bir ev sahibi olabilmek için bir ömür banka kredisi ödemeye mahkûm edilirken artık ev almanın hayalini kurmak bir yana oturduğu evin kirasını nasıl ödeyeceğinin derdine düşmüştür.
Yoksulluğun ve hayat pahalılığın pençesindeki emekçiler yalnızca dini bayramlarda iyi temennilerle anılmak yerine, her günün bayram gibi insanca yaşanması talebiyle anayasal hakları olduğu üzere Taksim’e 1 Mayıs meydanına yürümek istediler. Ancak iktidar, Taksim’e çıkan tüm yolları barikatlarla ve on binlerce polisle emekçilere kapattı. Barikatın önünden emekçilerin gözlerinin içi hedef alınarak biber gazı sıkıldı, plastik mermiler kullanıldı. Polisin attığı plastik mermiler nedeniyle Can Yasin isimli bir emekçinin gözünde görme kaybı meydana geldi. Bununla ilgili polisler hakkında işlem yapıldığını duymadık. Ancak yürüme iradesinde ısrar eden yüzlerce kişi gözaltına alındı. Değil tutuklamayı gözaltını bile gerektirmeyecek suçlardan! 82 kişi hakkında da tutuklama kararı verildi.
Ara ara verilen tahliye kararları ile tutuklu sayısı 59’a düştü. Tahliye kararlarında tutukluluk süresi yeterli görülüp öğrenci olmaları gerekçe gösterildi. Bunun yanında yaklaşık bir buçuk aydır tutuklu olan öğrencilerin tutukluluk süresinin uzatılması ise bu dosyanın hukuki değil siyasi olmasındandır. Siyasi baskı altında verilen tutuklama kararı ile okulu uzayan öğrenciler, ailesinin geçimi çalışmasına bağlı olan işçiler en haklı, en meşru eylemlerinden ötürü cezaevindeler.
Yılın yalnızca üç dört günü değil her günün emekçiler için bayram gibi geçmesi için mücadele veren 59 kişi, emeğin bayramı 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek istediler diye halen Silivri’de tutuklu. Bunlardan birisi de benim üniversite 1. sınıf öğrencisi oğlum biricik Umut’um. Oğlum arkadaşlarıyla birlikte, “Bizim safımız işçi sınıfının safıdır,” diyerek en önden sahiplenmiş Taksim iradesini. Çoğu üniversite öğrencisi olan bu 59 kişi, Kurban Bayramı’nı ailelerinin yanında değil cezaevinde geçirecek.
Bu dosyada Taksim’in neden emekçilere yasaklandığının izahı yok. Anayasa Mahkemesi’nin, Taksim’in emekçilere yasaklanamayacağına dair kararı yokmuş gibi davranıldı. Bu dosyada ciddi hak ihlali var. Bu dosyada hukuksuzluk var. Evet, bu dosyada bir suç var. Ama bu suç Taksim’e yürüme iradesi değildir. Bu suç, barikatlarla emekçilere Taksim’in yasaklanmasıdır.
İktidar, “Seçimleri kaybettiğimizi düşünerek kimse fazla özgüvenli olmasın, biz buradayız; hakmış, hukukmuş dinlemem,” tehdidini tutuklananlar üzerinden tüm emekçilere yöneltmiştir.
İktidarın emekçilere ve hatta toplumun tümüne yaptığı bu tehdide karşı boyun mu eğeceğiz, yoksa hakkımızı, Taksim’i, arkadaşlarımızın #HepsiniAlacağız şiarı ile demokratik mücadeleyi daha da mı büyüteceğiz? Bu sorunun cevabını bu yazının okurlarını bırakıyorum.
Please login or subscribe to continue.
Üye değil misiniz? Üye olun. | Şifremi Unuttum
✖✖
Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.
✖