Background

‘İlerici Pronatalizm’ Bir Çelişkidir

Düşük Doğurganlık Paniğine İnanan Argümanlar Kadınları Nasıl Başarısızlığa Uğratıyor

Trump, 5 Temmuz 2019’da Beyaz Saray’ın Güney Çimleri’nde konuklarını selamlarken bir bebeği kucaklıyor.  (Saul Leob / AFP via Getty Images)

ABD federal bütçesinin, nüfus artışı ve üreme hakları konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan Dünya Nüfus Günü’nün hemen öncesinde imzalanması ironiktir. Bütçe, Trump yönetiminin önceliklerini yansıtıyor; bunlar arasında kadınları daha fazla bebek sahibi olmaya ikna etmeye veya zorlamaya çalışan agresif pronatalizm1 gündemi de var ki, bu, Cumhuriyetçi Parti’nin muhafazakâr tabanı için bir nimet. Sonuç olarak Trump’ın sembolik bin dolarlık “bebek ikramiyesi” bütçe tasarısında kalırken Medicaid2 ve gıda yardımı gibi diğer sosyal harcamalar kesildi.

Ancak bu sadece muhafazakârlarla sınırlı değil artık. Şimdi, birçok ilerici de sözde doğurganlık “krizi”nden dolayı panikliyor ve hatta bazı feministler doğum oranlarını artırmak ve anneliği teşvik etmek için milyarlar harcanmasını savunuyor. Kültürel olarak liberal kabul edilen Kuzey Amerika medya kuruluşlarındaki yazarlar, tarihsel olarak kürtaj karşıtı sağın ilgi odağı olan pronatalist koroya giderek daha fazla katılıyor.

Kadınların üreme tercihlerini hükümet rüşvetleri karşılığında takas edilecek bir para birimi olarak masaya koyamayız.

“İlerici pronatalizm”deki bu artış doğal olarak veya tesadüfen gerçekleşmiyor. Bu, Austin’deki Teksas Üniversitesi’nde ilerici görünen Nüfus Refah Girişimi (Population Wellbeing Initiative / PWI) gibi pronatalist gruplar tarafından yürütülen propagandanın kafa karıştırıcı sonucudur. Kurucusu, Dean Spears, The New York Times dergisinde “nüfus azalmasının” tehlikeleri hakkında ikinci ve felaket habercisi bir makale yayınladı.

Makale, PWI’ın Elon Musk’ın 10 milyon dolarlık hibesiyle kurulduğundan ya da Spears’ın, önde gelen bir eleştirmenin “steroidli öjeni” olarak tanımladığı tartışmalı, elitist bir felsefe olan uzun vadelilik ve etkili diğerkâmlık (alturizm) taraftarı olduğundan bahsetmiyor.

Sağcı pronatalistler düşen doğum oranları için feminizmi suçlayıp ve kadınları rollerinin eş ve anne olarak tanımlandığı zamanlara geri göndermeye çalışırken, solcu pronatalistler sözde düşük doğurganlık sorununa liberal tınılı çözümler getirmekle övünüyor. 

Bu yeni gündem, ilericilerin pronatalizme karşı güçlü bir eleştiri getirme konusunda uzun süredir devam eden başarısızlığına işaret ediyor. Ancak hareketle giderek artan uyumları rahatsız edici bir yeni düşüş. Günümüzde pronatalizm ve nüfus azalması evhamlılığı sola uygun gelecek şekilde tasarlanmış terimlerle dile getirilse bile, bu aşırı sağcılık, otokratik rejimler, Büyük Yer Değiştirme3 komplo teorisi, öjeni, ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi bir dizi endişe verici ideolojiyle bağlantılı oldukları gerçeğini değiştirmiyor.

İlericilerin ve feministlerin, düşen doğum oranlarını ve yaşlanan nüfus istatistiklerini daha fazla üreme seçeneği ve artan yaşam süresini yansıtan olumlu eğilimler olarak duyurmasının tam zamanıdır. Küresel nüfus hâlâ artıyor ve bu yüzyılda 2 milyar insan daha eklenerek 10 milyarı aşması bekleniyor. Gezegenin, insanların talep ettiği kaynakları sağlama ve yol açtığımız çevresel zararları karşılama kapasitesini çoktan aştık. Gidişatımızı değiştirmediğimiz sürece insanlık ve gezegen vahim bir gelecekle karşı karşıya kalacak.  

Hal böyleyken, ilericiler ve feministler üreme özerkliğini harcanabilir bir şey olarak görüp devlet yardımları ve hizmetleri karşılığında pazarlık etmeye gerçekten istekliler mi?  Kadınlar, bunun onların görevi olduğu ve bir şekilde topluma bebek borçlu oldukları fikrini normalleştirerek “üreme emeklerini” devletin cömertliğiyle takas ettikleri bir alım satım rolünü kabul edebilirler mi?

Adına yakışır her ilericilik veya feminizm, hakların ve tercihlerin genişletilmesiyle ilgilidir. Bu temel ilkelere gerçekten inanıyorsak, kadınların üreme tercihlerini hükümet rüşvetleri karşılığında takas edilecek bir para birimi olarak masaya koyamayız. Özgür bir toplumda çocuk sahibi olup olmama, ne zaman ve kaç çocuk sahibi olunacağına karar verme hakkı, bekâr, evli, tek ebeveyn veya çocuksuz olmasına bakılmaksızın adil ve erişilebilir politikalarla desteklenmelidir. 

Solun pronatalizmle flörtü yeni olsa da pronatalizmin kendisi çok eskidir ve şimdi ona geri dönmek son derece gericidir. The Patriarchs: How Men Came to Rule kitabının yazarı Angela Saini ile yakın zamanda yaptığım röportajda, ataerkil pronatalist normların tarih boyunca aktarıldığını vurguladı. Bunlar, 5 bin yıl önce şehir devletleri ve imparatorluklar ortaya çıktığında kurumsallaştı. Devlet gücünü sağlamlaştırmak ve rakip imparatorluklardan sayıca üstün olmak için nüfusun artışına ihtiyaç vardı. Bu yüzden kadınlar mümkün olduğunca çok çocuk sahibi olmaya zorlandı. Çocuk doğurmanın tehlikeleri ve çocuk yetiştirmenin zorlukları göz önüne alındığında kadınları daha fazla çocuk sahibi olmaya yönlendirmek için çeşitli sosyal kontroller oluşturuldu. Annelik yüceltilir ve zorlanırken, anne olmamak sansürlendi ve yasaklandı. 

Anne olmamanın yaşam biçimi her zaman kadınların tarihinin (benim tarihimin de) bir parçası olmuşken, pronatalizm her toplumda son derece yerleşik kalmıştır. Öyle ki; üreme tercihinin ne kadar özgün ve özgürleştirilmiş görünebileceğini düşünmek bile zor geliyor. 

Pek çok ülkede, bugünün azalan doğum oranları böylesi bir özgürlüğe doğru bir ilerleme olarak kutlanmalıdır. Bunlar, on yıllar boyunca büyük çabalarla elde edilmiş politikaların meyvesidir; hükümet emriyle tersine çevrilecek toplumsal bir hastalık değildir.

25 Haziran sabahı Hart Senato Ofis Binası önünde arı kostümü giymiş anneler, bakıcılar ve çocuklar, Medicaid ve SNAP’e (Ek Gıda Yardım Programı) hak kazanan kişi sayısını önemli ölçüde azaltacak bir bütçe uzlaştırma tasarısını destekleyen Cumhuriyetçi senatörlere çağrıda bulunmak için toplandılar. MomsRising’den Felicia Burnett, “Bugünkü konumuz, ailelerin “Büyük Kötü BEE” (Böcekçilik) uygulamasına son vermek, çünkü kesintiler aileleri ‘sokacak’,” dedi. (Ava Blando)

Gerici pronatalizm, kat etmemiz gereken çok uzun bir yol olmasına rağmen ilerlememizi sekteye uğratmakla tehdit ediyor. Dünya genelinde yüz milyonlarca kız çocuğu ve kadın hâlâ hayatlarının temel yönlerini kontrol edemiyor. Önlerine “bebek ikramiyesi” gibi pronatalist teşvikler koymak ve onları pronatalist hükümetlerin çıkarları uğruna üreme tercihlerini rehin bırakmaya teşvik etmek bariz şekilde yanıltıcı. Eğer ilericiler gerçekten kadın haklarını ve yaşanabilir bir geleceği savunmak istiyorlarsa, pronatalizmle flörtleşmeyi ve düşen doğum oranları konusundaki evhamlılığı meşrulaştırmayı bırakmalılar. Ve nihayetinde, kök değerlerine yeniden bağlı kalmalılar: kadın haklarını, özerkliğini ve güçlenmesini savunmak. 

Nandita Bajaj, Population Balance adlı STK’nın yönetici direktörü, Antioch Üniversitesi’nde kıdemli öğretim görevlisi ve Oveshoot ve Beyonda Pronatalism adlı podcast’lerin yapımcısı ve sunucusudur. Araştırma ve savunuculuk çalışmaları, pronatalizm ve insan yayılmacılığının üreme, ekolojik ve kuşaklar arası adalet üzerindeki birleşik etkilerine odaklanmaktadır.

Bu yazı 18 Temmuz 2025 tarihinde Ms. Magazine dergisinde yayımlanmıştır.

Yazar: Nandita Bajaj

Erişim: https://msmagazine.com/2025/07/18/pronatalism-low-fertility-panic-women-babies/

Dipnotlar:

  1. Pronatalizm nüfusun tamamını veya bir kısmını üremeye yönlendiren politik, ideolojik ve kültürel fikir ve pratikleri içeren projedir. (ç.n.) ↩︎
  2. Medicaid, ABD’de dar gelirli yetişkinler ve çocuklar için sağlık sigortası sağlayan bir devlet programdır. (ç.n.) ↩︎
  3. Büyük Yer Değiştirme (Great Replacement), Fransız yazar Renaud Camus tarafından ortaya atılan beyaz milliyetçi aşırı sağ komplo teorisidir. Teoriye göre, Avrupalı olmayan göçmenler yüksek doğum oranıyla hızla çoğalırken beyaz Avrupalı nüfus düşük doğum oranının da etkisiyle her geçen gün azalıyor. Beyaz Avrupalı nüfusun demografik olarak eridiğini iddia eden Renaud Camus, “yer değiştirme yoluyla soykırıma” maruz kaldıklarını savunuyor. (ç.n.) ↩︎
Düzelti: Sabâ Esin
Tasarım ve Sosyal Medya: Melike Çınar, Sabâ Esin, Sinem Yıldız
Seslendirme: Seda Bedestenci Yegâne

Kadın Vardiyası – 2023
Bize Ulaşın: [email protected]

Login to enjoy full advantages

Please login or subscribe to continue.

Go Premium!

Enjoy the full advantage of the premium access.

Takipten Çık:

Takipten Çık Vazgeç

Cancel subscription

Are you sure you want to cancel your subscription? You will lose your Premium access and stored playlists.

Go back Confirm cancellation