Background

Çok Soğuk!

“Bu yazdıklarım sadece bir doğum hikâyesi değil. Bu, benim hikâyem.”

Hamileliğimin başlarında rahmimde miyom olduğu tespit edildi. Doktorumla birlikte doğumun sezaryenle gerçekleşebileceğini konuştuk. Bebeğim 41. haftaya kadar gelmişti ama artık süreç normal akışından çıkmıştı. Kordon, bebeğimin boynuna iki kez dolanmıştı. Hem onun hem de benim sağlığım için ameliyat zorunlu hale geldi. Üstelik doğum sırasında miyom da alınacaktı. Bu yüzden genel anestezi altında doğuma alındım.

Doğumhanede beni masaya yatırdıklarında el ve ayak bileklerimin altında inanılmaz soğuk bir şey vardı. Kafam sanki aşağıya düşüyordu ama yatıyordum. “Çok soğuk, çok soğuk!” diye bağırdım. Anestezi uzmanı kafamın altına bir yastık koydu ve yanağımı sevdi, beni sakinleştirdi. Sonra bayıldım.

Gözümü açtığımda yine o başımdaydı ve gülümsüyordu. Odaya çıktım, bebeğimi getirdiler. Anestezinin etkisiyle bir şey anlamadım. Birkaç saat sonra doğum yaptığımı tam olarak kavradım. İlk emzirmede hissettiğim şey sanki bir damarım, elimde tuttuğum bebeğe akıyor gibiydi. Bağımızı çok derin bir yerden hissettim. O günü düşündüğümde hatırladığım şey; o yoğun soğukluk ve yediğim beyaz peynir. Çünkü yaklaşık 24 saat boyunca ne su içebilmiş ne yemek yiyebilmiştim.

Ameliyat sonrası sol bileğimde “de Quervain” sendromu gelişti. Aylarca fizik tedavi gördüm. Bebeğimi zor kucağıma alabiliyordum.

İşte tam bu yüzden, bir futbol maçında oyuncuların taşıdığı “Normal olan normal doğumdur” pankartını gördüğümde, sadece gözüm değil, bileğim sızladı. Soğuğu tekrar hissettim.

Eksik olan, hâlâ kadının kararını tartışmaya açan sistemin ta kendisi. Çünkü doğum, sadece bir tıbbi işlem değil. Bir kadının bedeniyle, ruhuyla, korkusuyla, gücüyle verdiği büyük bir karardır. Bu karar; bir protokole ya da bir tribüne ait değildir.

Kadın doğurur, kadın karar verir.
Ve en çok da kadın hatırlar…
Soğuğu hatırlar, sessizliği hatırlar, dokunulmayan yanlarını hatırlar.
Bir pankart, bir kelime, bir slogan…
Bazen bütün doğumu geri getirir, üstelik sadece fiziki acıyı değil, içten içe bastırılan duyguları da beraberinde.

O yüzden, artık neyi savunduğumuzu gözden geçirmeliyiz.

Doğum biçimini değil, kadının sözünü savunmalıyız.

Çünkü normal olan tek bir şey var:
Kadının iradesi.
Ve bu irade — sloganlara, politikalara, toplumsal yargılara sığmaz.

Hiç kimsenin bizim bedenimiz hakkında konuşmaya, hüküm vermeye, hatırlamak istemediğimiz şeyleri tetiklemeye hakkı yok!

“İçimde büyüyen bir can varsa, ona nasıl kapı açacağıma da ben karar veririm.”

Kızım,

Bu dünyada kendi bedenin, duyguların, kararların üzerinde en çok senin sözün olsun. Kimsenin senin yerine konuşmasına izin verme. Ne yaşarsan yaşa, her zaman hatırla: Senin sesin değerli. 

Ve sen hep… yağmur gibi özgür ol.

Editör: Müjgan Tekin
Düzelti: Müjgan Tekin
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Sinem Yıldız
Seslendirme: Seda Bedestenci Yegâne

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation