Background

Tarikatlar, Kızıl Goncalar ve “Grooming”

Daha önce Kızıl Goncalar’daki yakışıklı şeyh karakterinden yola çıkarak aşkın nasıl ideolojik bir meşrulaştırıcı görevi görebileceğine dair bir yazı yazmıştım.1 Kızıl Goncalar, yeni sezonuyla bir yazıyı daha hak ediyor, çünkü her gün kadınların eğitim, çalışma, eğlenme ve hatta yaşama hakkına yönelik yeni bir saldırıyla karşı karşıyayken, tarikattan kaçarak okumaya çalışan bir genç kızın öyküsü diye başladığımız bu hikâyenin gidişatı, yakın bir ilgiyi hak ediyor.


Okuldan Alınan Çocukların Akıbeti
Kızıl Goncalar ve grooming ilişkisine girmeden önce, Türkiye’nin bir gerçeğinden bahsetmem gerekiyor. 4+4+4 sistemine geçilen 2012-2013 eğitim öğretim yılından bu yana geçen 10 senede, gerek İmam Hatip Ortaokul ve Liselerinin sayısındaki orantısız artış, gerek müfredatın giderek daha çok din ağırlıklı olması gerekse ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) uygulamasıyla okullara imam, vaiz ve din görevlilerinin atanması gibi birçok gelişme, eğitim sisteminde eleştirel düşüncenin tamamen yok edilmesine yönelik ciddi adımları ifade ediyordu. Bu uygulamaların bir diğer etkisi, özellikle kız çocuklarının ilkokul veya ortaokuldan sonra örgün öğretimden alınması oldu. Son 6 yılda 1 milyon 298 bin öğrenci liseye kaydolmadı.2 Bunda ekonomik zorlukların olduğu kadar kız çocuklarının eğitimden alıkonulmasının da etkisi olduğunu söylemek mümkün. 2018-2022 yılları arasında 2 milyona yakın üniversite öğrencisinin okulu bırakması3 da ekonomik nedenlerle çalışmak zorunda kalan gençlerin durumunu ortaya koyuyor.


Hele de üniversite bitirmenin iş bulmak, yükselmek anlamına gelmediği; liyakatsizliğin ve kayırmacılığın kurumsallaştığı, mafyatik ilişkilerin ve dolandırıcılığın palazlandığı böyle bir ortamda ilk harcananların kız çocukları olduğunu unutmamak gerek. “Okusa ne olacak, evlensin” denerek eğitimin maddi külfetinden feragat edilecek ilk seçenek her zaman kız çocukları olmuştur. Dolayısıyla bu ortamda kız çocuklarının erken evliliklere yönlendirileceklerini tahmin etmek de zor değil.


Aşk Belası
Gelelim Kızıl Goncalar’la konumuzun alakasına. Başta bahsetmiştim: Dizi aslında tarikat elinden kızını kurtarmaya çalışan, kızı okusun diye kocasına başkaldıran cesur bir annenin hikâyesi olarak başladı. Tabii seküler camiayla dindar/tarikatçıların çatışmaları da iyi bir sosyal ve politik arka plan veriyordu diziye. Ancak gerek RTÜK gerekse tarikatların sürekli baskısı nedeniyle sanırım, senaristler hikâyenin bu kısmını başka bir yöne doğru çevirmeyi uygun buldu.


Başkarakterlerden Zeynep, tarikat üyesi babası tarafından zorla tarikatın yeni mürşidi Cüneyd Efendi’yle evlendirildi. Annesi Meryem ve Cüneyd’in psikiyatristi Levent Bey’in, tüm çabalarına rağmen bu evlilikten kurtaramadıkları Zeynep’le Cüneyd arasında bir aşk ilişkisi kurgulanmaya başlandı. Cüneyd’in obsesif kompulsif bozukluğu, ikisi arasında tensel bir ilişkinin olmaması için iyi bir gerekçe olarak sunuldu.


Konu aşk olduğunda, popüler kültürün belli kalıpları olduğunu da söylemek gerek. Hidayet romanlarında temelleri atılan, sonrasında Wattpad’den çıkan muhafazakâr aşk romanlarında kendini bulan bir aşk anlatısı, özellikle son 4-5 senedir televizyon dizilerinde de hâkim aşk anlatısı haline geldi. Kore dizilerinin, cinselliğin sadece ima edildiği, kıskanç ve güçlü erkekle şapşal ve büyük ihtimalle alt sınıftan genç kızın yaşadığı sorunlu aşk hikâyelerinin hidayet romanlarıyla harmanlandığı bu anlatı, aslında modern çağda dindar erkekliği yeniden kurgulamaya başladı. Daha önceki yazımda bu konudan daha ayrıntılı bahsettiğim için şimdi sadece Kızıl Goncalar’daki yakışıklı şeyh ve 14 yaşındaki kız çocuğu arasında kurgulanmaya çalışılan bu aşkın tehlikelerinden bahsedeceğim.


Grooming Nedir?
Her ne kadar geniş bir izleyici kitlesi sosyal medyada ısrarla #CünZey editleri yapsa, “Onlar birbirinin kaderi” diye işi romantize etse de 14 yaşında bir kız çocuğunun 25 yaşında, tarikat şeyhi ve kişilik bölünmesi yaşayan bir adamla aşk yaşayamayacağını anlatmamız gerekiyor. Belki de en çok bu yüzden anlatmalıyız, çünkü eğitimden koparılan genç kızların tek hayali yakışıklı, zengin (ya da bu örnekteki gibi güçlü, nüfuzlu) bir erkekle evlenip sonsuza dek mutlu yaşamaktan ibaret görünüyor.
Öncelikle çocukla yetişkin arasında aşk olamaz diyerek başlayalım. Tekrarlamaktan ar edeceğimiz bu gerçek gitgide unutturulmaya çalışılıyor çünkü. Bizimki de dâhil birçok toplumda da bunun gayet mümkün olduğuna dair anlatılar var zaten. Nitekim çocuk istismarı, “Hepimizin ananesi/babannesi 13-14 yaşında evlendi, ne var bunda?” diye normalleştirilmeye çalışılıyor. Üstelik bu söylem, son yıllarda Amerika’daki Evangelistler içinde de oldukça popüler. (Hemen bir örnek vereyim: Evanjelik influencer Joshua Wesely, şu anki eşi Isabelle Wesely’yle olan ilişkisini, genç kız 18 yaşına girdiğinde açıkladı. Kendisinden yaklaşık 7 yaş küçük olan Isabelle 18 yaşına girdiğinde “Finally 18!” [sonunda 18!] yazdığı Instagram postunda, 4 yıldır kendisinin en iyi arkadaşı olduğunu söylüyor. Yani genç kız 14, kendisi yaklaşık 23 yaşındayken ilişkiye başlamışlar. İşte bu tam bir grooming örneği).


Peki, 14 yaşında bir kız 25 yaşında bir erkeğe âşık olamaz mı? İşte burada grooming dediğimiz kavram devreye giriyor.


Grooming” terimi, genellikle bir kişinin başka bir kişiyi manipüle ederek, onun güvenini kazanarak ve genellikle ileride kötüye kullanım veya istismar amacıyla onu uygun bir hedef haline getirerek, psikolojik olarak etkilediği süreci ifade eder. Bu terim en çok çocuk istismarı bağlamında kullanılır, ancak yetişkinler arasında da, özellikle güç dengesizliği olan ilişkilerde, yaşanabilir. 4

Cinsel istismar mağdurları için mücadele eden aktivist Grace Tame, grooming’in 6 aşaması olduğunu söylüyor. Bu aşamalar: Hedeflemek, güven kazanmak, bir ihtiyacını gidermek, başkalarından uzaklaştırmak, seksüalize etmek (cinselleştirmek) ve kontrolü sürdürmek. Aslında bir tarikatın genel olarak çocuklar üzerindeki etkisini bu aşamalarla açıklayabiliriz.


Zeynep ve Cüneyd örneğinden gidelim. Zeynep, tarikat tarafından yeni şeyhin “eşi” olmak üzere seçildi ve İstanbul’a getirildi (hedeflemek). Her ne kadar Cüneyd bunu kendi istememiş olsa da Zeynep’le ilk karşılaşmasından itibaren ona duyduğu “çekim” sonrası onda güven oluşturmaya çalıştığını (ikinci aşama) görüyoruz. Meşhur salıncak sahnesinde Zeynep hayatında ilk defa salıncağa binip sallanırken (tam bir çocukluk imgesi), Cüneyd onun önünde durup “Senin özgürlüğünün nöbetini ben tutarım” diyordu. Her ne kadar Cüneyd de yaralı bir çocuk olsa da aralarındaki 10 yıllık yaş farkı, üstelik kendisinin tarikat lideri olarak elde ettiği iktidar, iki karakter arasında aşılamaz bir güç dengesizliği yaratıyor. Bu nedenle bu sahnenin masum bir aşk sahnesi olarak görüldüğünü fark ettiğimde tüylerim diken diken oldu.


Devam edelim. Üçüncü aşama bir ihtiyacını gidermekti. Tarikatlar bunu genelde ekonomik durumu olmayan ailelere maddi yardım yaparak sağlar. Özellikle bu yardım, alanın gerçekten güçlenip kendi başına ayakta kalmasına değil, bir sonraki yardıma kadar hayatta kalmasına yarayacak nitelikte olur. Cüneyd, Zeynep’in bir ihtiyacını direkt olarak gidermese de tarikat içinde çocuklara belli dersler vermesine müsaade ederek ona bir alan açtı ve kendini nispeten güçlenmiş hissetmesini sağladı. Ancak bütün bunların ikisi arasında “nikâh” gerçekleştikten sonra olduğunu unutmamak gerek. Yani bir çocukla genç bir adam aynı evde yaşarken oluyor bunlar. Üstelik Zeynep, evde ütü yapmak, Cüneyd’in söküklerini dikmek gibi işlerini yapıyor bir yandan. Bunlar, üstün erkek Cüneyd’in tatlı bakışlarına mahzar olabilmek için çok ufak görünen şeyler (okur yorumlarına dayanarak söylüyorum). Aslında bu sözde evlilik, grooming’in dördüncü aşaması olan izole etmeyi de kapsıyor. İzinsiz evden çıkamayan, tarikat şeyhinin “eşi” olduğu için bir anda sorumluluk altına giren Zeynep, annesiyle bile görüşememeye başlıyor.


Beşinci aşama olan seksüalize etmeyi dizide izleyeceğimizi sanmıyorum. Ancak tarikatlarda önce dini nikâh kıyılıp “büyümesi” beklenen kız çocukları, adet görmeye başladıktan sonra cinsel istismara da uğramaya başlıyor. H.K.G. örneğinde bu bile beklenmemişti, hatırlayalım. Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G.’yi 6 yaşında Kadir İstekli’yle “evlendirmesi”, yani kızını istismar için başka bir adama vermesi davasında sanıklara 30 yıla varan hapis cezaları verilmesi önemli bir emsal karardı.5 Ancak sosyal medyada, her ne kadar sesleri çok kuvvetli çıkmasa da, “Hocamıza iftira attılar. Evlilik o yaşta olmadı” diyenler yine de vardı (İstekli’nin 6 yaşından itibaren cinsel istismarı itiraf ettiği ses kayıtlarına rağmen). İşte bu aşamalarla kız çocuklarını kendilerine bağlayıp kontrol eden bu erkekler, kolay iktidar kurabilmek için bu yaştaki kızları hedefliyorlar. Çünkü yetişkin bir kadını grooming ile kontrol altına almak mümkün olsa da çok kolay değil. (Burada Adnan Hocacılar diye anılan Adnan Oktar tarikatını da hatırlamak gerek).


Cün-Zey Fanları Ne İstiyor?
Konuyu çok dağıttım yine. Cün-Zey’e geri dönelim. Dizide bu karakterleri canlandıran oyuncular Mert Yazıcıoğlu (32) ve Mina Demirtaş (19), gerçek hayatta da birbirlerine yakıştırılıyorlar ve dizinin fanları onları “shipliyor” (iki kişiyi birbirine yakıştırmak anlamında gençlerin kullandığı bir tabir). Dizideki Cüneyd ve Zeynep arasında oluşacak aşk sahneleriyse bu gençlerin diziyi izlemesinin neredeyse tek sebebi. Hatta yurt dışında da bu ikiliyle alakalı editler yapılıyor.6 Bunun sebebini anlamak zor değil: Genç ve yakışıklı bir erkek, görünüşte yetişkin bir genç kadın gibi duran bir çocukla yan yana çok da garip durmuyor. Nitekim dizinin senaristi Şükrü Necati Şahin, konuyla ilgili bir soruya şöyle yanıt veriyor:


“Bir kadının 14 yaşında evlendirilmesi de buna dahil bir durum. Hepimizin dört kuşak önceki dişi atası 14 yaşında evlendi aslında. Türkiye’deki herkesin bunu bir kabul etmesi lazım her şeyden önce. Gözümüzde hemen Mahsun Kırmızıgül dizisi canlanıyor, 76 yaşındaki çirkin bir adamla evlendirilen 14 yaşındaki kız sahnesi değil, hayır oğlan da 16-17 yaşında. Benim babamın ninesi 14 yaşında evlenmiş işte 17 yaşında bir gençle. 16 yaşında da Çanakkale Savaşı’nda kocasını kaybettiği için dul kalıyor. Bütün dünyada böyleydi, Alexandre Dumas’nın romanını okuyun oradaki düşesler kaç yaşında sanıyorsunuz? Shakespeare’in Juliet’i 11 yaşında Romeo da 13 yaşındadır yanılmıyorsam. Boleyn Kızları kaç yaşındaydı? Bu böyle idi ve birileri hâlâ böyle yaşıyor.
Sonra 20. yüzyılda kadının eğitim alması diye bir şey çıktı ortaya ve birden “ha başka bir şey var, 14 yaşında da evlenmeyebilirim” bilinci yayıldı. Ama adam kızını okutmak da istemiyor bir yandan. Bilmiyor devamında ne geleceğini. Ne yapacak okuyup da diye düşünüyor.”


Bu sözlerde çok tehlikeli bir şey var ki dizi izleyicileri de bunu söylüyor: “SON DAKİKA | Köydeki yaşlı morukla Cüneydi bir tutan sözde ofc mert fanları dizinin hikâye sahibi tarafından hezimete uğratıldı. Yaralıların sayısı ise belirsiz.7 ” Söz konusu yakışıklı ve nispeten genç bir erkek olunca sanki istismar olmazmış gibi geliyor. Oysa en tehlikelisi de bu: Üstü örtük iktidar. 25 yaşında bir erkeğin 14 yaşında bir kızla aşk yaşayamayacağını, bu iktidar farkının asla eşit bir ilişki kurulmasına izin vermeyeceğini tekrar etmemiz gerekiyor.


Yazıyı uzattıkça uzattım ama diziyle ilgili söylenecek daha çok şey var. Örneğin son bölümde Cüneyd’i seküler bir kişiliğe bürünmüş gören izleyicilerin yaşadığı hayal kırıklığı başka bir yazının konusu olabilir. Son bir okur yorumuyla yazıyı kapatmak istiyorum. Bir izleyici, kızını boşaması için Cüneyd’le konuşan Meryem’e hitaben, “Zeynepimi boşa diye Cüneydi darlayan Meryem Hanım, Zeynepimi bırakma dediğini de duyacaz, haklının acelesi yok, biz seni anlamaya çalıştık hak verdik ama sen kızını anlayamadın, okusa da dünyayı da gezse Zeynep Cüneyd siz hep yarım kalır artık, anlamalısın” diyor. Yani demem o ki izleyici çoktan grooming’in kurbanı olmuş. Şimdi kızları nasıl kurtaracağımızı düşünelim.

Kaynakça:

  1. https://artigercek.com/makale/kizil-goncalar-yakisikli-seyhin-tehlikeli-yukselisi-288776 ↩︎
  2. https://www.birgun.net/haber/6-yilda-1-3-milyon-okul-terki-4-4-0-sistemi-564197 ↩︎
  3. https://tr.euronews.com/2024/01/16/turkiyede-son-5-yilda-2-milyon-universite-ogrencisi-okulu-birakti#:~:text=%C3%9Cniversiteyi%20b%C4%B1rakan%20%C3%B6%C4%9Frencilerin%20say%C4%B1s%C4%B1%20da,2022%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20390%20bine%20y%C3%BCkseldi
    ↩︎
  4. https://www.psikologbaharkaya.com/blog/grooming-nedir ↩︎
  5. https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/hiranur-vakfinda-6-yasindaki-hkgye-cinsel-istismar-davasinda-karar-2250392
    ↩︎
  6. https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/hiranur-vakfinda-6-yasindaki-hkgye-cinsel-istismar-davasinda-karar-2250392
    ↩︎
  7. https://x.com/gehbilibili_bee/status/1839562109400576053 ↩︎

Editör: M. Hazal Çakmak
Redaksiyon: M. Hazal Çakmak
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Sinem Yıldız

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation